Sayılan oyların oranı yüzde 50'yi geçmeden Cumhur İttifâkı kanadından herhangi bir gâlibiyet ilânı yapılmamasına rağmen, CHP'den Bülent Tezcan, yanındaki partililerle kamera karşısına geçip ortalığı karıştırdı.
24 Haziran seçimlerinin ardından başlayan tartışmaların merkezinde CHP var. Bir tarafta yenilmeye doymayan bir genel başkan, diğer tarafta “yenildiğini kabul eden” bir cumhurbaşkanı adayı var. Daha önce kendi partilerinin kongresinde genel başkanlık yarışında karşı karşıya gelip, “parti içi demokrasi pozu” veren bu iki kişi arasındaki rekabet “dip akıntı” olarak devam edeceğe benziyor. Zira “müzmin mağlup” genel başkan olarak Kılıçdaroğlu istifa etmiyor ve yüzde 30 sınırını aşan CHP’li olarak Muharrem İnce de mücadeleye devam edeceğini söylüyor. Ne hikmettense, 24 Haziran’dan önce “tamam” diyenler, laf kendilerine gelince “devam” diyor. Tüm bunlar olurken, hem CHP seçmeni hem de Cumhur seçmeni kenardan izliyor.
24 Haziran Akşamı
Oy verme süresinin bitmesiyle YSK’nın seçim yasağını kaldırması arasında geçen süreçte yaşanan kısa sessizlik, ilk sonuçların açıklanmasıyla bozuldu. Sayılan oyların oranı yüzde 50’yi geçmeden Cumhur İttifâkı kanadından herhangi bir gâlibiyet ilânı yapılmamasına rağmen, CHP’den Bülent Tezcan, yanındaki partililerle kamera karşısına geçip ortalığı karıştırdı. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığını ilan(!) etti. Bunu da Anadolu Ajansı’nın manipülasyon yaptığı ve kendi kaynaklarının doğru olduğu iddiasıyla yaptı. Daha sonra parti içinden bir isim böyle bir bilgi kaynakları olmadığını itiraf etti. Propaganda sürecinde atılan “oy çalma” yalanı ile paranoyak hâle getirilen CHP seçmeni de bu iddiaya inanmaya hazırdı ve inandı. Muharrem İnce’den hiçbir açıklama gelmemesi de işin tuzu biberi oldu.
Sokağa Çıkma Tehdidi
Gezi Olayları’nda hevesleri kursaklarında kalıp kinleri kabaranlar, sokaklardan medet umma plânlarını sahneleme fırsatı bulduklarını zannettiler. Akıllarında sokakları hareketlendirip oy sandıklarını gasp edecekler, il ve ilçe seçim kurullarını basacaklardı.
Bülent Tezcan’ın kendini arpa ambarında zanneden aç tavuk tavrıyla satır aralarında yaptığı ikinci Gezi dâveti karşılık bulmadı. Öncellikle Muharrem İnce’nin Fox TV canlı yayınında İsmail Küçükkaya’ya gönderdiği “Adam kazandı” mesajı bunların havasını söndürdü. Bu da gösteriyor ki, Muharrem İnce az da olsa toplumu okumayı biliyor. CHP seçmeninin Gezi Olayları’nın ilk günlerindeki gibi mâsum(!) sebeplerle oylarına sâhip çıkmak için sokağa dökülmesi, Gezi’nin gerçek yüzünde gördüğümüz gibi, bir terör ortamına dönüşebilirdi.
Cesâret Edemediler
Muharrem İnce’nin mâkul tavrının ötesinde, Cumhur İttifâkı’na oy veren seçmenin böyle bir kalkışmaya karşı göstereceği tavır caydırıcı olmuştur. 15 Temmuz darbe ve işgâl girişiminde elinde bayraktan başka bir şey olmayan halkın, daha sonraki süreçte sivil bir refleksle ve kendi gayretleriyle aldığı önlemlerin kayıtları devletin bilgisindeyken, CHP’nin bundan habersiz olması mümkün değildir. 15 Temmuz’da vatanı korumak için sokağa çıkıp tankın altına yatanların, verdikleri oya nasıl sâhip çıkacağı ile ilgili ihtimâller bu caydırıcılığın temel unsurudur.
Ayrıca CHP’nin desteğiyle barajı aşıp Meclis’e giren HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da oy kaybı yaşaması sokak olaylarından beklentilerini değiştirdi. Bu bölgelerde devletin hâkimiyetinin halka verdiği güven de beklenti değişikliğinde etkili oldu. Aslında CHP, çarptırdığı seçim sonuçlarını daha ilk saatlerden itibaren doğru almıştı. Ama boş atıp dolu tutmak isteyenlerin hamleleri karşılık bulmadı.
