Geçtiğimiz akşam Diyarbakır Siirtliler Derneği Başkanı Adnan Öktüren'in Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu onuruna düzenlediği yemek çok değerli bir buluşmaya vesile oldu...
Kendi alanında kendini ispatlamış isimlerin yanı sıra, iş insanları, belediye başkanları, Diyarbakır Başsavcı Vekili, hakimler, savcılar, kurum müdürleri, akademisyenler ve etkili STK başkanları bu yemekli toplantıdaki yerini aldı.
Öncelikle toplantıya vesile olan Diyarbakır Siirtliler Derneği’ni birkaç cümle ile tanıtmak istiyorum. Adnan Öktüren başkanlığındaki derneğin alışılmış STK kimliği dışında bir duruşu var. Hiçbir kaynağı olmayan dernek adeta kendi yağında kavrulurken Halil İbrahim Bereketi ile ihtiyaç duyulan her mecrada yerini alıyor ve binlerce kişiye ulaşıyor. Bunların yanı sıra Başkan Öktüren ve Diyarbakır Siirtliler Derneği’nin Güneydoğu’nun her şehrinde yüreklere dokunduğunu bilmeyen yok.
Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güzeloğlu onuruna düzenlenen yemekli toplantıda önce afiyet ve ‘vesile olana bin bereketler’ eşliğinde yemeklerimizi yedikten sonra masada oturan herkes kendini tanıttı ve Diyarbakır’a dair taleplerini sundu...
Konuşmacıları dikkatle dinleyen Vali Güzeloğlu bir yandan da notlarını alıyordu.
Hastane, asri mezarlık, Suriçi’nin doğal dokusunun korunması, metro, araçların park sorunu, Suriçi’ne teleferik, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs verilmesi, adliye binalarının bir yapıda toplanması, ağaçlandırma alanlarının arttırılması, toplu ulaşım hatlarının düzenlenmesi...
Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu zeki ve donanımlı bir adam. Leb demeden Çorum’un en afilli leblebileri hazırdır her daim zihninde. Laf aramızda bazen ‘Sayın Valim birşeyi de bilmeyin sizi şaşırtmanın mutluluğunu yaşayalım’ diyesim gelmiyor değil.
Vali Güzeloğlu gereken yanıtları tek tek verdikten sonra kendi tespitlerini ve çalışmalarını bizlerle paylaştı. Vali konuştukça içime sular serpildi çünkü bazı cümleleri ile hepimizi mahçup etmişti. Konuşulan tüm sorunların geçmişten devam eden ‘ideolojik belediyecilik’ anlayışının travmaları olduğunu söylerken anlayana önemli mesajları da verdi aslında. Çocuklar ve gençlerin sportif amaçlı desteklenmesi için aktarılması gereken çok yüklü miktarda bir paranın yakın zamanda Amedspor üzerinden nasıl keyfi buhar edildiğini, engellilerin ve dezavantajlı grupların nasıl görmezden gelindiğini, Diyarbakır’ı tanıtırken şehrin değil ‘kişisel ego temalı’ tanıtımların nasıl ön plana geçtiğini, terörü destekleyenlerin şehri ve vatandaşları yıllarca nasıl yoksunluğa mahkum ettiğini, hizmet odaklı kurumsallığın yerine örgütsel oluşumların paraları nasıl teröre aktardığını aktarırken içim öyle bir cız etti ki tarifi imkansız!
O an elime mikrofonu alıp ‘şikayet değil birlikte çözümler üretmek zorundayız’ ile başlayan yüzlerce sitem dolu cümleyi aktarmak istedim tüm salona!
“Biz bizi bilmez isek bizi bizden etmek isteyen çok olur”
Taleplerimiz, eleştirilerimiz, hiç beğenmediklerimiz elbette olacak. Fakat bunları sunmadan önce ben ne yaptım sorgusunu da vicdanımıza yapmalıyız. Benim gibi Diyarbakırlı olmayan pekçok isim de vardı salonda fakat hepimizin çabası aynıydı. Her nerede yaşıyor olsak da attığımız her adım Türkiye odaklı oldu, olacak...
Konuşmasının sonunda Vali Güzeloğlu işleyiş takvimine aldığı projeleri de sundu salondakilere. Dilan Sineması gibi anıları olan mekanların yeniden işleyişe kazandırılması, önümüzdeki Nisan da yapılacak Uluslararası Sur Koşusu, geniş yelpazede sanayi yatırımları, Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılan kapısı olarak bir Lojistik Kent kurulması, tekstil ihtisas üretim alanlarının inşası, şehrin misafirlere açılan ilk penceresi olan otogar ve havaalanı yollarının düzenlenmesi... Ve daha niceleri.
Tam tamına üç saat süren istişare buluşmasını ‘en kısa zamanda yeniden buluşmak dileğiyle’ bitirdik...