Nasıl yazsam, nasıl yumuşatsam diye düşünüyorum ama yok… Kızan kızsın, bazen bazı şeyleri yekten söylemek gerekiyor.
ATV’nin dizilerini kim seçiyor, nasıl seçiyor, gerçekten anlamıyorum. Üst üste o kadar kötü karar veriyorlar ki... Yapımcıya, emeğe, harcanan paralara yazık! Üç bölüm yayınlayıp, reyting alamadı diye diziyi yayından kaldırıyorlar. E, o dizilerin reyting almayacağı besbelli.
Tamam, diğer kanallar da kötü seçimler yapıyor. Onların da dizileri bitiyor. Ama ATV bu konuda resmen rekor kırıyor. Bu sezon tutan tek dizisi “Bir Gece Masalı”…
ATV’nin yeni dizisi “Holding”in fragmanını ilk izlediğimde ilginç geldi, bi umutlandım. Ama maalesef yine yanlış seçim! Hikâye kötü, çekimler kötü, oyuncular kötü, diyaloglar kötü bile değil, YOK! Erdal Özyağcılar dışında, dizide hiçbir şey YOK! Bence bu diziyi kaldırmak için üç-dört bölüm beklemesinler… Hemen kaldırsınlar, şansları varsa kimse hatırlamaz.
Bana bunlarla gelin…
Geçen hafta yazacaktım ama rahatsızlandığım için yazamadım. Geç de olsa “Asaf”la ilgili bir şeyler söylemezsem kendimi esefle kınarım.
“Asaf” Netflix’te 28 Kasım’da vizyona girdi. Diziyi yayınlandığı gibi bir çırpıda izledim. “Asaf”a bayıldım! Gerçekten çok akıcı, sürükleyici… Hikâye çok güzel, çekimler iyi, kurgu sağlam, oyunculuklar ve diyaloglar da başarılı. Özellikle Cihangir Ceyhan müthiş bir performans sergilemiş. Naif, sakin, namuslu bir adamın çaresizliğini, düzene ayak uydurmamak için direnişini iliklerime kadar hissettim.
Ve bu his bana çok tanıdık geldi... Yıllar önce Şener Şen’in “Namuslu” filminde canlandırdığı Ali Rıza Bey’i hatırlar mısınız? Asaf da 2024’ün Ali Rıza Bey’i... Bu iki karakteri izlerken çok benzer duygular hissettim.
Cihangir Ceyhan, “Camdaki Kız” dizisiyle dikkatimi çekmişti. Oradaki rolüne çok uygundu ve başarılıydı. Ama Asaf gibi bir karakteri canlandırırken, onu başarılı bulacağım aklımın ucundan geçmezdi. Velhasıl kelam; hiç düşünmeden ‘’Asaf’’ı favori listenize ekleyin ve bir an önce izleyin.
Kelebek değil, Anka!
50. yılında eski şaşaalı günlerine geri döndü. Yıllardır sönük, vasat ve eleştirilen ödüllerin verildiği tören bu yıl küllerinden doğdu. Organizasyonu kim yaptıysa tebrik ediyorum. Özellikle açılış bölümündeki milliyetçi duyguları kabartan, danslar ve müzikler inanılmaz güzeldi. Hepimize “Ne mutlu Türk’üm diyene” dedirttiler.
Verilen ödüllerin çoğunu gerçekten isabetli buldum. İşin Aslı astarını söyleyecek olursam… Elbette arada kayırılmış sanatçılar ve projeler vardı, ama o kadar da olur. Ben bir ödül töreni düzenlesem, ben de bir iki tanıdığıma jest yapardım.
“Kelebekten Kalanlar” listemin ilk sırasına Ebru Yaşar’ı koyuyorum. Saçı, makyajı, kıyafeti muazzamdı. Ama asıl etkileyici olan, içimizden geçen o konuşmasıydı. Ertesi gün, sosyal medyada konuşmasını paylaşmayan kalmadı. Türkiye, Suriye, Filistin’deki kadınları hatırlayan ve kız çocukları için en anlamlı konuşmayı yapan tek sanatçıydı.
Çocuk oyuncu; Sarp Kaan Altıntaş’ın ödülünü “Narin”e ithaf etmesi...
“Prens” dizisinin yılın ‘’En İyi Komedi Dizisi’’ ödülünü alması…
Alper Rende’nin sevimsiz evlilik teklifi…
Bülent Ersoy’un yeşil bir tırtıldan, kelebeğe dönüşememiş hali…
Yasemin Sakallıoğlu’nun kıyafetini benden önce kötülemesi…
Ve Müge Anlı’nın uluorta ayar verişi, bu yılki kelebekten hafızama mıh gibi kazındı.