Osmanlı bir Balkan ve Akdeniz devletiydi..
Osmanlı bir Balkan ve Akdeniz devletiydi.. Ancak imparatorluğun son döneminde; keza cumhuriyet yıllarında elimizden koparılmış olan bu coğrafyaya adeta öfkeyle, yakıştırmalarla bakılır oldu; hatta böylesi sapkınlık sağcılığa, muhafazakarlığa mahsus bir duruş gibi algılandı. Nitekim bu çarpık zihniyetin kiri Girit’e, Rodos’a, Ege adalarından gelen muhacirlere hatta İzmir’e bulaştı..
Bir yandan Balkan coğrafyasında kalan Müslüman Türk/ Boşnak/ Arnavut/ Makedon/ Sırp azınlık için ‘evladı fatihan’ diyeceksiniz diğer yandan ‘Suyun öte yanındakiler’, ‘ Sabataistler’ diyeceksiniz.. Akıl alır gibi değil..
Geçtiğimiz hafta söz konusu çarpıklık müftü sıfatıyla Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde görev yapan birisi tarafından dillendirilince ve buna bir de yakıştırmalarla eklemeler yapılınca ortalığı öfke köpüğü bastı..
Ne yazık ki bu zihniyet ‘sağ muhafazakar’ camiada mevcut… Türkiye bir yandan Balkanlara ilişkin, Ege adalarına ilişkin iddialar seslendiriyor, diğer taraftan kendisini milliyetçi, Müslüman, vatansever olarak tanımlayan insanlar düşmanın çanağına su taşırlar.. Akıl alır gibi değil..
*
LEYLA İLE MECNUN.. EXXEN!.
Televizyon tarihimizde işaretle gösterilebilecek bir diziydi Leyla ile Mecnun.. Fazla reyting yaptığından falan değil yaklaşımı doğru olduğundan ‘tutmuştu’.. Sıktığı, ilgiyi kaybettiği için değil yönetmeni Onur Ünlü başka kulvarlarda, havalarda sıkıntılanmayı istediği için zahir ‘Buraya kadar’ dedi.. Ya da ‘TRT’ye tamam dedirtti..’
Aradan yıllar geçti… Leyla ile Mecnun unutulmadı. Geçtiğimiz gün aynı kadro aynı yönetmenle dizinin Exxen için çekileceği yazıldı..
İçim cız etti doğrusu.. ‘Eski ayları ne yaparlar, sorusuna kırpıp kırpıp yıldız yaparlar’ dendiği geldi aklıma… Geçmişin güzel hatıralarını olduğu yerde korumak varken onu gölgeleyip tüketme riskini göze almak ne kadar doğru diye düşündüm..
*
TERİM BARSELONA’YA MI?
Anlaşılıyorki GS kongresinden kim başkan çıkarsa çıksın Fatih Terim için hocalık artık ‘çantada keklik’ değil. Mustafa Cengiz kararını doğrudan açıkladı zaten.. Sadece Fatih Terim’i değil onunla birlikte Arda Turan’ı da istemediğini seçilirse ikisinin biletini keseceğini söyledi.. Şu ara diğer başkan adaylarından fazla ses yok.. Terim ise şartlarını söylemekle meşgul.. Paranız varsa bu işe soyunun, yoksa oturun oturduğunuz yerde demeye getirdi.
Ama takvim yaklaşınca ‘İmparatorcu’ takım hareketlendi.. ‘Terim Messi’yi çalıştıracak.. Barselona’nın teknik direktör listesinde Fatih Terim var’ vs masallarına..
Böyle bir şey var mı, yok elbette… Hava estirmek bedava.. Aslında Barselona ‘gel’ dese Terim sözleşmeye, paraya/maraya bakmaz gider, ama İspanya’da şaka niyetine dahi ondan söz edecek birini bulmak zor. Zira Fatih Terim’in Forentina, Milan günleri, Milan’da en kısa süre hocalık yapan kişi unvanına sahip oluşu hala unutulmadı.
*
GAIN, EXXEN VE..
Belli olan şu ki NETFLIX tuttu.. Arkasındaki sermaye gücü, uluslararası alanda sinema devlerinin desteğiyle girdikleri her ülkede kendilerine yer buldular. Doğruysa Türkiye’de abone sayısı altı haneli rakamlarla ifade ediliyor...
Türk sermayesinin ağırlıkta olduğu, başlangıçta biraz yalpalasa da medyada yabancı ortağın önemini bilen üst aklın yol göstericiliğine teslim olan BluTV’ye gelince doğru rotayı bulmuş görünüyor.. Biraz teknik yetersizlikleri olsa da attığı ok hedefe gidiyor. Ama BluTV’ye ‘ tuttu’ demek için daha çok erken. Devamlı ‘yeni ne var’ sorusunun sorulduğu, bu açıdan dipsiz kuyuya benzeyen sektörde sadece Türkiye iç piyasasıyla ayakta kalmak kolay değil.
Demirören grubunun PuhuTv’si de şimdi çıktığı günkü hızında değil.. Grubun bu alanda iddiası Kanal D dizilerinin tekrarları ve yabancı film/ dizi/ belgesel piyasasından yapılan alımlara dayalı. Dolayısıyla yerli yapımlara yatırım yapan BluTV’nin uyandırdığı ilgiyle kıyaslandığında PuhuTv’nin yöneldiği hedef kitle yatırım politikasından kaynaklanan sebeplerle istenen genişlikte değil. Oysa Demirören grubunun yazılı ve görsel medya desteğiyle, üstelik pandemi sebebiyle halkın eve kapandığı ortamda PuhuTv hamle yapabilirdi..
EXXEN’e gelince Acun Ilıcalı’nın büyük beklentilerle sahaya sürdüğü platform da şimdilik hedefi tutturamamış görünüyor. Mizaç olarak ele aldığı projelere büyük hevesle başlayan ancak yeterli ilgiyi bulamazsa o işten soğuyan Ilıcalı’nın bu defa işi zor.. Ama EXXEN’de ‘oynamıyorum’ deme lüksü de yok. Zira EXXEN Acun Medya’nın gücünün sınırında büyük bir yatırım.. Ve mevcut haliyle platformun ‘içi boş’.. Acun Ilıcalı şayet futbol maçlarının naklen yayın hakkı ihalesine ortaklık v.s. dahil ‘şapkadan tavşan çıkarmak’ sayılacak bir katkı sağlayamazsa EXXEN’e ortak aramak zorunda kalabilir.. Zira Kanal 8’in iddialı yapımı Survivor bile ancak iteklemeyle izlenme listelerinde sıralamaya giriyor.
..Ve bir diğer hayal kırıklığı GAIN.. Düşünce doğru ama yerli olmayı başaramamış bir proje GAIN. Cazip, sadık müşterinin ilgisini çekebilecek küçük bütçeli işler yerine, iddialı ama iddiası oranında ses getirmeyi başaramayan yapımlar yüzünden GAIN frene basmak zorunda. Daha önemlisi GAIN’in patronu Gözde Akpınar’ın çeyrek milyar harcadıktan sonra keskin bir viraja girme hevesinin kalıp kalmadığı da meçhul.