Sağlıkta uzmanlık dernekleri son zamanlarda hastalıklar ve erken teşhis konusunda toplumun bilgilendirilmesine yönelik çok faydalı projelere imza atıyorlar.
Sağlıkta uzmanlık dernekleri son zamanlarda hastalıklar ve erken teşhis konusunda toplumun bilgilendirilmesine yönelik çok faydalı projelere imza atıyorlar. İşte, bunlardan biri de, Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği ile Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’nin işbirliğiyle hayata geçirilen “Pıhtı Küçük, Riski Büyük” Projesi.
Projenin hedefi, Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan tromboza dikkat çekmek. Toplardamarların içinde kan pıhtılaşması ya da diğer adıyla “derin ven trombozu” (DVT) riski yaş ilerledikçe artıyor. Bu pıhtılaşma, bacaklar, kollar, karın ve göğüsteki toplardamarların içinde oluşabiliyor. Hastaların yarıya yakınında pıhtının bulunduğu yerden kopup akciğerlere atarak yaşamsal risk oluşturması da söz konusu.
BACAKLARDAKİ AĞRI, ŞİŞME VE HASSASİYETE DİKKAT!
Toplardamarlarda pıhtı oluşumu ne yazık ki, vakaların yarısında hiçbir belirti vermiyor. Özellikle pıhtı miktarı azsa ya da küçük damarlarda görülüyor ise fark edilmeyebiliyor. Etkilenen bacakta ağrı, şişme ve yürüme ile bu şikâyetlerin artması en yaygın belirtiler arasında yer alıyor. Baldırınızı avucunuzla sıkınca hassasiyet artabiliyor. Hele, bu yakınmalara nefes darlığı, göğüs ağrısı ve derin nefes alırken ağrı eşlik etmesi oluşan pıhtının akciğerlere atmış olma ihtimalini gösteriyor. Akciğerdeki pıhtılar tedavi edilmezse kronikleşerek akciğer tansiyonunu yükselterek kalp yetmezliğine, hatta hastanın kaybına yol açabiliyor.
Peki, bu hastalık açısından kimler risk grubuna giriyor? Eğer, kalıtsal olarak kanınızda pıhtılaşma bozukluğu varsa, kanser tedavisi görüyorsunuz, doğum kontrol hapı kullanıyorsanız veya geçirdiğiniz ciddi fiziksel travma sonrasında uzun süreli hareketsizliğe mahkûm kaldıysanız derin ven trombozu için önlem alınması gereken grupta yer alıyorsunuz demektir. Yapılan araştırmalara göre geçmişte derin ven trombozu geçirenlerde aynı sorunun ortaya çıkma ihtimali daha yüksek. Dört saatten fazla süren uçak, tren, otobüs yolculukları da derin ven trombozu tehlikesini beraberinde getiriyor.
DOĞUM KONTROL HAPI KULLANAN KADINLAR
Derin ven trombozunun tanısı ise aslında kolay. Etkilenen bacağın ultrasonu yapılarak teşhis konabiliyor. Akciğere pıhtı atmasından şüpheleniliyorsa akciğer tomografisi çekiliyor. Susuz kalmamaya özen göstermek, uzun yolculuklarda ayakları sürekli hareket ettirmek; genel olarak da düzenli egzersiz yapmak ve hareketsiz kalmamak alınabilecek en iyi önlemler arasında gösteriliyor. Uzmanlar, doğum kontrol hapı kullanan kadınlara da asla sigara içmemelerini tavsiye ediyorlar.
Pıhtı küçük, riski büyük ama pıhtı önlenebilir, fark edilebilir, tedavi edilebilir bir sorun. Yeter ki, erken dönemde uzman bir kalp damar cerrahına başvurun!