FETÖ'CÜLERİ SAYIKLAYAN KILIÇDAROĞLU ŞEHİTLERİMİZDEN HİÇ Mİ UTANMAZ?

Ekin GÜN 07 Ara 2016

Ekin GÜN
Tüm Yazıları
Başkan seçilecek, görev süresini tamamlayacak, muhtemelen bir daha seçilirse devam edecek ardından emekli olacak.

Geçenlerde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) öncülüğünde birkaç sivil toplum kuruluşu Anıtkabir’i ziyaret etmiş.

Biz kibarlığımızdan ziyaret diyoruz ama normalde bu ziyaret falan değil.

Mustafa Kemal’e şikâyete gitmişler.

Şikâyet konusu ise bu irili ufaklı üç beş kuruluşun başkanlık sistemini istememelerinden kaynaklıymış.

Yani Mustafa Kemal’e bu durumu şikâyet etmişler ki Mustafa Kemal de mezarından kalksın başkanlık sistemini getirecek olanların kulağını çeksin!

Benim bu şikâyet merasiminden anladığım bu.

Yoksa yaş ortalaması neredeyse yüze vuracak olan aklını başını almış (?) kimselerin vefat etmiş bir kişiye şikâyete gideceğini hiç düşünmem ama bu olay ilk olmayınca insan haliyle düşünüyor.

Çünkü vakti zamanında da AK Parti ne yaparsa yapsın bunlar soluğu Anıtkabir’de alıyordu, Mustafa Kemal’e şikâyetlerini iletiyorlardı.

Elbette değişen bir şey olmuyordu, milletin istediğini AK Parti yerine getiriyordu.

Sabah akşam okuyup üfledikleri üç Yılmaz Özdil bir Bekir Coşkun yazısı da fayda etmiyordu.

Yine öyle olacak.

Hoplasalar da zıplasalar da başkanlık sistemi gelecek.

Millet sandık başına gidecek, başkanlığı onaylayacak ve ilk seçimde de istediği kişiyi başkan yapacak.

Bu da Erdoğan olacak.

Mesele bu kadar basit.

Ortada kimseye sorulmadan “Yarın Cumhuriyet’i ilan ediyoruz” gibi bir durum yok, başkanlık halka soruluyor.

Ya da kimsenin rızası alınmadan “milli şefliğe” soyunan diktatörlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihinde tekrar nüksetmedi.

Başkan seçilecek, görev süresini tamamlayacak, muhtemelen bir daha seçilirse devam edecek ardından emekli olacak.

Sonra millet kendine uygun yeni başkanını seçerek istikrarlı ve huzurlu bir ülkede yaşamanın keyfini sürecek.

Bunu anlamayan budalalar da ilkokulda öğretmenine şikâyet eden çocuklar gibi soluğu Anıtkabir’de alacak.

Madem oraya kadar gittiniz, sizin yerinizde olsam başkanlığı değil Kemal Kılıçdaroğlu’nu şikâyet ederdim Mustafa Kemal’e.

Çünkü Mustafa Kemal’in partisi CHP’yi FETÖ’nün arka bahçesi haline ha getirdi ha getirecek.

Zaten en başta kendisinin oraya nasıl geldiği şaibeli.

Şimdi de çıkmış FETÖ’cüleri meydanlarda ayan beyan savunmaya başladı.

Öyle ki, en başta kardeşi Celal Kılıçdaroğlu artık bu duruma dayanamadı ve abisinin genel başkan olduğu partiden istifa etti.

Gerisini siz düşünün artık. (Bu durumu da Mustafa Kemal’le şikâyetinizin arasında paylaşsaydınız keşke!)

Kılıçdaroğlu partisinin Adana’daki “Ülkemizi Böldürmeyeceğiz” mitinginde konuşmuş.

Konuşmasına geçmeden önce mitingin ismine bakıp da sakin ola ki bu ismin PKK’ya karşı falan olduğunu düşünmeyin.

