Televizyon kanallarının bu yılbaşı gecesi neden bu kadar pasif, sıradan ve tabiri yerindeyse laf olsun diye programlar yaptığına anlam vermiyorum. Türkiye’de neredeyse kırk yıldır ilk, hatta belki de tarihinde ilk kez bir yılbaşı gecesi sokağa çıkma yasağı yaşandı. Eğlence yerleri kapalıydı, aileler ellerinden geldiği kadar az kişi ile evlerinde toplandı. 82 milyon kişiden görevlileri veya şu ya da bu nedenle sokakta olan kişilerin sayısı yılbaşı gecesi taş çatlasa iki milyon olsa, 80 milyon insan evinde kaldı. Bu 80 milyonun nereden baksanız 65-70 milyonu şu ya da bu biçimde televizyonlarını açtılar. Bu hazır bir müşteri anlamına geliyordu. Televizyonlar tek kanal dönemlerindeki fırsatı yakaladılar. Bu onlar için büyük bir fırsattı ama garip bir biçimde bu fırsatı değerlendirmek adına zerre motivasyonları olmadı.
Bu yıl PTT yılıydı
Kanalları incelerken zerre heyecan görmedim. Bu durum televizyon kanallarında olduğu kadar reklam verende de vardı. Onlar da önemsediler yılbaşı gecesini. Sanki sıradan bir geceymiş, sanki herkes sokaklardaymış ve kimse televizyon izlemeyecekmiş gibi bir havada sundular programlarını. Oysa bu senenin en popüler trendi PTT yani eskilerin deyimiyle Pijama-Terlik-Televizyondu.
Hangi kanal ne yaptı?
Fox TV, bir dizi ve sinema kanalı olduğu ve elinde hiçbir yerli program olmadığı için yılbaşının en zayıf kanalı oldu. Geceyi iki tane yerli sinema filmiyle geçirdi. “Kafalar Karışık” ve öncesinde yayınlanan sinema filmi son derece vasattı. Kimse yılbaşı hengamesinde öyle uzun bir film izlemezdi, izlemedi de.
TV8, yine aynı şeyi yaptı. “O Ses Türkiye”ye birkaç atraksiyon ekleyerek, yine aynı jürili Beyaz’lı, Murat Boz’lu, Ebru Gündeş’li, Hadise’li “sözde” müzik yarışmasını sundu. Müzik hariç her şey vardı. Bol bol “goy goy” yaptılar ve gecenin birincisi oldular. Bu programda dikkatimi çeken iki şeyden biri Hadise’nin kilo vermesiydi. Çok güzel zayıflamış Hadise, ama o garip siyah elbise hiç yakışmamış ona.
Programda jüri ve Acun’un kullandığı mikrofon ve çekimlerin yapıldığı mekanın yalıtım sorunu ses kaydını inanılmaz olumsuz etkiledi. Konuşmalar sanki yankılı geliyordu, bu benim kulağımı inanılmaz rahatsız etti. Ama yurdum insanı olayı anlamadı bile. Ortalama TV izleyicisinin yaşı 35’in üstünde, yani orta yaş ve üstü TV izliyor. Onlara Beyaz’ı, Ebru Gündeş’i, Serdar Ortaç’ı, Kenan İmirzalıoğlu’nu kısaca gençliklerinin starlarını yirmi beş sene daha izletsen izlerler. Nitekim de öyle oldu. Yine aynı insanlar televizyon ekranlarına çıktı ve yine aynı insanlar zorla izletildi. Ne Kuzey Kore’de var bu ne de Küba’da. Dünyanın hiçbir yerinde aynı insanları yirmi, otuz sene izlenmiyor ama Türkiye’de izleniyor.
Bol bol moruk muhabbeti yap geç
Kanalların hepsi ellerindeki forvetleri sahaya attılar. Hiçbir ek ve yeni bir şey yapmak istemedi. Nasıl olsa televizyon izleyicisi yaşlı, yaşlıların kontrolünde olan televizyona bol bol moruk muhabbeti yap gider.