CHP’nin aklı başında isimleri, sokağa çıkartılmak istenen CHP seçmeninin güvenlik sorunu yaşayabileceğini ve “Saray’ın polisi” diye hakaret ettikleri güvenlik kuvvetlerine sığınmaları gibi bir ihtimâlin bile olabileceğini akıl edebildiler. Fuat Uğur’un Türkiye gazetesinde yazdığı, 24 Haziran gecesi Muharrem İnce’nin içkinin etkisinde olduğu için konuşmasının sakıncalı olduğu düşünülüp yanındakiler tarafından engellendiği gibi etkenler de devreye girdi. Tüm bu detaylar bir araya gelince, 25 Haziran sabahına huzur ve güven ortamında uyandık. Çok şükür sağduyu ve akl-ı selim gâlip geldi.
CHP, Umut Tâcirliği Yaptı
Yenilgi koleksiyoncusu Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası yaptığı evlere şenlik basın toplantısındaki pişkin tavrı, CHP’ye yakın medyadan bile tepki aldı. Halk TV’de Emin Çapa, “gerçekleri duymak istemeyen bu programı seyretmesin” altyazılı bir program yaptı. Fox TV’de Fatih Portakal, Kemal Kılıçdaroğlu’na açıkça “koltuk sevdâlısı” dedi. “Yeter ki Erdoğan gitsin; Türkiye batsın umurumda değil” diyen ve CHP’den “biz” diye bahseden Levent Gültekin, Youtube’tan yaptığı yayınla, CHP içinde seçim sürecinde yaşananları anlattı ve “Seçim ikinci tura kaldı” diyenlerin, bile bile halka yalan söylediklerini ve umut tâcirliği yapıldığını açıkladı. SONAR başkanı Hakan Bayrakçı, CHP’den baskı gördüğü için anket sonuçlarını çarpıttığını itiraf etti. Yılmaz Özdil bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Kılıçdaroğlu’nu görevden alması gibi şaşırtıcı bir ricâda bulundu. Ama elbette tüm bunları 24 Haziran’dan sonra söylemenin hiçbir anlamı yoktur.
Sırtını terör örgütlerine dayadığını ilan eden HDP’yi Meclis’e sokmak için oy kaybını göze alan CHP’deki iç karışıklık ve CHP’ye gösterilen tavır, kendi oyunlarına geldiklerinin ispâtıdır. CHP, kendi kazdığı çukurun ucunda durmaktadır. Kısacası hem CHP parti yetkilileri hem de CHP seçmeni, yılbaşında piyango bileti alıp zenginlik hayâli kuranlar gibi, tatlı bir hayâle inanmanın geçici zevkini yaşadılar. İşin kötüsü bu tatlı hayâli kurarken, ellerinde bir piyango bileti bile yoktu.
Her seçimde aynı şeyi yapıp farklı sonuç olarak zafer kazanma konusunda kendilerini nasıl inandırdıklarına hayran olmamak mümkün değil. Derin bir inanmışlık ve mantık dışı bir parti bağlılıkları var. Bu bağlılık, kendilerine de zarar veren bir bağımlılık seviyesine gelmiş durumdadır. Bu bağımlılık, seçim sürecinde gözlerini kör ediyor. Kendi inanmak istedikleri yalanı tekrarlayıp duruyorlar. Kendilerini kandırmaya gösterdikleri azim ve kararlılığı, halkı anlamak için gösterseler, Türkiye’de çok büyük bir siyâsî boşluk dolmuş olacaktır.
Seçim öncesinde on beş milletvekilini İyi Parti’ye emânet veren, seçimde yüzde 3-4 oranındaki oyu HDP’ye hediye eden CHP’nin derinlerinden güçlü bir dip dalgası gelmektedir. Bu dalganın kimi götüreceğini yaklaşmakta olan seçimlerde göreceğiz.
İnce’nin Teşekkür Turları
Muharrem İnce’nin “gazetecilerle dostluk kurarken dikkatli olmak lâzım” sözünden sonra, kendi yandaş medyasıyla arası açılan, seçmenlerini genel merkezin içine almayan, Kemal Kılılçdaroğlu’na istifa çağrısı yapan milletvekilini daha yemin etmeden partiden ihraç eden, seçmenin güçlü muhalefet beklentisi bir tarafa, istifa beklentisini bile yerine getirmeyen bir CHP var artık.
CHP’nin bu görüntüsünü değişme adına öne çıkan isim, arkasında yüzde 30 oy oranı olan Muharrem İnce’dir. Muharrem İnce, bu oyların ne kadarının sâbit ne kadarının seyyar olduğu konusunda bir sağlama yapması gerekecektir. Bu sağlamayı da seksen bir ile plânladığı ziyâretlerde yapacaktır.