"Bülbülün çektiği, dili belâsıdır." diye bir atasözümüz var hepimizin bildiği, işte Dursun Başkan'a seçimi kaybettiren de bu atasözündeki önerme oldu.
“Bülbülün çektiği, dili belâsıdır.” diye bir atasözümüz var hepimizin bildiği, işte Dursun Başkan’a seçimi kaybettiren de bu atasözündeki önerme oldu. Galatasaray’ın baskın seçim de denen son kongresine çok az zaman kala imza toplayan genç üyeleri kastederek söylediği “tüydüler” sözü, kendi açısından bir çuval incirin berbat olmasına yol açtı.
Genellikle yaşları daha genç üyelerin ve genç “Liseli”lerin oy kullandığı sandıklardan da görüldüğü gibi gençler tüymemiş, bilakis organize bir şekilde tepkilerini sandığa kanalize etmiş ve status-quo’nun yani “Liseci”lerin seçimlerdeki ağırlığını oldukça hafifletmiş oldular.
Lyceê de Galatasaray/Mekteb-i Sultani tarafından kurulan Galatasaray Spor Kulübü’nde genellikle yönetimlerde kimin görev yapacağından, sportif politikaların belirlenmesine kadar, ağırlık Galatasaray Lisesi’nden mezun olanların oluşturduğu bir Vakıf’taydı geçtiğimiz Cumartesi günü yapılan seçime değin. (Muhtemelen; Camianın büyükleri “Ağır Liseciler” gene durumu kontrol altına alıp üç-beş gencin heveskâr demokratik tepkilerini kontrol ederek, 124 gün sonra yapılması taahhüt edilen yeni seçimde bu kez başarılı olacaklardır.)
Dursun ÖZBEK, Galatasaray’ın zor zamanında elini taşın altına koymuş, sorumluluk almış ve kasa kolaylığı adı altında cebinden nakit enjekte etmiş, 130 milyon TL civarı miktara şahsi kefaleti ile ödeme garantisi vermiş ve Riva-Florya Projelerinde bürokratik tıkanıklıkların aşılması için bizzat gayret göstermiş bir yöneticiydi.
“Tüydüler” dediği gençler imza toplayarak kongreyi erkene almak istediklerinde ise; tüzükteki boşluklardan istifade ederek –Fatih TERİM’i takımın başına getirmenin avantajını oya tahsil edebilmek için- “baskın seçim” kararı alarak 20 Ocak 2018’de camiayı sandığa götürdü. Muhalefeti hazırlıksız yakalayıp önümüzdeki üç buçuk seneyi de başkan olarak geçirebilmek için 26 Mayıs 2018’de yapılması gereken Olağan Kongre’ye kadar beklemeden apar-topar girilen kongre ise –şimdilik- sonu oldu.
Esasında sandıkta yenilen sadece Dursun ÖZBEK ve listesi değil, belki de uzun yıllardır Kulübü domine eden “aksaçlı egemenler” oldu. Neredeyse Futbol Kulübünün kuruluşuyla yaşıt (!) olan bu Abi ve Amcaların medyadaki uzantıları aracılığı ile oluşturmaya çalıştıkları algıya rağmen Genel Kurul’da oy kullanma hakkı olan Gençler ve Genç Liseliler algı ayarlarıyla oynanmasına müsaade etmediler. Delegelerin verdiği bu demokratik refleks, Galatasaray’ın niye Türkiye’nin Batı’ya açılan penceresi olduğunu bir kez daha gösterdi.
Dernekler Kanunu ile kulüp yönetmenin konforu olduğu gibi bu türden yan etkileri de var sistemin içinde. Aidatını zamanında yatırmış 7688 Galatasaray Spor Kulübü Derneği Üyesi’nden salona gelen 3414’ünün oy kullandığı seçimlerde 18 sandık vardı. Kulübe üye olma sırası ve kıdemine göre sıralanan Delegeler ilk 6 sandıkta Dursun ÖZBEK ağırlıklı tercihlerde bulunurken 7’den 16 numaraya kadar olan sandıklarda Mustafa CENGİZ’e oy yağdırdılar. Sonuçta 1623’e 1703 bitti seçim ve Galatasaray Spor Kulübü seçim tarihinde ilk kez görevdeyken erken seçim kararı alan bir başkan sandıkta yenildi.
Sandıkta sağlanan bu “sessiz devrim”le Sarı Kırmızılı Camia yarınlara daha emin ve güvenle bakabilecektir. Genel Kurul’un içine sinmeyen şeyler yapmanın beyhudeliği bir kez daha ortaya çıkmıştır ve Mustafa CENGİZ spor kamuoyuna oldukça güzel bir mesaj vermiştir: Kulüplere tahakküm eden bir takım güç odakları sandıkta yenilebilir.
Delege yapısı daha farklı ve yeni üye alımı daha manipülatif olmasına rağmen Mayıs 2018’deki Fenerbahçe Genel Kurulu için de bu yaşananlar bir ipucu verebilir. Başkan Adayı Ali KOÇ karşılaştığı bütün zorluklara rağmen yılmadan çalışırsa mevcut yönetimin önüne çıkardığı engelleri aşarak sandıktan başarılı olarak çıkabilir. (Mevcut yönetimin camiadaki hassasiyetleri hiçe sayarak forma reklamı tercihi bunun ilk işaretidir.)
İyi bir hafta diliyorum.