TRT 1 yılbaşından sonra nostaljiyi bastı. Öncesinde ise “Kalk Gidelim” adlı dizinin final bölümünü yayınladı. Bir ara dizide Kubat sahneye çıkmış şarkı söylüyordu. Dizinin oyuncuları ön sıralarda eğleniyordu, maske yoktu yüzlerinde. Dizide Kubat’ın sahnesini kalabalık göstermek isteyen yapımcı en arkaya figüranları doldurdu. Arkadaki figüranların maskesi vardı ama önde duran dizi oyuncularının maskesi yoktu. Türkiye medyası bu maske olayını hala öğrenemedi. TRT dizileri de bunu yaparsa zaten diğerleri ne yapsın, sal gitsin.
Show TV, “Güldür Güldür Show”u saldı sahneye. Araya birkaç müzik eklediler geceyi yediler.
Kanal D, son yıllarda hiç haz almadığım “Çok Güzel Hareketler Bunlar -2-“yi saldı ekrana. Yılbaşı özel adıyla. Bu programla girdiler yeni yıla. Yeni yıla girmeye beş dakika kala, saat 23:55’te programda Netflix’te yayınlanan “Bir Başkadır” dizisine atıfta bulunularak, bu dizinin yılın en iyi dizisi olduğunun ima edilmesi ve ardından bu dizi sayesinde tekrar gündeme gelen “Aşkımı Bir Sır Gibi” şarkısını söylemeleri bana manidar geldi. Kanal D yönetimi bunu nasıl gözden kaçırdı, nasıl buna bir şey demedi anlamadım. Bu ara ben bu “Bir Başkadır”ı da takip ediyorum orada da bir sıkıntı var ama neyse onu da ilgililer düşünüp bulsun. Biz buluyoruz, söylüyoruz ama kızıyorlar.
Kanal D’nin patronu Demirören bu yıl Milli Piyango’nun işletmesini alınca, çekilişi kendi kanalı olan Kanal D’den de yayınladı. Bu kozu iyi kullandı. Ben şahsen beklemiyordum hatta daha çok kırsal olan total izleyicide bu işe yaradı derken, bir baktım ki “Milli Piyango Yılbaşı Özel” reytinglerde totalde onuncu olurken, AB Grubunda yedinci oldu. Demek ki zenginler yoksullardan daha açmış.
Star TV en büyük forveti İbo Show’u sürdü sahaya. Programda az önce dediğim gibi yıllardır izlenen ve insanların izlemekten usanmadığı Bülent Ersoy, Seda Sayan, Serdar Ortaç gibi isimlere dayadı sırtını. Muhabbetler, müzikler full kırsala oynadı. Program “O Ses Türkiye”den sonra ikinci oldu. Yani bir kez daha 1990’lardan beri ekranlarda olan insanların yaptığı “goy goy” reytinglerde işe yaradı.
ATV de forveti “Kim Milyoner Olmak İster”i yayınladı. O da diğer kanallar gibi forvet programının yayına “Yılbaşı Özel” takısını ekledi ve ekrana saldı. Kenan İmirzalıoğlu bu kez ünlülere uyguladı yarışmayı. Emel Müftüoğlu ve Serdar Ortaç bunlardan biriydi. ATV ciddi bir hata yaptı, zaten karşısındaki İbo Show’da olan Serdar Ortaç’ı ekrana forvet olarak çıkartmak anlamsızdı. Serdar’ın zaten ne yeni bir şarkısı var ne yeni bir konuşacak konusu. Program ilk ona bile girmedi.
Gecenin yıldızı NTV oldu
Gecenin bence reklam dünyasında yıldızı Ekrem İmamoğlu ve İBB oldu. 25 yıldır TV ekranlarında izlemekten usandığımız yaşlı starların arasında arada İmamoğlu’nun reklamı çıktı ve bize gelecek ve genç nesiller adına moral verdi. İBB verdiği reklamda, Eminönü-Ambarlı metro hattının 7 Km’lik hattının açıldığını ve on gün boyunca bu hattının ücretsiz taşımacılık yapacağını açıkladı.
