Son beş günde insanlık, diplomasi, siyaset, uluslararası ilişkiler, vicdan adına şahit olduklarımızı hatırlayalım bugün…
Son beş günde insanlık, diplomasi, siyaset, uluslararası ilişkiler, vicdan adına şahit olduklarımızı hatırlayalım bugün…
Aylar öncesinden ABD ve Avrupa ülkelerinin diline doladığı “Rusya Ukrayna’ya saldıracak” söylemlerine karşı “hayır saldırmayacağız sadece tatbikat yapıyoruz” diyerek cevap veren Rusya sonunda Ukrayna’ya saldırdı…
Suriye’den sonra bir kez daha utandık ve üzüldük şahit olduklarımız adına… Bu yüzyılda Orta Çağ vahşetine tanık olmakla birlikte her daim dünyaya parmağını sallayarak ‘barış, özgürlük, demokrasi’ havariliği yapan ABD ve Avrupa’nın suskunluğuna şahit olmaktan da onlar adına utandık… ABD ve Avrupa’nın yaptığı tek şey kınamak ve elinde kalan miyadı geçmiş silahları Ukrayna’ya gönderme sözü vermek oldu… Hatta Almanya ‘miğfer gönderiyorum’ diyerek trajikomik tebessümlere vesile oldu… Rusya’dan intikam almak için Ukrayna’yı yem olarak kullanan ve Zelenski’nin sırtını sıvazlayan ABD ve Avrupa her zamanki tavrıyla hiçbir şey olmamış gibi ortadan kaybolmuştu… Ki ABD ve Avrupa ülkeleri, Ukrayna’ya destek için sokaklara dökülen vatandaşlarının baskısından olmasa kuru yaptırım söylemlerini bile yapmayacaktı…
“Saldırı yok sadece tatbikat var” diyerek günlerce Ukrayna sınırında askeriyle bekleyen Putin, Zelenski’yle aba altından yürüttüğü ‘istifa et yoksa saldıracağım’ diplomasisine hayır cevabını kesin bir şekilde alınca Ukrayna’ya saldırdı… İlk şokun ardından kendine gelen Ukrayna halkı silahlanıp kendince savunma pozisyonu aldı… Bu durumun ne derece doğru bir karar olduğunu ilerleyen günlerde göreceğiz…
Çeçen Lider Kadirov’un Putin’i öven ve Ukrayna’da Rusya’nın yanındayız açıklamaları bir şoku da Müslüman alemine yaşattı… Böylelikle Çeçenler de sokak çatışmaları için Ukrayna’ya girdi…
ABD ve Avrupa’dan gelen Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırım kararlarına karşı Çin gayet soğukkanlı ve umursamaz tavırla Rusya’ya ilettiği ‘sen saldırılarına ve tehditlerine devam et benim desteğim seninle ve sana yeter’ mesajı ABD ve Avrupa’dan geçmişin intikamını alıyor adeta…
İsveç ve Finlandiya’da Rusya’nın ‘ayağınızı denk alın NATO’dan uzak durun yoksa Ukrayna’nın başına gelenleri size de yaşatırım’ tehdidiyle ayrı bir şokta…
Diğer yandan yaşanan göç dalgası tüm Avrupa için maddi-manevi-sosyolojik-ırkçı zorlukların artması yönünde bir tehdit olarak okunuyor ve tüm Avrupalıları korkutuyor… Düşünsenize beş on yıl sonra tüm dünya Avrupa’ya kapılarını kapatıyor ve en ağır vize uygulamalarını talep ediyor Avrupalılara… Hayal demeyin olur mu olur…
Velhasılı kelam ABD ve Avrupa’nın mazlum topraklarda hunharca yediği hurmalar ile kaybettiği itibarı, güveni, saygısı, gücü ve etkisi Ukrayna üzerinden iyice kaşındı ve ayyuka çıktı… ABD ve Avrupa Rusya’nın sadece Rusya olmadığını, Rusya’nın para-doğalgaz-petrol-mallarını satacağı ekonomik pazar olduğunu çok iyi biliyor… Ve Rusya’nın Avrupa’ya-ABD’ye sonsuz öfke duyan Çin olduğunu da çok iyi biliyor… Bu sebepten tepki gösterirken temkinli olmayı elden bırakmıyor…
Bana göre; nasıl ki ABD Avrupa’nın ülkeleri elde etmek ve kontrol altında tutmak için bahaneler üretmesi için öne sürdüğü kolluk kuvveti oldu, Çin de Rusya’yı kolluk kuvveti olarak öne sürecek bundan sonra…
Gelelim ‘Katalizör Türkiye’ başlığının altındaki Ukrayna yansımalarına… AFAD ve Kızılay anında ilk yardım konvoylarını dualar eşliğinde Ukrayna’ya yolcu etti… Ki bu yardım konvoylarının devamının geleceği açıklandı… Türkiye dünya vatandaşlarının ayakta alkışladığı arabulucu-yardım eli uzatan tek ülke oldu… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar Türkiye’nin bu siyasi-insani tavrında kararlı olduğunu gösterdi… Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna’ya eşit bir mesafede anlaşma çağrılarına ısrarla devam ediyor… Bakan Çavuşoğlu ise 24 saatlik kesintisiz koşturma içerisinde Türkiye vatandaşlarını tahliye ediyor, ülkeler nezdinde görüşme trafiğini yürütüyor, diplomasi çerçevesiyle birlikte insan duruşuyla tüm sorunların en kısa zamanda çözülmesi için koşturuyor…
Ve elbette Yunan mevkidaşı gibi içte ve dışta yükselen gayri insani söylemlere gereken açıklamaları hakkıyla yapıyor…
Bunca hengame içinde yurt içinden de çeşitli vicdansız söylemler yükseldi… Daha saldırının ilk gününde ‘Suriyelileri istemeyenler bakalım Ukraynalı göçmenlere ne diyecek’ cümlesiyle anneliğini, insanlığını, vicdanını ciddi bir şekilde sorguladığım o ismi ve o isme bünyesinde yer veren gazete-TV’yi bir kez daha kınıyorum…
Evet dünya eteğindeki taşları suflörler aracılığıyla bir bir atmaya başladı… Bu taşlar soğuk veya sıcak 3. dünya savaşının kıvılcımı olacak gibi zira vahşi kapitalizm onca yıldır tüm fay hatlarını iyice germiş durumda ve yaşanan bu depremler ‘yeni dünya güçlerinin’ belirmesine vesile olacak…
Yaşlı ve elinde milyonların kanını, gözyaşlarını, çaldığı umutlarını tutan zalim Avrupa ise, başta Ortadoğu ve Afrika olmak üzere aldığı ahların bedelini iyice ödeyecek…