Türkçemizde bir deyim vardır, der ki: "Bir deli bir kuyuya taş atar, 40 akıllı çıkaramaz.
Türkçemizde bir deyim vardır, der ki: "Bir deli bir kuyuya taş atar, 40 akıllı çıkaramaz." Hiç olmadık zamanda, olmadık bir söz söyleyen ve olmadık hareket yapanlar için söylenir bu söz. Daha önce de dile getirdiğimiz, bazı yabancı havayolu şirketlerinin Türkiye'ye sefer yapmayışı konusu bana bu sözü hatırlattı.
Nasıl ki, THY dünyadaki bütün ülkelere uçmuyor veya uçamıyorsa, dünyadaki tüm havayolları da Türkiye'ye uçamaz.
Bu bir arz talep meselesidir. Uçağınız, yolcunuz ve izniniz (Slot) varsa uçarsınız, yoksa böyle bir şey tabi gerçekleşemez.
Şayet bir havayolu şirketinin yolcusu az ise, bu uçuş ekonomik değilse ve rakip şirketlerle rekabet edemiyorsa, böyle bir uçuşu veya uçuşları yapmaktan imtina etmesi kendisi için en faydalı durumdur.
Türkiye'ye sefer yapan şirketler arasında da bu durumda olanlar olmuştur, olmaya da devam edecektir. Bunu duyan turizm ve havacılık sektörü mensupları olayı hiç abartmaz, normal olarak karşılarlar. Ama sırf muhalefet olsun diye, çok da iyi bilmedikleri bu gibi konuları dillerine dolayan bazı gazeteci ve politikacıların bu işi gündeme getirmesi hiç de doğru bir davranış değildir. Çünkü, ortada öyle çok abartılacak bir durum yoktur ve bu tür olaylar, her ülkede her an olmaktadır.
Farkında veya değiller ama bu gibi "çok bilmişler" ülke ekonomisine zarar verip, birilerinin ekmeğine yağ sürmektedir.
Her ne kadar ortada bir yangın yoksa da ellerinde körükle hazır bekleyenlerin hiç bilmediği sayılar ve rakamlar gerçeği bir şekilde ortaya koymaktadır. Seferlerini durduran şirket sayısı iki elin parmakları kadar bile değildir. Kendince haber yapıp göze girmek isteyen yeni yetmelere hiç sözüm yok. Fakat onların ne yazdığını iyi okuyamayan, bunun nasıl kötü sonuçlar doğuracağını görmeyen masa başındaki büyüklerine biraz daha insaf diyorum.
Haftada kaç sefer yaptığını bilmediğin, kaç yolcu taşıdığından habersiz olduğun bir kaç şirketin sefer durdurmasının çok önemli olduğunu nereden çıkarıyorsunuz?
Sizin sorumsuzca yazdığınız bu zorlama haberlerin, ülkemizin güvensiz bir ülke gibi algılanmasına neden olduğunu hiç mi hesaba katmıyorsunuz diye sorarım size.
Türkiye'nin en büyük ve en yoğun hava giriş kapısı olmayı hala sürdüren İstanbul Atatürk Havalimanı'nın işletmecisi TAV Havalimanları Holding'ten aldığım bilgiler işin gerçeğini açıkça ortaya koyuyor.
Ocak 2016 ile Kasım 2017 arasında, yani iki yıla yakın bir sürede sefer yapmayı durduran resmi veya milli havayollarına bir bakalım. Haziran 2016'da Iberia (İspanya), Kasım 2016'da Swiss Air (İsviçre), Aralık 2016'da Alitalia (İtalya), Ocak 2017'de Air Canada (Kanada), Nisan 2017'de Air Serbia (Sırbistan) ve son olarak Kasım 2017'de Air France (Fransa)-Yerine alt markası Joon Airlines-seferlerini geçici veya sürekli durdurmuş şirketler olarak görünüyor.
Yani, AHL'ye son iki yılda gelmeyen şirket sayısı sadece altı.
Peki, kanlı darbe girişimi yaşamasına rağmen Türkiye'ye, Reina Katliamı'na ve bombalı saldırılara rağmen İstanbul'a, hain terör eylemine uğramasına rağmen başarısını sürdürüp, dünya sıralamasına da giren Atatürk Havalimanı'na, hiç ara vermeden seferlerini sürdüren, Türkiye'yi güvenli ve risksiz gören, Flag carrier (Bayrak Taşıyıcı) şirketlere de bakalım.