Tüm kanallar arasında müziğe ve özellikle kaliteli müziğe yer ayıran tek kanal NTV oldu. Yılbaşı programının ilk bölümünde daha önce de yayınladığı düetler ile müzik sunan NTV, özellikle 23.00’ten sonra yayınladığı Nilüfer’in senfonik orkestra eşliğinde verdiği konser, gecenin en kaliteli yayını oldu. Bunu 24’den sonra yayınlanan Selami Şahin’in “50.Yıl Sanat Konseri” takip etti ve NTV yılbaşı gecesinin müziğe en fazla değer veren ve en kaliteli programları sunan kanalı oldu.
Tematik haber kanalları ne yaptı?
Ana Akım kanalları hiçbir yenilik sunmazken tematik haber kanallarına da bir göz atmak istedim.
CNN TÜRK, sanki hiç yılbaşı yokmuş gibi davrandı ve “CNN Türk Masası” adlı programla memleket meselelerini tartıştı.
NTV, az önce de söylediğim gibi geceyi müziğe ayıran tek kanaldı. Hem ana akım kanallarda hem tematik kanallarda müzik severin gönlünü kazanmayı başaran tek kanal oldu.
TRT Haber, rutin haberlerini ve yeni yılla ilgili olayları sundu. “Gece Bakışı” adlı haber programıyla o da yılbaşı ekranlarındaydı.
Habertürk, belki de en ilginç olanı yaptı ve Fatih Altaylı’nın Teke Tek programında astrologların 2021 öngörülerini yayınladı. Astrolog Hande Kazanova, Dinçer Güner ve Öner Döşer hem dünya hem de Türkiye ile ilgili astrolojik tahminlerini sundular. Bu da güzel ve ilgi çekici, en azından farklı bir programdı. Habertürk yeni yıla girdikten sonra Murat Karahan’ın senfonik orkestra eşliğinde verdiği konseri yayınladı. Yorumcunun “If You Go Away” yorumu çok güzeldi.
A Haber, klasik haber içeriği sundu, memleket meselelerini sunmayı, arada bir de yılbaşı hakkında haberler paylaşmayı tercih etti.
Haber Global, en büyük forveti olan “40 Soruda”yı yayınladı ve Mustafa Denizli’nin konuk olduğu programla top çevirdi.
Kanal 24, “Moderatör Gece” haber programı ile hem güncel haberler verdi hem de yılbaşı hakkında yurttan haberler verdi. Ben özellikle kanalın muhabirlerle yaptığı canlı bağlantıları çok beğendim. Mesela Taksim’deki muhabiriyle yaptığı canlı yayında, Taksim’de yılbaşı gecesindeki atmosferi anlatırken ilk kez atlı polisleri gördüm. Kanal 24 muhabiri çok güzel bir görüntü yakaladı ve atlı polislerin önünde sunum yaptı. Genelde Avrupa’da görmeye alıştığımız atlı polisleri Türkiye’de de görmek güzel bir enstantane oldu.
Türkiye’nin en mütevazı şartlarda yayın yapan ama bunu hakkı ile yapan kanalları da yılbaşı gecesi özel bir içerik sundu.
EkoTürk, yeni yıl özel sohbetler yaptı. Düzeyli ve bir ekonomi kanalına yakışır kalitede sohbetler yayınladı.
Halk TV, “Serhan Asker ile Görkemli Hatırlar Yılbaşı Özel” programında müziğe ve türkülere ve özellikle Karadeniz müziğine yer vererek geceyi müzikle geçiren ikinci tematik kanal oldu.
