Evvelki hafta son yazdığım spor yazımın başlığı; "Ne olacak şimdi" idi.
Köşemizi takip edenler farkına varmışlardır. Bir haftadır yazı yazmadım. Daha doğrusu yazı yazmak pek de içimden gelmedi.
Önceki hafta perşembe(spor) ve pazar-pazartesi yazılarım için sevgili Genel Yayın Yönetmenim; Okan Sarıkaya’dan izin aldım. Bu psikolojide pek yazı yazabilecek modda olamadığımı, tüm yayın organlarını açtığımızda gündemi kaplayan koronavirüs konusunda da yazı yazmak içimden gelmediğini, kafamı toplamak istediğimi kendisine ilettim, beni anlayışla karşıladı. Teşekkür ediyorum.
Evvelki hafta son yazdığım spor yazımın başlığı; “Ne olacak şimdi” idi. Devamında özetle sunları yazmıştım;
“Tüm dünyada gündemin başına kurulan koronavirüs salgını ülkemizde de etkisini göstermeye başladı. Alınması gereken önlemler sıklaştırıldı, ilk iş olarak 65 yaş üstündekilerin çok zorunlu haller dışında sokağa çıkmaları kısıtlandı. Sosyal, ekonomik, eğitim ve sağlık yaşamımızda olağanüstü önlemler durumu ilan edildi.
“Bu ortamda olması gereken, bir başka olağanüstü olay ise, spor dünyamızda uygulanmaya başlandı. Geçtiğimiz haftaya kadar seyircisiz oynanarak devam edilmesine karar verilen takım sporlarına ait kaşılaşmaların seyircisiz oynanması kararından vazgeçildi ve başta futbol olmak üzere, basketbol ve voleybol branşlarındaki tüm karşılaşmalar ertelendi”.
“Ve olan oldu. Bu hafta başında futbol ve basketbol takımlarımızdaki bazı sporcularımızda koronavirüs tanılarında pozitif sonuçlara rastlandığı söylentileri gerçeğe dönüştü.”
O gün yazdıklarımda da sözünü ettiğim önlemler daha da arttırıldı. Ülkemiz geneline yayılan koronairiüs vakalarının neredeyse merkezi olarak İstanbul, iyice öne çıkarken, İzmir, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Zonguldak ve Konya başta olmak üzere otuzbir büyük şehirde 20 yaş altı ve 60 yaş üstü herkesin sokağa çıkmaları kısıtlandı. Yukarıda sözünü ettiğim büyük şehirlere giriş çıkışlar kısıtlandı. Yayılmada en etkin olan yüzyüze yakın temas konusunda uyarılar ve kontroller iyice sıkılaştırıldı. Uygulamaya koyulan önlemler sıkı kontrol edilmeye başlandı. Olması ve uygulanması gereken herşey yapılmaya başlandı.
Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan bu salgın öncelikle tüm dünya spor organizasyonlarının tamamıyla durdurulmasına ve ileriki bir tarihe ertelenmesine neden oldu. FIFA ve UEFA bu konuda Dünya Sağlık Örgütü’yle organize olarak etkin kararlar aldı. Tüm büyük spor organizasyonları ertelendi.
Biz de de; futbolda, geride sekiz haftası kalan Süper Ligimiz ve alt tüm ligleri, basketbol ve voleybol liglerimiz ileriki bir tarihe ertelendi.
Spor dünyamızdaki koronavirus vakalarının birçoğundan iyi haberler gelmeye başladı.
Ülkemiz sporunun hemen hemen her branşında takımlarımıza katkı veren yabancı sporcularının bazıları ülkelerine dönmüş olmasına rağmen birçoğu ülkemizde hala.
Önümüzdeki günlerde bu konudaki kararları bekliyorlar.
FIFA ve UEFA’dan gelen bilgiler, koronovirüsün dünyadaki durumuna göre yarıda kalan müsabakaların kaldığı yerden devam edebileceği şeklinde. Sporcu kontratlarının müsabakaların sonuna kadar devam ettirileceği haberleri FIFA ve UEFA’dan gelen bilgiler arasında.
Koronavirüs denen illet sporumuzu da derinden etkiedi. Bu illeti tüm ülke olarak, el birliğiyle, sıkı gönül yoldaşlığıyla, aşabilecek gücümüz var. Sosyal yaşam iyice kontrol edilir duruma getirildi.
Bu durum, en çok özlediğimiz, yaşam biçimimiz olan spordan uzaklaşmamıza neden oldu. Ama bilmeliyiz ki; herşeyden öncesi sağlık. Bu zor durumu aşabilmemiz için mümkün olduğunca hep söylenen o “sosyal mesafe” konusuna olabildiğince özen göstermeliyiz.
Virisün yayılmasını önlemek için en dikkat etmemiz gereken bu.
Bunun için evde kalalım.
Cesaretimiz kırılmasın, asla yılmayalım.
Futbol Süper Ligimiz’de oynanmamış maçlarımız var. Daha şampiyonluk şölenleri yaşayacağız. Ve lig şampiyonumuz ile birlikte üç takımımızı Avrupa kupalarına göndereceğiz.
Dünya markası olan basketbolumuz, Euroleague “Finalfour”da olacak ve büyük ihtimalle şampiyonluk yaşayacağız, Avrupa voleybolunda şampiyonluklarımız olacak.
Kısacası; daha yapacak çok işimiz var.