"Her Müslüman, bir sancak adamıdır. Her an durmamacasına üstünde ve içinde bir sancak taşıyandır o. O hangi topluluğa girse oraya sanki bir sancak girmiştir. Yüzünde hep bir sancak aydınlığı vardır. Yüreğinde hep bir sancak canlılığı. Her Müslüman sancak gibi başlı başına bir semboldür. Kendi davasının sembolüdür. Öbür insanlar içinde yükselen, ateş almış, alevi sancak yeşili bir kıyamet kayasıdır. İçi kaynar, fakat dışı sakindir." Kıyamet Aşısı, Sezai Karakoç s.13
Sancaklar şehirlerin, evlerin, köylerde tepelerin, dağların zirvelerine dikilecektir. Gün gün yaklaştık sancaklarımızı daha da yükseklere dikebilmek için. Her gün yeniden ve yeniden iman etmenin gereğine inanarak evlerimizi, sokaklarımızı, sofalarımızı, sofralarımızı ve gönüllerimizi temizlemeye gayret ettik. Üç ay önceden haberi bizlere Recep ayıyla ulaşmıştı ve duaya yönelmiştik yeryüzünün bütün iman sahipleriyle: “Allahumme bariklena fi recebe ve şabane ve belliğna ramazan-Allahım, Recep ve Şaban ayını bize mubârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır” diye. Bu duayı sürekli söyleyerek, dualarımızda ve aklımıza düştükçe ifade ederek Recep ve Şaban’ı şerifi geride bıraktık. Şimdi Ramazan’ı şerifin eşiğindeyiz. Zulümler, sürgünler, savaşlar, ansızın şehirleri kan gölüne çeviren bombalar düşse de Ramazan, rahmet, bereket ve şefkat ayıdır. Müminlerin evlerinin, gönüllerinin, akıllarının ve imanlarının ziyadeleştiği aydır Ramazan ayı.
Her bir iman sahibine dokunarak gelir. Geçen yıl ile bu yıl arasındaki bağı
yeniden kontrol etmek için gelir. Verdiğimiz sözleri ne kadar tutup
tutmadığımızı, beş vakit namazı kılıp kılmadığımızı, merhametle, şefkatle
yeryüzüne ve insanlığa davranıp davranmadığımızı görmek ve denetlemek için
gelir. Ramazan ayındaki cömertliğimizin, kurduğumuz sofraların, verdiğimiz
sadaka ve zekâtların, barışa ve esenliğe olan çabalarımızın ve kulluk
bilincimizin ömrümüze, günlerimize ne kadar sirayet edip etmediğini görüp denetlemek,
teyid etmek için gelir. Bu geliş aslında sancağı sürekli göklerde, yükseklerde
dalgalandırmamız, iman aşısıyla alınlarımıza aydınlık gökyüzünün, ayın şavkının
vuruşunun gerektiğini hatırlatmak içindir. Yeniden bir “Kıyamet Aşısı”
gereklidir insanlığa. Her gelişiyle onu hatırlatır yeryüzüne, gökyüzüne,
gördüğümüz ve görmediğimiz bütün iklimlere.
Ramazan ayı, Kuran ve oruç ayıdır. Ramazan ayı, zikir ve dua ayıdır.
Ramazan ayı, sabır, sükûn ve selamete erme ayıdır. Kulluk ve ibadetin ömrü
kuşatmasının öğretildiği aydır. İnsanlık âlemi, Kuran mucizesiyle Ramazan
ayında şereflendi. 610 yılında Kadir gecesinde Mekke-i Mükerreme’nin Nur
Dağı’nın Hira Mağarasında Peygamberimiz Hz. Muhammed (as), inziva halindeyken
inmeye başladı. Peygamberlik muştusu ve vahiyle böylece insan ve insanlık
tanışarak şeref buldu. Sayılı günlerin yılda bir ay olduğuna ve Kadir
Gecesinin, Ramazanın son on gününde aranılması tavsiye edilmektedir. Kadir
suresinde şöyle mealen;
“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
1- Biz Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik.
2- Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin?
3- Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.
4- O gecede melekler ve Ruh, Rablerinin izniyle her
türlü iş için yeryüzüne iner de iner.
5- Bütünüyle esenliktir o gece, tâ şafak atıncaya
kadar” faydanalım isteniliyor.
Kadir gecesinden bahsedilirken bin aydan daha hayırlı olduğu belirtiliyor.
