Magazin; önüne gelenin öncelikle dudak bükerek adından söz ettikleri ve tüm kitle iletişim araçlarının, özellikle televizyonların adına reyting denen kandırmaca da olmak üzere programların izlenme oranlarında başı çeken programların en çok tüketilenlerindendir.

Konuşmaya gelince, alay edercesine “magazin konuları” diyerek gündem dışına itilmeye çalışan progamlardır Magazin Programları. Ve çoğu zaman alaycı tavırlarıyla aşağılamaya çaıştıkları bu programlar, birçok zaman televizyonların ve yazılı basının kurtarıcısı olmuştur.

Elli yıla yaklaşan gazetecilik yaşamıma Milliyet Hey Dergisi’nde Sayfa Tasarımcısı/ Teknik Sekreter olarak başladım. Magazin, televizyon ve sinema gazetecisi olarak süren dolu dolu gazetecilik yaşamımda birçok magazin, televizyon dergisi ve ulusal gazetelerin eklerini yönettim. Yüksek tirajlarıyla adından söz eden magazin, televizyon dergileri yaptım ve yönettim, kısacası magazin gazeteciliği benin gazetecilik yaşamımın her zaman gurur duyduğum yaşam biçimidir. Magazin gazeteciliği yapmış olmamla ve magazin gazetecisi olarak tanınmakla hep gurur duymuşumdur. Ekonomi, finas alanında, kadın, moda alanında bir çok yayın yapmış, yönetmiş olmama rağmen, magazin ve televizyon gazeteciliği benim için hep öncelik olmuştur.

Her zaman olmuştur, ama, özellikle son yıllarda iyice ayyuka çıkan magazin gazeteciliğinin toplum üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili olarak yükselen seslere, dile getirilen tepkilere hak vermemek elde değil.

Hergün, hiç gereği yokken bazı gazetelerimizin sayfalarına, televizyonlarımızın ekranlarına yansıyan görüntüler, gerek görüntülü ve gerekse görüntüsüz, masa başında üretilen dedikodulara dayalı temelsiz, neredeyse asparagas formatını çok da ilerisine geçmiş haberler, fırsat bulduklarında magazini kötülemeyi maharat sananlara çanak tutmaktan başka bir işe yaramıyor.

Ekranlara ve gazete sayfalarına magazin haberi olarak yansıyan o görüntülerin bir çoğu, gerçekte yaşanan olaylardan çekilen görüntülerdir. Başka bir yerlerden getirmiyorlar. Toplumumuzun bazı kesimlerinin eğlence yerlerinde veya tatil yörelerinde sergiledikleri yaşam biçimin objektiflere yansımasıdır.

Ancak burada yanlış olan, toplumun büyük kesiminin tepkisini çeken bu sözde sosyal yaşam biçimini yansıtan görüntülerin çokça abartılarak, masa başı uydurulan bir öykü biçiminde medyaya taşınmasıdır. Asıl yanlış, bunların acemice veya amaçlı olarak sunuluş şeklidir.

Konuları; eğlence yerlerinde kimin eli kimin cebinde, loş ışık altında, çılgın müzik eşliğinde, alkol duvarlarını aşanların bir yaşam biçimi olarak fotoğraflayıp “rezalet” görüntüsüyle yansıtan habere dönüştürmek, formatlamış şekildeki haber etkisinden yararlanmak için o yaşamları eğlence biçimi olarak yansıtmaktı. Ulaşılan nokta ise, bunların toplum tarafından magazin olarak adlandırılmasına çanak tutmak, kötü niyeti hediye paketi olarak sunmak, asıl yanlış olan.

Büyükşehirlerimizdeki bazı eğlence yerlerinde, özellikle yaz sezonunda, bazı tatil yörelerinde, böylesine kötü yansıtılmaya yönelik, ölçüsü kaçırılan yaşam biçimine sıkça rastlamak mükün, O yaşamı sergileyenlerin yaptıklarını “Rezalet” haber olarak tanımlanacak şekliyle sunmak haber de, özendirici ve kötü etki yaratacak abartılı formatta sunmak ve genel anlamında magazin olarak nitelendirmek, magazinin böylesine kötülenmesine çanak tutmaktan başka ne olabilir.

O görüntüleri gören gençlerin, böylesine bir ortamda, o hep özlem duydukları yaşam biçimlerine özenmeleri kaçınılmaz.

Bu arada magazin diye ekranlara, gazete sayfalarına yansıttıklarımızın toplum üzerine yarattığı olumsuzluğun magazin gazeteciliğine bulaşması kaçınılmazdı.

Toplumun tepkisini çeken bu tür yaşam biçimini medyatik hale getirerek, gençlere kötü örnek olmanın yanlışlığını bir kez daha düşünelim.

Bu yöntem magazin gazeteciliği değil. Bu tür magazin haberlerine isteyerek ve bilerek konu yaratanlar da, kitle iletişim araçlarında magazin haberciliğini yönetenler de bu konuda kötülenen magazin gazeteliğine böylesine bir ortama ittikleri için ne kadar hatalı olduklarını görebilmeliler.

Kötü olan magazin gazeteciliği değil, magazin haberi diyerek bu ortamı hazırlayanların kötü yönetimlerdir.