Tebdil-i mekânda ferahlık vardır denir. Genelde yeni bir yere taşınanlara hayırlı olsun faslında temenni olarak kullanırız.
Gerçekten de yeni bir yer, yeni bir mekân, yeni bir muhit insan hayatında değişik, güzel duygulara kapı açan bir dönemi de beraber getirebilir. Hele bir de taşındığınız yer “İstanbul’da, Boğaziçi’nde, bir garip Orhan Veli’yim” dediği gibi şairin Boğaziçi’nde Beylerbeyi’nde ise “Boğaziçi şıngır, mıngır” olur size.
Türkiye Futbol Federasyonu Beylerbeyi Tesisleri olarak bilinen Boğaziçi 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün ayağının dibindeki yeri ve hemen arkasındaki eski Beylerbeyi Stadı’nı, yolu İstanbul’a düşen ve 1. Köprüden karşıya geçen herkes bilir. İşte orası yapılan bir dizi tadilat ve tamirattan sonra yenilenen hali ile Federasyon Kurulları diye bilinen Merkez Hakem Kurulu, Disiplin Kurulu, Tahkim Kurulu, Temsilciler Kurulu ve Etik Kurul’un yeni evi oldu.
Daha önce Milli Takım’ın Riva’daki tesislerinde bulunan bu kurullar da göç edince Beykoz’da kala kala VAR Room/VAR Odası kaldı. Her ne kadar VAR (video assistant referee) ve AVAR (assistan video assistant referee) görevi yapacak hakemler biraz gözden ırak olsalar da çevresel etkilerden izole olacakları düşünüldüğünde daha sağlıklı kararlar üretmelerini bekleyebiliriz.
Onlar (VAR-AVAR) hadi gözden ırak-gönülden ırak oldular da diğer büyük abi ve amcalara erişim şimdi daha kolay olacak. Beylerbeyi İstanbul’un orta yeri. İşe gidip gelmek oldukça kolaylaştı elbette ama erişim kolaylığı sadece orada mesai verenler için değil herkes için geçerli. (Bu taşınma işine en çok da kulüp yöneticileri sevinmiştir. Canı sıkılan, keyfi kaçan, işleri rast gitmeyen soluğu Beylerbeyi’nde alacak bundan sonra.) TFF İstinye’deyken kafası bozulan taraftar grupları hurra İstinye yaparlardı (şimdi Beykoz uzak ve ormanın içi olduğu için Federasyonun kafası nispeten rahat)
5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna göre; Merkez Hakem Kurulu Başkanı ve sekiz Üyesi, Federasyon Başkanı’nın teklifi ile ve TFF Yönetim Kurulu’nun onayı ile atanıyor yani seçimle gelmiyor, bu yüzden de “bağımsızlık” sözde kalıyor. Çokça tartışılan Yusuf NAMOĞLU ve MHK’sının istifasından sonra Sabri ÇELİK ve MHK’sı atanmış oldu (pek bir şey değişmedi, hakemlerle ilgili tartışmalar artarak devam ediyor). Geçici TFF Başkanı Hüsnü GÜRELİ de seçimlere kadar salimen gemiyi yüzdürmek için gayret sarf etmekle beraber daha ziyade protokol görevlerine ağırlık vermeye mecbur kalıyor. Herkes biliyor ki; 1 Haziran Cumartesi günü Ankara’da toplanacak Genel Kurul bambaşka bir yapıyı üretecek ve o yapı taşıyacak Türk Futbolunu Cumhuriyetimizin 100. Yılına.
Galatasaray Yöneticisi Abdürrahim ALBAYRAK’ın “VAR konuşmalarının bir kopyası elimizde” açıklaması ile ayyuka çıkan disiplin sorunlarının ve “sızıntı”ların olduğu eskiden bu yana biliniyor. (15 Temmuz’dan sonra Askeriye, Mülkiye, Adliye kurumlarında başlanan dip köşe temizliğin “özerk” TFF’ye pek uğramadığı da bilinen bir gerçek.)
Neyse böyle netameli konulara girmeden yeni ofislerinde doğru ve hakkaniyetli kararlar vermelerini ve hukukun üstünlüğünü tesis etmelerini bekleyerek “tebdil-i mekânda ferahlık vardır.” diyoruz.
Hepimize güzel bir hafta dileklerimizle,