Haftalar önce Barış Telli'nin hayatının film yapılacağını yazmıştım.
Geçtiğimiz hafta "Hayatla Barış" filmi Netflix'te vizyona girdi. Ben de hemen izledim. Uzun zamandır beklediğim bir filmdi ve biyografi beklentimi karşıladı. Başta sıkıcı olacağını düşünmüştüm ama kesinlikle öyle olmadı. Hikaye güzel işlenmişti. Ne yalan söyleyeyim, Barış'ın durumunun haddinden fazla egzajere edileceğini düşünmüştüm. Şükürler olsun edilmemiş. Ampute milli takımının başarısı ve verilen mesajlar çok etkileyiciydi. En çok oyuncu seçimlerinden etkilendim. Taner Ölmez, ampute bir futbolcu olarak inanılmaz bir performans sergilemiş ve rolüne tamamen bürünmüş. Barış'ın babasını canlandıran Gürkan Uygun müthişti, ama en iyisi Nazan Kesal'dı. Barış'ın annesi rolünde harikalar yaratmış. Film gereksiz abartılardan uzak durarak, izleyiciyi sıkmadan, akıcı ve samimi bir anlatım sunmuş. "Hayatla Barış" tadında ve dozunda bir biyografi olmuş. Hem hikayesiyle hem de oyunculuklarıyla beni etkilemeyi başardı.
Shakespeare halka iniyor!
İlgi alanına girse de girmese de… Okusa, okumasa da… Kitap veya tiyatro ile ilgisi olmasa da olamasa da “Shakespeare” adını milyonlar bilir. Artık William Shakespeare’ı herkes daha yakından tanıma fırsatı bulacak. William’ın efsanevi eseri "Kral Lear," "Lear Rex" adıyla beyazperdeye uyarlanıyor. Eser özüne sadık kalınarak uyarlanacakmış. Ki, bu benim için çok önemli bir detay. Çekimleri 12 Ağustos’ta başlayacak olan "Lear Rex"in oyuncu kadrosu da tam bir yıldızlar geçidi! Al Pacino ismini gördüğümde, benim için akan sular durmuştu. Bir de ona Jessica Chastain’in eşlik edeceğini okuduğumda, sevinçten dört köşe oldum. Bitti mi? Tabi ki hayır… Ariana DeBose, Rachel Brosnahan, Peter Dinklage, Danny Huston, Chris Messina, LaKeith Stanfield, Ted Levine, Matthew Jacobs, Rhys Coiro ve Stephen Dorff gibi birbirinden yetenekli isimler de bu filmde boy gösterecekler. Bu kadar sevdiğim ismin aynı projede bir araya geleceğine hala inanamıyorum! Yönetmen koltuğuna ise "Anna Karenina," "Frankenstein" ve "Samurai" gibi filmleri yönetmiş Bernard Rose oturacakmış. Bernard’ı pek gözüm tutmadı ama bu oyuncu kadrosuyla istese de bu filmi batıramaz. Bilirim, yurdum insanı tragedya pek sevmez. Ama korkmayın, "Lear Rex" modern bir uyarlama. Öyle şiirsel ve ağlak konuşmalar yok.
Pandemimsi
Instagram bir süredir kapalı ve ben bu yazıyı yazarken hâlâ kapalı. Etrafımda "Açın şu Instagram’ı!" diye feryat edenlerle dolu. Ama işin Aslı astarı; hayatımda büyük bir değişiklik olmadı. Her şey kaldığı yerden devam ediyor. (Biliyorum, linç yiyeceğim…) Hatta daha keyifli hale geldi bile diyebilirim. Son birkaç gündür kesintisiz film izleyebiliyorum, Instagram’a dalıp dakikalarımı harcamıyorum. Elim sürekli telefona gitmiyor. Arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde, kesintisiz sohbet ediyoruz. Bu durumun ne kadar süreceğini bilmiyorum. Ama bu kesintide şunu fark ettim ki, Instagramsız hayatım alt üst olmayacakmış. Ekmeğini gerçekten Instagram’dan kazananlar için üzgünüm, fakat bu küçük Instagram molası, bunu idrak etmem için bile iyi oldu.