Eylülün acısı… Ana yüreğindedir evlat acısı…

Ayların en hüzünlüsü en melankolik ve duygusal olanıdır eylül…

Değil mi ki şairler şiir yazar adına…

Ayrılık vardır ve kavuşamamak…

Hele bir de evlat acısıysa söz konusu olan hangi dil-din-ırktan olursa olsun acısı da gözyaşı da aynı sızıyı verir insana…

Ağlarsa anam ağlar…

Yakın tarihimiz boyunca şehirde, dağda, köyde mücadele verdiğimiz terör örgütüne bu sefer figan dolu ses analardan geliyor…

Bu insanlık suçuna karşı bir başkaldırı, yaşadığı memlekete sahip çıkan, yavrusunun geleceğine sahip çıkan annelerin sesi…

Ahkâm kesmelere gerek yok, ateş düştüğü yeri yakar, Diyarbakır’da ellerinde evlatlarının fotoğraflarıyla seslerini duyurmaya çalışan annelerin ne acısı ne de gözyaşı hiçbir propagandanın aleti olamaz, olmamalı...

Türk Devlet geleneği bu anaları ve terörle mücadele veren hiçbir vatandaşımızı yalnız bırakmaz… Çünkü bu gelenek, yaşadığı ülkeye bağlı insanların ve kadim bilgilerin getirdiği bir anlayıştır.

Diyarbakır’da ve ülkemizin dört bir yanında, ne eli kanlı terör örgütlerine ne de fikri ve zihni karanlık terör örgütlerine verecek bir evladımız daha yok!

Bu eylül anaların olsun,

Anaların evlatlarına kavuşmanın ayı olsun…

***

EYLÜLDE SANAT

Özellikle bu eylül ayı birbirinden değerli sergilerin ve müzelerin açıldığı dönem oldu…

Yüreğimizdeki hüzne ve sızıya şifa olsun diye yazmak gerekir.

12-15 Eylül arası güncel sanat eserlerini görebileceğiniz ‘Contemporary Art’

5 Ekim tarihine kadar Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde görebileceğiniz, bence muhteşem bir Resim Sergisi var;

Sakit Mammadov’un “Opalizm” sergisi…

Görülmeye değer.

10 Kasım tarihine kadar şehrin farklı mekanlarında sanatseverleri karşılayan İKSV 16. İstanbul Bienali Yedinci kıta, Unesco Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Odunpazarı bölgesinde inşa edilen ve dünyaca ünlü Japon mimarlar Kengo Kuma ve Yuki Ikeguchi'nin imzalarını taşıyan OMM-Odunpazarı Modern Müze' açılışını yaptı…

Ülkemize çok yakıştı, biran evvel ziyaret edip bu harika sergiyi görmek gerek.

EYLÜLDE MÜZİK

26. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali kapsamında tarihi Aspendos Antik Tiyatrosu'nda "Aida" operası sahnelendi…

Bizler de TRT 2 kültür ve sanat kanalından canlı yayınla seyrettik…

İlk temsilde Antalya ve Ankara Devlet Opera ve Balesi orkestra, koro sanatçılarının eşliğinde, solist sanatçılar Rus soprano Anna Nechaeva Aida’yı seslendirirken, Türk tenor Murat Karahan ise Radames’i seslendirdi.

Romalı komutan Radames ile tutsak Habeş Prensesi Aida'nın imkansız aşkını anlatan, Giuseppe Verdi'nin "Aida" operasının rejisörlüğünü Vincenzo Grisostomi Travaglini, orkestra şefliğini İtalyan orkestra şefi Fabrizio Maria Carminati yaptı…

Birbirinden güzel eserlerin temsil aldığı 26. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali tüm ülkenin festival ve sanat anlayışına örnek olarak çoğalsın…

Ayrıca Devlet’in sanat kurumlarında olan icracılarının daha fazla yer aldığı en az iki senelik programların belli ve net olduğu Türk besteci, şef, solist ve yazarların eserlerinin ete kemiğe büründüğü bir gelecek hayal edelim.

Eylülde sanat bir başkadır… Umuttur, heyecandır.