Kasım 2017 itibariyle AHL'ye, Aegean (Yunanistan), Air Algerie (Cezayir), Royal Air Maroc (Fas), Belavia (Belarus), British Airways (İngiltere), Ariana Afghan (Afganistan), Gulf Air (Bahreyn), Uzbekistan (Özbekistan), İraqi Airways (Irak), İran Air, Azerbaijan Air., Air Astana (Kazakistan), Korean Air, KLM (Hollanda), Kuwait Airways, Lufthansa (Almanya), Lot (Polonya), Middle East Airways (Lübnan), Egypt Air (Mısır), Ukraine, Qatar Airways (Katar), Royal Jordanian (Ürdün), Tarom Air (Romanya), Singapore Airlines, Aeroflot (Rusya), Saudi Arabian, Türkmenistan, Tunis Air, Emirates ve Ethiad (Birleşik Arap Emirlikleri), Libyan Arap Airlines ve Afriqiyah Airways (Libya). (Bu son iki ülkede devletin sahipliğinde olan ve bayrak taşıyıcı olarak kabul edilen ikişer şirket var).
Şimdi, bu kadar ülkenin milli havayolu İstanbul'a sefer yapabiliyorsa ve hiç bir sıkıntı yaşamıyorsa buna ne demeli?
Elbette, AHL'de slot sıkıntısı olabilir, fakat mütekabiliyet (karşılıklılık) esası gereği, THY'nin de uçtuğu ülkelere az da olsa slot verilmesinde öncelik tanınmıştır.
Fakat, bu şirketlerin slottan ziyade güvensiz ülke olduğunuz için seferlerini durdurduğunu onlar değil, ne yazık ki bizden bazıları söylüyor.
Aynı durum, İstanbul'un ikinci hava giriş kapısı olan Sabiha Gökçen Havalimanı için de geçerlidir. Oraya baktığımızda da bir kaç şirketin, yolcu azlığı nedeniyle gelmeye ara verdiğini, belli başlı Avrupalı şirketlerin ise uçak seferlerini kesintisiz olarak sürdürdüğünü görüyoruz.
ISG'ye tarifeli olarak, Air Arabia, Maroc, Azal/Buta, Fly Baghdad, Fly Dubai, Fly Nas, Germanwings, Eurowings, Nıle Air, Qatar, Solitarie, Wings of Lebanon ve Zagros Air uçarken, chater olarak da Air Manas, Al Naser, Air Arabia, Jordan, Iraqı, Jordan Aviation, Kish Air, Privilege, Royal Jordanian, Royal Wings, Uzbekistan ve UtAir uçuş yapmaktadır. Ethiad, Mart'ta, Emirates ise Temmuz'da ara verdiği uçuşlara 2018 yazında tekrar başlayacak.
Üçüncü havalimanı devreye girdiğinde slot sıkıntısı da ortadan kalkacağına göre bunu gerekçe gösteren şirketlerin hiç bir geçerli mazereti kalmayacaktır. Türkiye, yerde ve havada büyüdüğü sürece bu durum birilerini hep rahatsız edecektir. Ulaştırma Bakanı Ahmet Aslan'ın "15 yıl önce 34,5 milyon yolcusu olan Türkiye bu yılı 195 milyonla kapatacaktır" sözünü önemseyip, lütfen bir kenara yazalım.
Sürdürülen mücadele, bu ülkenin önünü kesme mücadelesidir. Bunun THY için korumacılık anlayışının bir sonucu olduğu görüşünü ileri sürenlere, söylenecek tek şey var. Bir devlet kendi şirketinin güçlü olması için gerekli tedbirleri elbette alır. ABD Hükümeti'nin saçma lap top yasağı kendi şirketlerini korumaya yönelik değil miydi?
Avrupa'da havayolu şirketleri birer birer iflas ederken, THY hisselerinin son günlerde artmasını, ABD'li yatırımcıların hisse almasını görmezden gelemeyiz.
Türkiye'yi uçulmaz ve tehlikeli bir ülke gösterme gayretlerinin parçası olmakta birbirleriyle yarışanlara verilecek en iyi cevap, bu ülkeye daha çok havayolu ve daha çok yolcu gelmesi için çalışanları desteklemektir. Bugün tüm havalimanı işletmecileri, açılacak yeni havalimanını işletmecileri bu algı operasyonlarını boşa çıkarmak için gece gündüz, çalışarak iyi birer vatansever olduklarını gösteriyor.
Emeği geçen, katkı veren herkese sağol demek boynumuzun borcudur.
İyi uçuşlar Türkiye'm...
NOT: Bilgilendirme için TAV'dan Tolga Üstündağ'a ve ISG'den Canan Soysal'a teşekkürlerimi sunarım.