Biliyorsunuz PKK’lılara Kemal Bey “hendekteki arkadaşlar” diyordu en son.

Teröristleri dahi “arkadaş” noktasına “terfi ettirmede” üstüne yoktur, bir de adamı beğenmiyorsunuz.

Mamafih, Kılıçdaroğlu Adana’daki o mitingde FETÖ’den içeride bulunan tüm “gazeteci, yazar” kılıklı kişileri sayarak kendisini dinlemek için gelen kalabalığa “burada” dedirtti.

“Burada” dedirttiklerinin arasında Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak var.

O derece.

“Bu kadarını da yapmış olamaz” dediğinizi duyar gibiyim ama ben de ilk okuduğumda öyle sanmıştım sonra görüntüleri dinlediğimde ikna oldum.

Kılıçdaroğlu artık meydanlardan FETÖ’cülere sahip çıkmaya başladığına göre o koltuğa şaibeli kaset olaylarıyla nasıl geldiğini de bir zahmet açıklayıverir herhalde.

Hadi onu geçtim 15 Temmuz şehitlerimizin isimlerini okumak yerine meydanlardan FETÖ’ye yardım ve yataklık yapanların isimlerini okumakta neyin nesi?

Nasıl bir utanmazlık, nasıl bir yüzsüzlük ki bunu yapabiliyor insan?

FETÖ’cülere sahip çıkan, meydanlardan bas bas onları savunan bir genel başkan, Mustafa Kemal’in kurduğu partiye yakışıyor mu?

Bence yakışmıyor ama bunu sadece ben söylemiyorum.

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan’da benimle aynı fikirde olacak ki şu açıklamayı yaptı: “Ilıcak, Altan, Bulaç'ın isimlerini Adana mitinginde hangi mantıkla okuyup kitleye alkışlatmaya çalışıyorsunuz? Benim için artık bardağı taşıran son damlaydı. Artık CHP, oraya buraya savrulan, hiçbir konuda net duruşu olmayan, hiçbir krizi yönetemeyen bir duruma geldi”

Görüldüğü üzere Kılıçdaroğlu’na artık kendi milletvekili isyan edecek noktaya geldi, Allah’tan böyle adamakıllı düşünen insanlar var partisinde.

FETÖ’nün bugüne kadar katlettiği insanları, hakkına girdiği kimseleri görmeyip FETÖ’cülerin mağduriyet edebiyatına su taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu vukuatları bitecek gibi durmuyor.

15 Temmuz günü millet sokakta ölürken “dikkatlice izliyoruz” diyen bir adamdan bekleyeceğimiz bir şey yok tabi de şu “Yenikapı Ruhu” falan diyenler ne yapıyor onlara da bir bakmak lazım online mı diye?

“Yenikapı Ruhu” diye kendini yırtanlar CHP’nin bu haline görünce ne düşünmüşlerdir çok merak ediyorum.

Bırakın “Yenikapı Ruhunu”, CHP’nin ruhuna çoktan Fatiha okunmuş haberleri yok.

Elbet tabi 7 Haziran’dan sonra koalisyoncu uzlaşmacı heveslerle CHP’yle iktidar isteyen yandaş muhafazakârları da unutmuş değiliz.

Şimdi ne düşünüyorlardır acaba?

Uzlaşsınlar bakalım uzlaşabilirlerse bu CHP’yle.

Başkanlık sisteminin gelmesini bile rejim değişikliğiyle yorumlayacak kadar cahillikte çığır açan genel başkana en başta kendi öz kardeşi tepki gösteriyor, abisinin partisinden istifa ediyor.

Bazıları da hala sesini çıkarmasa da gelecek zamanlar için pusuya yatmış bekliyor, fırsat kolluyor.

Onları geçelim de şu ADD’ye bir önerimiz olsun…

Bence bu hafta da Anıtkabir’e Kemal Kılıçdaroğlu’nu şikâyet etmeye gidin.

Yapacak başka bir çare kalmadı çünkü!