Vahit abiyi Szczecin'e bir kafile götürmüş.
Vahit abiyi Szczecin’e bir kafile götürmüş. Almanya sınırına yakın ve Dabie Gölü'nün güneybatısında büyük bir şehir Szczecin. Berlin’e de çok uzak bir yer değil. 400 binlik nüfusuyla Polonya'nın yedinci büyük şehri.
Çarpık Ağızlı Boleslaw 1124’te piskopos Bambergli Otto’yu bölgeye çağırarak buranın halkını vaftiz ettirmiş. Akabinde ilk kilise olarak Aziz Peter ve Paul Kilisesi inşa edilmiş. Szczecin önemli bir merkez haline geldikten sonra birçok devletin egemenliğine girip çıkmış. Tarih boyunca Polonya Düklüğü, Pomeranya Düklüğü, Saksonya, Danimarka, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu, İsveç, Prusya Krallığı, Fransız İşgali, Alman İmparatorluğu, Nazi ve Sovyet dönemleri yaşamış. Saymak bile yorucu... Son olarak II. Dünya Savaşı'nın akabinde Potsdam Anlaşması çerçevesinde Polonya'nın olmuş ve savaş öncesi Alman nüfusunun neredeyse tamamı sınır dışı edilmiş. Şehir 1999 yılından itibaren NATO'nun Kuzeydoğu Çok Uluslu Kolordusuna ev sahipliği yapıyormuş.
Vahit abi galiba televizyon kulesi gibi bir yere çıkıp orada çay içmiş. Yazılarımı takip edenler onu hatırlayacaklardır. 2012 yılında görevli olarak Köln'e gitmiştim. Yemek için bir Türk dönercisine girdim. Yerimiz kalmadı deyip yalnız oturan birisinin yanını gösterdiler. İşte o adam Vahit abiydi. Yemeği ben ısmarlayacağım diye ısrar etti. Kabul etmeyince otobüste kahve yapıp ikram etmişti.
Çorum - Şendereli'ydi, 1992'den beri Almanya'daydı, 2009'dan beri tur otobüsüyle yolcularını Avrupa'da gezdiriyordu. Türkiye'ye de hemen her yıl gelir, önce köyüne gider. "Şairin sözü var ya" der, "gurbet dönüşü içilen çayda, bin yıllık hasreti demlemiş annem..." İstanbul'da üretilen 2018 model Tourismo otobüsüyle turistleri gezdiriyor. Şehirler ve yollar hakkındaki değerlendirmeleri, ikazları çok kıymetlidir. Mesela Prag, Krakovska'da Hüseyin beyin işlettiği İstanbul Kebab'ı o tavsiye etmişti.
Eskiden bugünkü imkânlar yoktu. Şimdi rehber kitaplar çok iyi, dergiler, internet var. Televizyonlarda birçok gezi programı var. Misalen Ayhan Sicimoğlu, Fırat Alagöz gezdikleri yerlere dair önemli bilgiler veriyorlar. Diğer bir kısım programda ise sanki hiçbir hazırlık yapılmamış. Ahali, kültür, tarih, binalar hakkında bilgi verilmiyor.
Kanal 7'nin yayınladığı gezi programı Fransa'nın Nice şehrini konu alıyor. Burada bir kilise var içinde ayin yapılıyor, zenginler köpek kakasını poşetliyorlar; kültür işte bu, medeniyet böyle bir şey deniyor bu programda...
Bu Nice, Fransa Kralı'nın Kutsal Roma Germen İmparatorluğuna karşı yardım talebi üzerine 1543'te Osmanlı donanmasının aldığı şehir değil miydi? Az ileride 8 ay boyunca ahalisi Fransız kralınca boşaltılıp Osmanlı idaresine bırakılan Toulon şehrine uğranabilirdi. Bu süre boyunca camiye çevrilen Toulon Katedrali'nden bahsedilmez miydi? Burada ikamet eden 30 bine yakın Osmanlı'nın izi sürülebilirdi. İnsanın bazı şeylere canı fena halde sıkılıyor azizim.