Türkiye’de son 10 yılda ’marka kentler’ kavramı çoğu kere içi doldurulamadan bile olsa çok tekrarlanarak ’bilinir’ bir ifadeye dönüştü. Marka olmanın içeriği, değeri ve sürdürülebilirliği henüz o derece de önemsenir hale gelemedi. Kavram o derece bilinir ve ’moda’ hale geldi ki yolu olmayan kasaba, barakalardan oluşan mezra dahi kendini ’marka kent’ yapma laf-ı güzaf tuzaklarına düştü.

Türkiye’de doğal olarak en büyük marka kent İstanbul. Doğa, kültür, tarih, inanç birikimleriyle ilaveten İzmir, Bursa, Antalya, Trabzon, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Edirne, Eskişehir ’güçlü’ arka planları olan potansiyelli kentlerimiz. Antalya, marka kent olma yolunda ’kesintili de olsa’ Menderes Mehmet Tevfik Türel Başkan ile beraber 2004’te başladığı vizyon yolculuğunda aşamalar kat etti. Türkiye – Rusya arasında düşürülen uçak krizinin  tam da Expo 2016 yılına denk düşmesi pek tabii beklentilerin daralmasına da yol açan büyük bir şanssızlık oldu.

Menderes Türel, Turgut Özal hükümetlerinin önemli bir ismi olan Sudi Türel’in yeğeni ve ’Menderes’ ismini taşıyan bir kimlik olarak 40 yaşına erişmeden ilk kez oturduğu koltuğunda, 2. döneminde Türkiye’ye de örnek olacak işler yapmaya başladı. Bunlardan bir tanesi kendisi dahil Belediye’de elektrikli araç kullanımını başlatması ve bunun kente yayılması için altyapı dahil bir vizyon geliştirmesi.

Elektrikli araçlar dünyanın geleceğinde yer edineceğini kanıtladı. Üstelik Antalya gibi bol güneşli merkezlerde, vatandaş çatısında güneş paneli ile üreteceği elektrikle de evinin parkında bekleyen aracını şarj edebilecek. Bu vizyonun genişlemesi ve yayılması, vatandaşa elektrikli araç ile beraber evde şarjın altyapısını, elektrik üretimini yapabilmesini ’vizyon’ ve ’paket’ olarak sunabilmek için Menderes Türel gibi ’cesur’ adım atabilecek Başkan’ların sayısının hızla çoğalması gerekiyor.

Menderes Türel, çevre ve ekonomi açısından önemli olan bu yaklaşımını geliştirirken Türkiye’de bir ilki daha 2 defadır denedi, deniyor; elektrikli araçlar için şarj istasyonları yeri tahsisi amaçlı ’ihale’ yaptırttı. İlkinde yer sayısı ve yatırımın   fazlalığı, ihale bedelinin yüksekliği ile katılım olmaz iken, 2. ihale muammen bedelin yaklaşık 2 katı fiyatla sonuçlanmasına rağmen, ’teknik’ gerekçe ile iptal edildi.

Türkiye’nin turizm başkentini büyük bir dönüşüme hazırlayan, bunu önemli imar ve bayındırlık yatırımları ile başaran Menderes Türel’in elektrikli araç şarj istasyonu altyapısında Türkiye’ye öncü olacak nitelikte, şeffaf, adil ve rekabetçi bir yaklaşım ile Antalya’nın şarj altyapısının da 1 numara olmasını sağlayacağına inanıyorum.

Ankara, Eskişehir, Manisa, Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri, Kayseri (Melikgazi), Kadıköy Belediyeleri ve Konya Valiliği’nin elektrikli araç alımı ve kullanımında yaptıkları liderlik, ilk kez bir kentte altyapı geliştirme düşüncesi ile bütünlük sağlama rotasına girmiş olacak. Yakından bildiğim, Elektrikli Araçlar Bilgilendirme Derneği Başkanı sıfatıyla kısmen içinde olduğum, hükümetimizin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı eliyle hazırlığını, uluslararası know-how transferi ile gerçekleştirmeye çalıştığı ilk yerli otomobilimizin de elektrikli olacağını vurgularsak, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin şarj altyapı ihalesinin ’çapı’ kentin büyüklüğünden daha da fazla anlamlı, önemli hale gelmektedir, gelmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanı’na da arz edilen ’Türkiye’nin Elektrikli Araçlar Stratejisi’ sunumundaki en temel yatırımın da Antalya’dan yola çıkmasını önemsiyorum. Konuyu yakından izlemeye Türkiye’ye de ’örnek’ olabilecek katkısı nedeniyle devam edeceğim..  Zira malum, gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz gerisi de yanlış olur ve düzeltmek için tekrar gerekir.

Menderes Başkan’ın dinamik girişimciliğinin sağlıklı bir yol açacağını ümit ediyorum.

Karbon salınımını azaltıcı ve Paris Antlaşması’na uygun bu çalışmanın neticesinde Başkan’ın ’Elektrikli Araçlı Kentler Birliği’ kurarak, dünya çapında dahi rol oynayacağını hissediyorum.

Konuya yeri geldikçe devam edeceğim.