Vietnam Savaşı Amerika için ağır bedeller ödeme zamanıydı. Devlet kibrinin nasıl büyük yıkımlara mal olabileceğini milyonlarca Amerikalı yaşadı ve gördü.
İçlerinde en ağır bedeli ödeyenler travma sonrası stres bozukluğu olarak tanımlanan psikolojik tahribata maruz kalanlardı. Görünürde sağlam ama içi çürümüş, toplum için de problem teşkil eden eski askerlerle başa çıkmaya çalıştı Amerika yıllarca.
Sıradan insanların hayatlarında rastlantılara yer olabilir ama devletlerin görevi şaşırmamak ve her daim hazır olmaktır. Bundan bir önceki Başkan Obama ise tam bir PR projesiydi. Dünkü yazımda Türkiye’nin en önemli ihracat kalemi olan umudu diline doladı ama geride umudunu çaldığı milyarlarca insan bıraktı. Umutsuzluk o kadar derindi ki Amerika kendini Trump gibi bir aklı evvelin kollarına bıraktı. Trump alıştığımız başkanlardan biri değil. Kontrolsüz bir yönetim sergilemeyi tercih ediyor. İletişim tarzı ise tam anlamıyla gerilla. Tweet atıyor, spekülatif sözler ediyor. Amerika’dan bilgelik bekleyen yok. Ama dünya bu kadar tuhaf bir Amerikan başkanına hazır mıydı diye de sormadan edemiyoruz.
En son rahip Brunson’un Amerika’ya gitmesinden sonra Trump, Türkiye’ye suçlama ve takdirle yönelik karmaşık bir mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanlığı İletişim ekibi Trump’ın mesajlarına karşı hızlı cevaplar üreterek dijital diplomasinin önemli bir işlevini üstlerine almış görünüyor. Diplomasi artık kapalı kapıların ardında değil, tüm dünyanın gözlerinin önünde gerçekleşiyor. Şaşırtıcı değil. Yakın zaman önce Soçi görüşmelerinde liderler canlı yayında yürütmüşlerdi diplomatik faaliyetlerini. Devlet ciddiyeti dediğimiz şey devlet çevikliği ile yer değiştiriyor. Beğenelim ya da beğenmeyelim içinde yaşayacağımız yeni gerçeklik bu. Telgrafın icadının ardından artık diplomasinin son nefeslerini verdiğini söylemişti eski zamanlarda bir devlet adamı. Diplomasi ölmedi sadece şekil değiştirdi. Medya ve iletişim kanalları artık aracıları ortada çıkarabiliyor ve ok yaydan çok daha hızlı çıkıyor. Onun için Türkiye’nin sahip olduğu kıymetleri, savunduğu argümanları dijital izdüşümüyle hesaplaması gerekiyor. Trump’ın yatma, kalkma ve tuvalette vakit geçirme detaylarına varıncaya kadar üzerinde çalışılması gereken bir senaryo. Dijital diplomasi diyoruz. Dijital devrim kapıyı çalmıyor artık, binayı kökünden sarsıyor ve iletişim bir defa daha diplomasinin en yakın arkadaşı olduğunu kanıtlıyor.
Dijital diplomasiyi güçlü kılan nedir peki? Mesajını doğrudan muhatabına değil tüm dünyaya hem de aynı anda iletmek. Sadece kendi vatandaşlarına değil karşıdaki ülkenin vatandaşlarına da ve hatta tüm dünyaya mesajları iletebilmek. Yani ortada kocaman bir diplomasi arenası ve yayıncılıkla devlet adamlığının karışımı olan melez bir diplomasi dünyası var. Başta söylediğimiz gibi şaşırmak biz sıradan insanlara mahsus bir davranıştır. Devletler içinse büyük bir akıl oluşturmak ve onu işletmektir esas olan. Trump dönemi bitse de Trump sonrası Amerika, bunun acı sonuçlarını görmeye davranış bozukluklarını sergilemeye devam edecek. Onun için öncelikli yapılması gereken karşımızdaki deliyi tanımak ve anlayacağı dilden cevapları hazır tutmak. En pratik yolu da dijital diplomasi.