Unutulmasın diye bazen özellikle deyimin/tamlamanın eski halini kullanıyoruz yazılarımızda. Bu defa da aynı şekilde "genel durum" yerine "vaziyet-i umumî"yi tercih ettik.
Önceki akşam oynanan Kayseri-Antalya maçı ile tamamlanan “Lefter Sezonu” ilk hafta maçlarından sonra vaziyet-i umumiye baktığımızda geçen seneye nispeten değişen-gelişen en önemli başlık VAR (Video Asistan Hakem). Artık Ligimize ve iyi-kötü bir şekilde hayatımıza dâhil oldu bu uygulama. Süper Kupa maçında Cüneyt ÇAKIR’ın VAR uyarısını pek kaale almadığı için ilk denemede auta çıkarmasına rağmen bu haftaki maçlarda kritik bazı kararlar (VAR sayesinde) verilerek adaletin tesisine yardımcı olundu.
İkinci önemli husus; futbol oynanan saha zeminlerindeki kötü görüntüydü. “Ağustos Böceği ile Karınca” hikâyesindeki gibi; ülkemizde kurak/sıcak geçen yaz aylarında saha zeminlerinin bakımı oldukça ihmal edilmiş durumda. Başta BJK Vodafone Park olmak üzere geçen seneki pırıl pırıl zeminler ne yazık ki sararmış-solmuş. Bir de üzerinde konser (Şakira Konseri) organizasyonu düzenlenince içler acısı hale gelmiş “dünyanın manzarası en güzel stadı”nın zemini.
Hakemler için “ilk maçın günahı olmaz” faslından pek bir şey söylemeyeceğiz ama ilk hafta performansları ilerleyen haftalar için ışık vermedi. Özellikle çizgi hakemleri ve dördüncü hakem “batak” oyunundaki “el almaz” gibi ihaleyi hep VAR’a yıkma derdindeydiler bazı maçlarda. Bu hastalık diğer sağlıklı hakemlere de sirayet ederse vay geldi başımıza.
Kulüp sözcü ve yöneticilerimiz ise; maç önü- maç sonu beyanatlarıyla bu senenin en pozitif tarafındaydılar. Daha seviyeli ve daha anlayışlı bir çizgide durmaya gayret ettikleri belli oluyordu. Kulüpler Birliği Vakfı’nın yeni dönemde ağırlığını hissettirmeye başlaması zaten bekleniyordu. Ali KOÇ’un “Fenerbahçeli Küfür Etmez” temalı çıkışı tribünlerde karşılığını buldu. Diğer kulüplerimizden de yakın gelecekte bu minvalde çalışmalar göreceğiz ve bu Türk Futbolu için yeni bir dönem olacak. Teknik direktör performansları ve takımların oyun oynama biçimlerini analiz etmek için henüz erken çünkü sezon başındayız daha. Ne var ki; başa güreşecek takımlarımızın genel görüntüsü geçen sene kaldıkları yerden devam eder bir izlenim bıraktı.
Açılış maçından başlayacak olursak; Fatih TERİM kaldığı yerden devam ediyor. Galatasaray henüz Şampiyonlar Ligi seviyesinin uzağında ama Hoca takımına hükmetmede ve çözüm üretmede sorun yaşamıyor. Ankara’daki sahanın zemini de çok kötü olunca seyir zevkinden mahrum kaldık ama netice deplasmanda üç puan olunca yüzler güldü.
Bursaspor karşısında maçın hemen başında bir yan top savunması hatasından geriye düşen Fenerbahçe’yi “makûs talihinin” elinden VAR kurtardı desek abartı olmaz. Bursa’nın beraberliği getirecek penaltı pozisyonun öncesinde off-side olduğunu ve son dakikalarda Volkan-Skertel pozisyonunda da havadayken Volkan’dan seken topun Skertel’in eline temasına “devam” kararı VAR sayesindeydi. Bu kritik kararlar Fenerbahçe’ye üç puan getirirken, Samet Hoca maç sonunda “ellere VAR da bize yok mu?” diyerek dalgasını geçmekteydi.
Başakşehir-Trabzon maçının neden 19:00’a konduğunu kimse anlamadı. Beşiktaş-Akhisar maçı 21:45’de iken aynı günde, aynı il sınırları içinde, aynı sıcak hava şartlarının yaşandığı iki statta farklı saatlerde maç oynatmak sadece yayıncı kuruluşun isteğiyle olmasa gerektir. Trabzonlu ve Başakşehirli futbolcuların ve onları izlemeye gelen seyircilerin günahı ne? İstanbul sıcaktan kavrulurken Başakşehir Stadı da “hamam” gibiydi. Başakşehir’in aklı Avrupa Ligi’ne kalmak için oynayacağı Burnley maçında olduğu için biraz zorlansa da Trabzon’u yenerek “nerde kalmıştık?” dedi.
Şenol Hoca da “nerde kalmıştık?” diyenlerden. Elindeki malzeme ile en iyisini yapma konusunda artık “üstad” seviyesine geldiği için santraforsuz bile çözüm üretip netice alabiliyor. Akhisar’ı çok rahat çözüp çok da gol kaçırarak geçip ilk üç puanı cebe koydu. Ligin ilerleyen haftalarında ve Avrupa Ligi’nde bu pratik yaklaşımlarla ne kadar mesafe alır? İzleyip göreceğiz.
Avrupa Ligi’nde Beşiktaş ve Başakşehir’e, Şampiyonlar Ligi’nde de Fenerbahçe’ye bol şans, hepimize mutlu (ve döviz fiyatlarının inişe geçtiği) bir hafta diliyorum.