Çoğu kitap ve kaynağa göre "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" sözü bir kişinin söylediği bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkması anlamındadır. Bir abimizden dinlemiştik, başka bir anlamıyla yalancı bir kimsenin namazı beklediği görüntüsü vermek için mumunu yatsı vaktine kadar söndürmemesini ifade ediyormuş.
Bir makalede rastladığım üçüncü hikâyeye göreyse medresede bir kimse erimiş mumlardan kendi imal ettiği mumu satın alınmış gibi gösterip parayı zimmetine geçiriyormuş. Ancak orijinal mum geç saatlere kadar dayanırken onun imal ettiği mum en fazla yatsıya kadar dayanıyormuş. Neticede hikâyeye dair baskın anlam diğer anlamları örtmüştür.
Bu örneği daha önce kültür politikasıyla ilgili
vermiştim. Kültürün politikası olmaz yargısının örtücü özelliğiyle ilgili...
Belki bir dördüncü anlam da vardır. Pekâlâ olabilir. Anlamın tarifinde ne var?
Bir kelimeden, bir davranış veya olgudan anlaşılan şey, bunların hatırlattığı
düşünceye anlam deniyor değil mi? Hatırlatma fonksiyonu var ama ya
hatırlatamıyorsa?
Bir anlamın yerine başka bir anlam yüklenince bazen
uzun müddet yanlış yönde ilerleniyor. Bizde aşk cinayeti diye bir kullanım var,
çok yanlış. İngilizcedeki murder of lust kavramı daha az yanlış... Aşk
çoğunlukla make love'a veya "eros pandemos"a indirgeniyor. Arzu deyip
geçiyorsun.
Basitleştirilen, indirgenen anlamlar... Ama agape,
philia var. Philautia, storge, xenia var, ilave olarak saygı var. Lacan'ın
dediği bir şey, arzu onu tatmin eden nesne ile doğrudan ve saf bir ilişki
içinde değil. Büyük şahıslara gösterilen sevgi de pek de saf, halisane bir şey
olmayabiliyor. Önünde saygıyla eğiliyorum gibi bir kalıp var bu da doğru
gelmiyor, saygıyla eğilme diye bir şey olmaz.