Ezidiler insanlık tarihinin gördüğü en çirkin zulümlere maruz kaldı.
Irak’ın Musul vilayetine bağlı Sincar (Şengal) ilçesi yaklaşık 5 yıldan bu yana PKK’nın kontrolünde bulunuyor.
Nüfusunun büyük çoğunluğu Ezidilerden oluşan bu ilçe, yakın dönemin en büyük trajedilerinden birini yaşadı.
Ağustos 2014’te ilçeyi ele geçiren terör örgütü DEAŞ, büyük katliamlara başvurdu.
Yaklaşık 5 bin Ezidi hunharca katledildi.
Ezidiler insanlık tarihinin gördüğü en çirkin zulümlere maruz kaldı.
Kadınlar, çocuk yaştaki kızlar seks kölesi olarak kullanıldı, pazarlarda köle olarak satıldı.
Yaklaşık 15 ay sonra Peşmerge Güçleri ile PKK, ABD’nin hava desteğinde ilçeyi DEAŞ’tan geri aldı.
Ancak Ezidilerin yaşadığı dram sona ermedi.
Bu kez PKK üzerlerine çöreklendi.
Katliamdan kurtulan Ezidi çocuklarını terör eylemlerinde kullanmak üzere zorla dağa kaçırıldı.
DEAŞ’tan kaçan Ezidilerin büyük bölümü bu kez PKK zulmü nedeniyle evlerine dönemedi.
Ezidilerin büyük tepkisi ve Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin zaman zaman dile getirdiği “Burayı terk edin” şeklindeki serzenişlere kulak asmayan PKK’nın özellikle son dönemlerde burayı ikinci Kandil haline dönüştürme çabalarına ağırlık vermeye başlamasıyla geçtiğimiz haziran ayında Türkiye düğmeye bastı.
Bir yandan hem Bağdat hem de Erbil nezdinde “Ya kendi topraklarınızda egemenliğinizi oluşturur PKK yapılanmalarını ortadan kaldırırsınız ya da biz gerekeni yaparız” mesajı verilirken bir yandan Pençe-Kaplan operasyonu ile terör örgütünün üsleri vurulmaya başlandı.
Ankara’nın hem sahada hem masada aylardır süren baskısı sonuç verdi.
Türkiye’nin operasyonlarından kurtulmak için ilçe merkezinden çevre köy ve kasabalara çekilmek zorunda kalan PKK’ya bir darbe de Bağdat ve Erbil’den geldi.
Merkezi hükümet ile Bölgesel Kürt yönetimi, Birleşmiş Milletler’in de gözetiminde masaya oturarak ilçede denetimin sağlanması konusunda anlaşmaya vardı.
PKK’nın varlığına son verilmesinin öngörüldüğü anlaşmaya göre bundan böyle ilçede güvenliğin sağlanması amacıyla merkezi hükümete bağlı 2 bin 500 kişilik bir güvenlik gücü oluşturulacak, ilçenin idari ve siyasi yönetimi de merkezi hükümet ile Bölgesel Kürt Hükümeti tarafından ortaklaşa yürütülecek.
Irak merkezi hükümeti ile bölgesel yönetim arasında böyle bir anlaşmaya varılmasında etkili olan unsurların başında Ezidilerin PKK’ya karşı duydukları öfkenin patlama noktasına gelmesi geliyor.
Bir diğer unsur yeni Başbakan Mustafa Kazımi’nin ülkede kendi denetimini hissettirme çabası.
Bir diğeri de Türkiye’nin sahada PKK’ya karşı yürüttüğü operasyonlar ve hem Bağdat hem de Erbil nezdinde sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri konusunda uyguladığı basınç.
Anlaşmaya tepki gösteren PKK, Sincar’ı terk etmeyeceğini açıkladı.
PKK ikna edilerek mi çıkarılacak yoksa Irak yönetimi güç kullanarak mı ilçeyi terör unsurlarından temizleyecek bunu önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Ancak Başbakan Kazımi’nin "Sincar’ın yerel ve dışarıdan gelen silahlı gruplardan temizlenmesi gerekir. Topraklarımızın komşularımıza karşı silahlı gruplarca saldırı amaçlı kullanılmasına izin vermeyiz" şeklindeki açıklamalarına bakılırsa Bağdat yönetimi bu anlaşmayı uygulamak konusunda kararlı.
Bu anlaşmanın hayata geçmesi halinde PKK’ya ağır bir darbe vurulmuş olacak.
Zira Sincar birçok açıdan terör örgütü için stratejik bir nokta.
Birincisi, PKK, buradaki varlığı sayesinde tüm dünyaya “Ezidileri DEAŞ’tan ben kurtardım, onları ben koruyorum” diye propaganda yapamaz hale gelecek.
İkincisi ve en önemlisi, PKK, Irak ile Suriye'deki yapılanmaları arasında bağlantı sağladığı önemli bir stratejik bölgeyi kaybetmiş olacak.
PKK’ya Sincar’da bu ağır darbe vurulurken Van’ın Çatak ilçesinde güvenlik güçlerinin yürüttüğü bir operasyon sırasında çıkan çatışmada öldürülen teröristlerden birinin kırmızı bültenle aranan PKK’nın askeri kanadı HPG’nin Komuta Konseyi Üyesi Agit Civyan kod adlı Vahdettin Karay olduğu bildirildi. Öldürülen terörist aynı zamanda örgütün Sincar yapılanmasının da başındaki isim idi.
Öte yandan geçtiğimiz hafta Kuzey Irak’ta, Hakkari’nin Çukurca ilçesi ile Duhok’un Amedi ilçesi arasındaki Serzêr Gümrük Kapısı Asayiş Müdürü Gazi Salih’in bir silahlı saldırı sonucu öldürülmesi de Erbil yönetimi ile PKK’yı bir kez daha karşı karşıya getirdi.
Bugüne kadar PKK’yı “yabancı silahlı güç” ya da “yasadışı örgüt” olarak tanımlayan Erbil yönetimi ilk kez bu saldırı sonrası “terör örgütü” ifadesini kullandı.
Salih’in PKK tarafından öldürüldüğünü bildiren Kürdistan Bölgesi Genel Güvenlik Ajansı, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu terörist ve korkakça saldırıyı kınıyoruz. Bu terörist saldırı karşılıksız kalmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Dolayısıyla önümüzdeki günlerde gerek Kuzey Irak’taki Erbil yönetimi ile gerekse de merkezi Bağdat hükümeti arasındaki gerilimin üst düzeye tırmanması, dahası merkezi ve bölgesel güçlerle terör örgütü arasında ciddi çatışmaların başlaması ihtimal dahilinde.
Hem Bağdat hem de Erbil yönetimlerinin geç de olsa PKK konusunda Türkiye ile ortak hareket etme noktasına gelmiş olmaları olumlu gelişmeler.
PKK’nın bölgeden temizlenmesi Türkiye kadar onların da yararına olacaktır.