Böylesi kutlu günlerin yılda bir kez yakalanabileceğini, iman sahiplerini
uyanık olmaya, gün ağarıncaya değin ibadetle, zikirle, tefekkürle, duayla, ilim
ve irfanla geçirmemiz gerektiğini söylüyor. Allah cc. arzu ediyor ki, ruhlar
âlemindeki sözümüzü yeniden hatırlayarak dünyaya geliş gayemizin kulluktan
ibaret olduğunu bilmemizdir. İman sancaktır. İman sancağını zafiyete uğratmamak
her mü'min kulun ödevidir. Her bir iman sahibi kendi sancağını yükseklerde
tutmaya memurdur, görevlidir. Verilen sözün gereği budur. İnsin ve cinnin
yaratılış gayesi kulluktan ibarettir. Kul olduğunu unutmadan, dünyadaki hayatın
sana emanet olduğunu ve bu emanetin içini, heybenin gözünü hayırlı amellerle,
işlerle, fiillerle doldurman gerektiğini hatırlatır. Üç aylar diye bildiğimiz
Recep geçti ve gitti. Şaban ayı, Ramazan geliyor ey müminler-müslimler
topluluğu uyanık olun diye diye çekip gitti ve Ramazan’ın eşiğine bizleri
bıraktı.
Eşikten içeriye girecek, geceleri sahurlarla bereketlenecek, günü oruçla
yeniden dirilişi idrak edecek ve iftar sofralarıyla Allah'a kulluğun ne güzel
bir nimet olduğunu anlayacaksın. Çocuklarımız, gençlerimiz, şehirlerimiz
Ramazan ayının merhametiyle gönenecek, bizler görsek de görmesek de iman
sancakları her evin terasından, çatısından, penceresinden göklere doğru iman
rüzgârlarıyla dalgalanacaktır. Kur’an tilavetleri ile gönüllerimiz, gözlerimiz,
yüzlerimiz, dillerimiz, evlerimiz, camilerimiz şehirlerimiz, meydanlarımız
nurlanacaktır. Okuduğumuz her ayetin manasını kavrayarak yenilenmeye mecburuz.
Allah cc. Kur’an’da bizlere neleri emrediyor ve nelerden
kaçınmamızı-sakınmamızı isiyor, bunları yeniden ve yeniden idrak etmeye
mecburuz. Evlerimizde hatimlerimizin yanında çokça salavatlar getirmeye,
tesbihatları artırmaya, Peygamberimizin hayatını (Siyeri Nebi dersleriyle)
yeniden öğrenmeye, okumaya, dersler yapmaya, istikametimizdeki sapmaları yok
etmeye mecburuz. Kirlerden, paslardan, yanlışlıklardan nemelazımcılıklardan
kurtulmaya mecburuz. Gazze’deki Mümin kardeşlerimize dualarımızla, yardım
edebileceğimiz her türlü fedakârlıklarımızla yanlarında olmaya, Türkistan’daki
kardeşlerimizin özgürlüklerini kazanmaları için yakarmaya, ülkemizin fitneden
ve fesattan arınması için kıyamlarda, secdelerde yakarmaya ihtiyacımız vardır.
Tercih ettiklerin senin amelindir unutmayasın. En kıymetli günler, zamanlar bu
günlerdir. Ayların en kıymetlisi, değerlisi bu aydır. Kandillerin en kıymetlisi
Kadir Gecesi bu ayımızda gizlidir. Sırrın sırrını elde edebilmek için
arınmalıyız. Allah ve Rasulüne daha çok yakınlaşmalıyız.
Sancak insan, belirgindir. Sancak insan, belirleyicidir. Çünkü sancak, ezel
ve ebed duygusundan beslenir, hedaim terü tazedir. Durduğu yerde, söylediği
sözde, verdiği öğütte kendini merkeze koyarak kendinde olmayanı, yapmadığını,
eyleme dökemediğini söylemez. Yapmadığı şeyi öğüt olarak vermez. Yaptıklarıyla,
yaşayışlarıyla, giyimiyle, kuşamıyla bütün eylemleriyle örnektir. Yaptıkları
yapacaklarına işaret eder. Sancak insan, nuruyla, imanıyla, ihlasıyla,
teslimiyetiyle, nezaketiyle, şefkat ve merhametiyle belirgin olduğu kadar da
belirleyicidir. Nerede durduğunu, neden durduğunu bilir, ilahi huzurda
verebileceği hesabı bilerek kıyamını sürdürür. Bilmeliyiz ki, her eylemin bize
ve topluma yansıyan mutlaka yönü ve yönleri mevcuttur. Hayırda yarışmamız
emrediliyor. Şerden kaçmamız ve kaçındırmamız emrediliyor.
Oruç, sahur, iftar ayımız, Ramazan ve rahmet ayımız mübarek olsun. Ümmetin
birlik beraberliğine, Türk yurtlarının tevhidine, büyük coğrafyanın uyanışına
vesile olsun. Kalbimiz, gönlümüz, ruhumuz Allah ve rasulünün sevgisiyle,
muhabbetiyle dolup taşsın. Evlerimiz, şehirlerimiz, ülkemiz, yurdumuz dalga
dalga sancaklansın. Ay Yıldızlı bayrağımız göklerden inmesin, ezanlarımız beş
vakit gönüllerimizi yıkasın ve felaha, kurtuluşa erenlerden kılsın.
Secdelerimiz daim, kulluğumuz kaim olsun. Velhamdülillahi rabbil âlemin.
Ramazanı şerifimiz mübarek olsun.