Biz 'Acaba darbe mi yapacaklardı, dış destekleri var mı, bunlar da Bylock türü özel bir program mı kullanmışlar, eylemin 1 numarası kim, muazzaflarla bağlantıları….' diye debelenirken dava bir anda çözüldü, dahası ha bitti ha bitecek..
Biz ‘Acaba darbe mi yapacaklardı, dış destekleri var mı, bunlar da Bylock türü özel bir program mı kullanmışlar, eylemin 1 numarası kim, muazzaflarla bağlantıları….’ diye debelenirken dava bir anda çözüldü, dahası ha bitti ha bitecek.. Amiraller serbest kaldı.. Savcı karşısında ‘Maksadımız bu değildi zaten, benim ne yazıldığından haberim bile yoktu, arabadaydım okumadan tamam dedim.. Sabah televizyondan duydum şaşırdım..’ diyen diyene..
Bu arada amirallerin hikayeleri pehlivan tefrikasına döndü.. Besbelli emniyette, savcılıkta ‘Hata ettik, işin buraya kadar geleceğini düşünemedik..’ diyorlar.. Ağalar yaptıklarına yapacaklarına bin kere pişman olmuşlar ama kuyruğu dik tutmaktan da geri kalmıyorlar... Medya desen o da başka alem.. Köşe yazarları herhalde konu kıtlığından ‘Bildiri hikayeleri..’ni yaza yaza tüketemediler. Geçenlerde birisi üçüncü kez ‘olayın perde arkası..’nı kaleme aldı..
Neyse ki burası Türkiye.. Mevzu bitmez.. Çeviriverdik sayfayı.. *
GALATASARAY MI FATİH TERİM Mİ?
Eskilerin bir tabiri var ‘Bir dokun bin ah dinle kase-i fağfurdan..’ diye.. Cam kaseye bir fiske vurursanız çıkacak çınlama sesleri bitmez manasında.. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz’in durumu bu.. Adamcağız dert küpü olmuş.. Aslında sayıp döktükleri bilinmedik şeyler değil.. Fatih Terim’in hikayeleri İtalya’dan beri anlatılır; futbolcuların eğlence düşkünlüğü de sır değil. Uçak biletleri Bodrum, Amerika seyahatleri türünden teferruata kadar indi mevzu..
TV yorumcuları içinde ‘Fatih Hoca sabrının sınırında.. Karar noktasında..’ falan diyorlar.. Daha önce de defalarca o sınıra gelmişti ‘İmparator’ aslında ama palamarı çözmedi hiç.. Hoca’nın milli takım maceraları da unutulmadı, deplasmana gidişler, uçak kavgaları, milli takımın ne denli magazin kıvamında tartışmalara konu olduğunu da.. Ve sonra Alaçatı köfteci kavgaları vs..
Bence bu olaylar sonunda Mustafa Cengiz kaybeder… ‘İmparator’a karşı kazanan olmadı daha.. Galatasaray taraftarı da kırar-sarar tartışmaları Fatih Hoca’yı sinesine basar, hatta bakarsınız gönlünü almak için birkaç basamak yükseltir pozisyonunu…
*
BITCOIN HARAM MI HELAL Mİ?
Ramazan’ın olmazsa olmazı pide ve TV’lerin hoca kapmaca yarışı.. Pandemi dolayısıyla bu yıl meydan toplantıları, sokak iftarları yok ama halkımız akla ziyan sorularıyla yine hem hoca efendileri hem seyredenlerin aklını zorlamayı başardılar.
Eskiden ‘Hacca giderken böcek öldürmenin günah olup olmadığı..’ ya da ‘Kocamla aramızda sadece resmi nikah var dini nikah kıydırmadığımız için birlikte hacca gitmemiz caiz mi?’, ‘Uzay mekiğinde kıble için nereye döneceğiz..’ türünden sorular gelirdi; hoca efendiler de yarı tebessümle yarı ciddiye alarak cevaplarlardı bunları.. Ama şimdi insanlar değişti, meseleler dolayısıyla tablo değişti… ‘Bitcon’le hac bedelini ödemek mübah mı haram mı?’ diyor biri… Bir diğeri ‘Astral şekilde Mekke’ye gittim haccım kabul edilir mi?’ diyor..
Cevaplara baktım.. Özeti ‘Kem..Küm..’ Bence olmaz.. Ama aslında tam olarak haram da diyemem.. *
GELMESİN!.
İbrahim Tatlıses Türkiye’ye mal olmuş bir yorumcu. Sesinin gücü, icrasındaki başarı tartışılmaz. Çok sık olmasa da onun sunuşuyla dinlediğimiz bozlaklar, uzun havalar, yöresel renk herhalde herkesin belleğinde. Tatlıses fantaziler de okudu ve el’hak onlar da tuttu.. Kasetler, CD’ler, TV şovları, sahne, konserler… Allah’ın lütfettiği yetenekle esti de esti.. Ta ki malum güne kadar..
Olayın ardından herkesin zihninde tek bir soru vardı ‘İbo tekrar okuyabilecek mi?.’ Yurt içinde, yurt dışında ameliyatlar, tedaviler, ardı arkası kesilmeyen terapiler.. Sonuçta TV programıyla müziğe döneceğini açıkladı.. Ekonomik gerekçeler, seyirciye, alkışa özlem.. Zorlanacağını biliyorduk elbette.. Nitekim öyle de oldu.. Gırtlağında sorun yoktu doğrusu, ama o güçteki sesin kafa içinde, beyin damarlarındaki etkisi göz ardı edilebilir miydi görecektik.. Gördük nitekim… İbo, İbo değildi.. Her şeye rağmen seyircinin ona özlemiyle yürüdü geldi..
Geçtiğimiz hafta kendi bestesi ‘Gelmesin’le görücüye çıktı Tatlıses.. Hayran kitlesinin, eğlenmek isteyen seyircinin hoşuna gitmiştir herhalde.. İbrahim ‘Gelmesin’ mi derseniz bence değil. Onun yıllar önce rahmetli Abdullah Yüce’nin ‘Gelme İstemem’ini yorumlayışını hatırladım, üzüldüm..
*
BİZİMKİLER NEDEN OLMUYOR?
Müzik dünyamızda olup bitene bakıyorum.. Genç sanatçılarımız muhteşem.. Yaptıkları besteler, icra, doğdukları toprağa, içinde yetiştikleri kültüre sarılışlarıyla göz kamaştırıyorlar.. Devlet desteği falan da yok..
Gençler böyle ama diğerleri dökülüyor açıkçası.. Ne beste var, ne hissediş… Siyasi davetlerin gözdeleri.. Gündeme geldikleri haberler de skandal sosuna bulanmış magazin konuları.. Kadınlar zengin erkeklerle anılıyor, erkekler eğlence dünyasının pandemi kalıntısı figürleriyle.. Sorsanız dünyada ses getirenler ya İngiliz, ya Kanadalı… Üstelik büyük sponsor destekleri var, bizim o kulvara girme şansımız yok!.. Dua Lipa, Kosovalı.. Tırnaklarıyla tırmanarak yükseldi.. Camila Cabello 24 yaşında Kübalı.. Onlarca örnek var.. Hepsi kariyerleri için tutunmadık dal bırakmamışlar, modellik, figüranlık, vokalistlik vs. Bizim ünlü jüri üyelerimize bakın kasap dükkanı açmak, plaj işletmeciliği yapmak, kebapçılık, menajerlik v.b. Müziğe yani aslında kendine yatırım yapan var mı, hak getire..