Tele 1, “Yılbaşı 2021 Özel” adlı programında hem kendi kadrosunda hem de dışarıdan değişik gazeteci ve yorumculardan analizler, yorumlar ve dileklerden oluşan güncel bir tartışma sohbet programı sundu.,
TV100’de kj problemi
Tematik haber kanallarından TV100 geceyi haber ve müzikle geçirdi. TV100 ile ilgili iki tane konu dikkatimi çekti. Birincisi beni çok şaşırtan. Son iki yılın en çok para harcayan kanalı olan TV100’de saatler 22.45 civarını gösterirken bir haber kjsi gördüm. Kj şunu yazıyordu: “Milli Piyango ……… Bilet satışı saat 14:00’de sona erecek.” Bir ara durakladım anlamaya çalıştım olayı. Sonra anladım ki bu kj gündüz giren bir haber kjsi. Belli ki bunu çıkartmayı unutmuşlar. Milli Piyango biletlerin satışının bittiği akşam saatlerinde bu bilet satışlarının saat 14:00’de biteceğini yazan bir haber kanalını görmek Türk televizyonculuğu adına utanç verici bir şey.
Uzun lafın kısası
Saçma sapan bir yılbaşı gecesi yaşadık. Zenginlerin daha zengin olduğu, çaresizlerin daha da çaresizleştiği bir yılın sonucunda. Türk televizyonları ellerindeki penaltıyı kullanamadılar. NTV dışında bir tane bile kanal bana zevk vermedi. Ahbap çavuş ilişkileriyle ekranlara çıkanların ceplerini doldurduğu, kanalların ise yerinde saydığı bir yılbaşı gecesi oldu. Zaten reytinglere de baktığımızda TV8- Star TV - Show TV ve Kanal D’nin yılbaşı programları ilk ona girebildi. İlk onda sadece 5 tane program yılbaşı programı oldu. Diğer beş program ise gündüz ve farklı saatlerde yayınlanan programlar oldu. Yani yüzde 50. Bu bile rezilliğin boyutunu gösterdi.
Yurt dışında durum farklı
Bu rezillikten sıkılmışken bir de de yurt dışına bakayım dedim. Pek çok ülkenin TV kanalını gezdim. Hepsinde belirgin bir yılbaşı coşkusu vardı, çoğunda eğlence teması bizdeki gibi “goy goy” değil müzikti. Hediyeler veren kanallar da vardı. Mesela Yunanistan’ın Mega TV adlı kanalı tam 5 saatlik bir yılbaşı müzik programı hazırladı. Bu programda ana solist Türkiye’de de bilinen Antonis Remos oldu. O ve diğer solistler tüm şarkılarını canlı orkestra eşliğinde yorumladı. Reklamlar, sponsorlar, advertoriyaller havada uçtu.
Mega TV yılbaşı gecesi “Premium Urban Suv” marka bir otomobil hediye etti. Yarışmayı ekranın sağ altında on beş dakikada bir yayınladığı QR kodlarla düzenledi. Her ortalama on beş dakikada bir, QR kodlar yayınladı. Her birine bir numara verdiler. QR Code 1, QR Code 2 … şeklinde. Her bir QR kod yayınlandığında izleyici cep telefonu ile bu kodu okutup kanalın web sayfasının yarışma sayfasına yönlendi. İsim, soyadı, cep telefonu, adres gibi bilgileri yazıp “send” tuşuna başınca yarışmaya katılma hakkı elde etti. Her bir QR Kod ile bir kez yarışmaya katılma hakkı verildi ama gece boyunca onlarca QR kod yayınlandığı için birden çok kez yarışmaya katılma hakkı verildi. Ben de iki kez şansımı denedim ve yarışmaya katıldım. Türkiye’de beni elimden tutacak bir kocam ya da karım yok, arkamdan beni pohpohlayacak bir siyasi güç de yok. Emeğin para etmediği bir coğrafyada bir milli piyango bileti bile almadım. Ama bu Mega TV’nin yarışmasını görünce belki bu coğrafya dışında dolanan bir talih kuşunun kazara yolu bize düşer, görür diye katılayım dedim.
Sonuç olarak, rezil bir yılbaşı ekranı vardı.
Yine insanlar ekrana çıktı, yine aynı insanlar para kazandı,
Yine gençleri takan olmadı,
Ve en önemlisi TV kanalları ellerindeki penaltıyı avuta attı.
Sonra da ağlıyorlar neden dijital yükseliyor diye.
Pandemi size 90+’da kendinizi göstermeniz için bir penaltı daha verdi ama siz kullanamadınız daha kim ne yapsın sizin için?