Unutmayın! Herkese kötü davranan insanın, size iyi davranıyor olması onun iyi biri olduğunu göstermez.
Sadece kötülük yapma sırası henüz size gelmemiştir. Sizi el üstünde tutup, bir dediğinizi ikiletmesi çok cazip gelebilir. Ama bir durup bakacaksın! Etrafındaki insanlara nasıl davranıyor. Eşine, dostuna, arkadaşlarına. Çok güzel veya yakışıklı da olabilir. Güzellik dediğin şey tuhaf, üç gün sonra bir anda sıradanlaşırsın. Tanıdıkça güzelleşen insanlar lazım bize. Okumakla, eğitimle geçmiyor kalpteki leke, öfke, kibir. Dikiş tutmadı mı tutmuyor işte.‘’Kötü de bana ne.’’ dememeliyiz. Çünkü yanımızdaki insan neyse bizde oyuz. Kimi seçersek aslında o biziz. Değilsek bile, doğanın kanunu. Bir süre sonra dönüşürüz. Kötülük bulaşıcıdır!
MAL varlığımız
Trump’ın işi de zor. Düşününce adamın kırk derdi var. Amerika halkının ve Hollywood yıldızlarının çoğu sevmiyor. En son eşine fena yakalanmıştı. Laf aramızda çok merak ediyorum, Melania affetti mi? Putin’le de bir dargın bir barışık. Kim Kardashian’ın da Trump’ı sevmediğini bilmeyen yoktur. Ömür boyu hapis cezası alan ve yıllardır cezaevinde yatan bir büyükannenin affı için Trump ile görüşme talep etmişti. Şimdi bir de o büyükanne çıktı başına. Gibi bir sürü sorununu var adamın. Kendini biraz olsun siyasetçi hissetmek için yine kafayı bize taktı.
Mali dengelerimizi bozmak için elinden geleni uzun zamandır yapıyordu. Şimdi de İçişleri ve Adalet Bakanı'na yaptırım uygulatacakmış. Yapılan açıklamada yaptırımların nedeni olarak ilgili bakanların Rahip Brunson'un tutukluluğunda oynadıkları rol olduğu söylemiş. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün, ABD ile bütün ilişkilerini askıya alınacakmış. ABD olmak üzere bazı ülkelere giriş ve çıkışları yasaklanacakmış. ABD içerisinde bulunan mal varlıklarına el koyulabilecekmiş. Falan filan…
Bu olanlara tepkiler gecikmedi tabii ki. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamasını okuduğumda kendimi gülmekten alamadım. “ABD’de ki tek mal varlığımız FETÖ.’’ demiş. Ama benim en sevdiğim cevap Adalet Bakanı Gül’den geldi. ''Benim bu topraklarda yaşamak ve bu topraklarda ölmek dışında bir düşüm olmadı. ABD'de veya Türkiye dışında herhangi bir ülkede ne bir dikili ağacım ne bir tek kuruş param da yoktur. Nasip olursa belki bir gün memleketim Gaziantep'te küçük bir zeytinlik alırım.
Bilmem anlatabildik mi Nektarin Şurubu Suratlı.
Oldu mu Bodrum?
Yıllardır aynı sahneyi izlerim. Saat 20.00 suları. Yer, Bodrum Gümüşlük. Sokak köpekleri için denize girme saatidir. O sahne o kadar güzeldir ki dakikalarca denizin içinde sağdan sola yürüyen köpekleri izlersin. Kimi denizde oyunlar oynar. Kimi serinlemek için denizden dakikalarca çıkmaz. Şimdi Bergüzar Korel’in dediğinin altını çizerek… “Sen hayırdır Bodrum Belediyesi? Deniz sizin mi? Ne hakla hayvanların girmesine karışırsınız? Bu nasıl bir bencillik” sözlerine gel de katılma, tekrarlama. Sosyal medyada tepkilerin artmasının ardından Bodrum Belediyesi açıklama yapmış. Tabela “Mavi Bayrak” kriterleri gereği asılmışmış.
İşin aslı astarı; Sayın Kocadon bilmeli ki her belediyeden daha çok Bodrum Belediyesi’nden hayvan dostu işler bekliyoruz. Bodrum’un gerçek sahipleri yılın birkaç haftası oraya tatile gelenler değil. Sokaklarında yaz kış hayatta kalmaya çalışan canların.