Türkiye'nin Irak'ta yeterince anlatamadığı ve dolayısıyla da Iraklıların bir türlü doğru anlamadığı iki önemli başlığı var; SU POLİTİKALARI VE TERÖRLE MÜCADELE VARLIĞI…
Türkiye’nin Irak’ta yeterince anlatamadığı ve dolayısıyla da Iraklıların bir türlü doğru anlamadığı iki önemli başlığı var; SU POLİTİKALARI VE TERÖRLE MÜCADELE VARLIĞI…
‘Kişi herkesi kendi gibi bilirmiş’ cümlesi kullanıldığı her yerde şu öğüdü içermiştir; sen sen ol herkesi kendin gibi bilme yanılırsın! Çünkü her yiğidin olduğu gibi her memleketin, kültürün, dinin, toplumun da kendine has bir yaşam-algı-mantık-siyaset-hitabet frekansı var… Bu sebepten ‘ben biliyorum o zaman herkes biliyor’ demek diyalog sorunlarını çözmediği gibi daha fazla ve derin olmasına sebep olur…
Şimdi bu açıklamadan gelelim Irak’ta yaşanan son gelişmelerin Türkiye’ye yansımalarına… Sadr Hareketi’nin istifa haftasında aralıklarla yaptığı; ‘Iraklılar olarak Irak adına bağımsız siyaset yapamıyoruz! Sekiz aydır başbakanımızı bile seçemedik! Ülkeler artık Irak’tan elini çekmeli! Irak’ta toprakların ve halkın susuz kalmasının sebebi de Türkiye ve İran’dır’ açıklamaları sonrasında vekiller de istifalarını sundu Bağdat Parlamentosu’na… Bu istifaya başlıca sebep olarak Türkiye ve İran’ı gösteren Sadr Hareketi ‘her iki ülkenin Irak’taki ekonomik alanının daraltılması için elimizden geleni yapacağız’ mesajını da yollamayı ihmal etmedi…
Peki şimdi ne olacak diye fikir yürütürsek; bunca hengamede Irak başbakanını seçemeyecek gibi görünüyor… Erken seçim ihtimali çok yüksek… Erken seçime gidene kadar da geçici bir hükümet ile ‘olduğu kadar’ yürümeye çalışacak Irak’ta sistem…
Irak-Türkiye ilişkileri üzerine köşeme taşıdığım yazılarımda sıklıkla ‘Türkiye terörle mücadele ve diplomasi’ başarısını Irak kamuoyuna hitap edecek faaliyetler ile güçlendirmeli’ dedim… Çünkü; biz Türkiye’nin Irak’ta neden bulunduğunu geçmiş tecrübelerimize dayanarak çok iyi biliyoruz… Terörün ve maşalarının ülkemize verdiği zararları, evlatlarımızın geleceğini nasıl çaldığını, ekonomimize olan yükünü, gerçekte kime hizmet ettiklerini, içeride bizdenmiş gibi görünüp aslında dışarıdaki terör kurucularına hizmet edenlerin gerçek yüzünü, bu işin ölümden başka bir sonu olmadığını çok iyi biliyoruz… Peki ne zamandan beri biliyoruz ve haykırıyoruz? Bazılarımız her şeyi en başından beri bilse de ülke genelinde yaşadığımız bilinçlenme ve terörden arınma isteği son yıllarda gerçekleşti maalesef… Vatandaşını anlayan, yüreğine dokunan, sorunları doğru anlayan ve çözümleri doğru geliştiren, her şeyi olduğu gibi gözler önüne seren, onlarca yıllık terör yaralarını tedavi eden devlet anlayışını kamuoyuna yansıtan Türkiye,t erörle ve teröristle mücadelesinde en büyük desteği vatandaşlarından aldı…
Misal Sincar’da çocuklar terör örgütü tarafından öldürülüyorsa Iraklılar bunu bilmeli… Ya da Irak’ta yürütülen operasyonlarda öldürülen Suriyeli teröristleri Iraklılara anlatmalı ve ‘peki bu Suriyelilerin ülkenizde ne işi var’ diye sormalı…
Türkiye’nin terörden kaybettikleri ve şimdi elde ettiği huzur-güven ortamı Türkiye’nin dünü-bugünü olarak Iraklılara iyice anlatılmalı… Türkiye Irak‘ta; televizyonlarda, basında, söyleşilerde, konferanslarda, sosyal medyada, etkinliklerde, sivil kademelerde daha fazla yer almalı ve Irak’ta yaptığı her operasyonu-çalışmayı-projeyi-yardım faaliyetlerini tek tek anlatmalı… Dedim ya; biz biliyoruz diye (ki bizde son yıllarda öğrendik) onların bilmesini de beklemeyelim çünkü onlar gerçekten BİLMİYOR… Bilmemekle birlikte Türkiye aleyhinde yaratılan ciddi bilgi kirliliği var Irak’ta… Bu bilgi kirliliği Türkiye’nin yeterince dolduramadığı kamuoyu bilgilendirme mecralarını da etkisi altına almış durumda…
Türkiye’nin su politikaları da Irak’ta anlatılması gereken çok önemli bir başlık… Yıllardır bitmedi, bitmiyor, bu gidişle daha da köpürtülecek bir kesim tarafından…
Iraklı bilim insanlarını, basın-medya kuruluşlarını ve işin mutfağındaki uzmanları alıp Dicle-Fırat’ın Türkiye’deki her kademesinin nasıl değerlendirildiğini sonra da bu iki nehrin Irak’tan nasıl öylece gelip boşa aktığını yerinde göstermek gerekiyor… Gerekiyorsa inatla binlerce kez anlatmak ve göstermek gerekiyor “terörle mücadele kararlılığımızı ve su politikalarımızı”…
Türkiye’nin Irak’ta yapması gereken kamuoyu çalışmaları yelpazesi çok geniş olmakla birlikte çok kolay ve hızlı bir etkiye sahip aslında…
“TRT Arapça var çalışmalarını sürdürüyor” dediğinizi duyar gibiyim… Evet Arapça yayın yapan TRT var fakat yapılması gereken çalışmalar haberden ziyade “sosyal dokunuş” temalı faaliyetler olduğu için gerekli etkiyi uyandıramıyor… Özetle “Türkiye’nin Irak Masası” gibi bir “Kamuoyu Masası” lazım… Aktif, sivil yapıda, bölgeyi ve dengeleri iyi bilen, sahayı etkili kullanan, sempatik, kırıp dökmeden kazanımı hedefleyen ve anında cevap veren bir “Irak Kamuoyu Masası” lazım bize…
“Ötelediğimiz, yapmadığımız ve önemsemediğimiz bu kamuoyu faaliyetleri ile çoğu ülke zahmetsizce uluslararası popülizme kavuşarak ülkeler üzerinde etkiye sahip olmuştur…”
Ve küçük bir hatırlatmada fayda var; Türkiye’nin Irak’ta elde ettiği terörle mücadele başarısının sivil hayatta da elde edilmesi Türkiye’yi gönül kıblesine oturtan Türkmenler ve KDP içinde çok önemli… Zira Irak’ın ve Iraklının Türkiye’ye gösterdiği yakınlık veya uzaklık doğrudan bu iki kesimi de etkiliyor…