Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri, eğer Hollanda'da geceleri huzur içinde uyuyorsa ve gündüzleri terör korkusu olmadan bir yaşam sürüyorsa bunu ona Türk askerleri sağlıyor. Hollanda ordusunun "Bosna karnesi" malum. DEAŞ'a karşı savaşan Hollandalı asker de yok.
Türk askerleri sadece DEAŞ’a karşı değil tüm terör örgütlerine karşı savaşmaktalar. Bu sayede Kati Piri ve onun gibiler can ve mal güvenliği korkusu olmadan rahatça yaşayabilmekteler. Çünkü Türkiye, Suriye ve Irak’ta teröristlere nefes aldırmıyor.
Türkiye’nin topyekun teröre karşı kararlı mücadelesi sayesinde teröristler ve onların inleri imha edildikçe Avrupa’ya gidebilecek halleri de kalmıyor.
Ancak buna karşın AP’nin Hollandalı milletvekili ve Türkiye raportörü Kati Piri, Birleşik Arap Emirlikleri'nin finanse ettiği Fetullah Gülenci terör örgütü FETÖ'nün yayın organı Ahval isimli internet sitesine yaptığı röportajda binlerce insanın yaşamını yitirmesine neden olan “terör örgütü PKK'nın bir tehdit olmadığını” ima ederek 'Türkiye sınırındakileri bir tehdit olarak görmüyorum. Asıl tehdit DEAŞ’tır'' buyurdu. FETÖ'cü internet sitesi Kati Piri’nin bu açıklamalarını “propaganda amacıyla” dört bir yana yaydı.
PKK terör örgütü ve onun Suriye’deki uzantısı YPG/PYD terör örgütü ile sıkı iş birliği halinde olan FETÖ’nün bir internet sitesiyle böyle bir röportaj yapmak için ya çok saf ya da çok art niyetli olmak gerekir.
Hele “kendisinin tek tehdit olarak gördüğü terör örgütünün DEAŞ” olduğunu söylerken neredeyse “PKK terör örgütünü” tehdit olarak görmediğini açıklamak bu kanlı terör örgütünün katlettiği kurbanlarına büyük bir saygısızlıktır. Üstelik bunu diyen aynı zamanda AP Türkiye raportörü olarak raporlara da imza attıysa ve atıyorsa insanlar haklı olarak “bu kadının amacı ne?” diye sormaktalar.
Üstelik Kati Piri’nin dedikleri bu kadar da değil! Dahası var! Hanımefendi Türkiye'nin Suriye’nin Afrin bölgesindeki terör yuvalarını temizleyerek Afrin'i gerçek sahiplerine yani Suriyelilere teslim etmek için amacıyla başlattığı “Zeytin Dalı Harekatı'ndan” dolayı da çok rahatsızmış. Neden acaba? PKK’lı teröristler orada olduğu için mi?
Kati Piri’nin “Türkiye dostu olmadığını” biliyorduk ama Türkiye ile olan sorunu nedeniyle PKK terör örgütünün “bir tehdit oluşturmadığını” iddia edecek kadar sorumsuzca konuşabileceğini düşünemezdik.
Üstelik bir Türkiye raportörünün eğer görevini düzgün yapıyorsa zaten bilmesi gereken gerçeklerden biri de Suriye’de YPG/PYD terör örgütü ile DEAŞ’ın bir çok işbirlikleri yaptığı olurdu. PYD/YPG’nin “DEAŞ’a karşı savaştığı” iddiası büyük bir yalan.
Üstelik ABD, bunun gerçek olmadığını bile bile YPG/PYD’ye silah vererek bölgede Rusya’nın hakimiyetini kırmaya ve kendisine bağlı bir güç ile bölgede varlığını sürdürmeye çalışırken Türkiye’nin haklı Afrin Harekatı’ndaki gerekçelerini kabul etmek zorunda kalırken, Hollandalı bir AP milletvekilinin açıklamaları ile vermek istediği mesajlar tam bir skandal niteliğinde!
Bu konuda tüm Türk milletinin Kati Piri hakkında neler hissedip düşündüğünü Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakerecisi Ömer Çelik net bir şekilde dile getirdi. Çelik, AP Türkiye Raportörü Kati Piri'nin sözlerine cevaben, “DEAŞ’la da PKK ve benzerleriyle de sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu çarpık zihniyete sahip raportörün söylediklerinin hiçbirini ciddiye almayacağız" diyerek tüm Türkiye’ye tercüman oldu!
Ömer Çelik, yaptığı paylaşımda, “AP Türkiye raportörü Kati Piri ‘PKK ve benzerleri bizim için tehdit değil, bizim için DEAŞ tehdit’ diyor. Kafalarındaki çarpıklığı bu derece açık ifade etmeleri iyi olmuş. Cümlelerle oynanan çirkin oyuna son vermişler. Piri ‘Türkiye için ise DEAŞ öncelikli tehdit değil, PKK tehdit’ diyerek çarpıklığın bir kısmını sürdürmeye devam etmiş. Teröre bakış konusundaki çirkin yaklaşımın bu kadar açık ifade edildiği azdır” diyerek Piri’nin çirkin çifte standardını da gözler önüne serdi. Ve ekledi: “Teröre bakıştan önce ‘insan’a bakışla alakalı problem olduğu çok açık. Terör örgütlerinin kendilerine ideolojik hayat sahası bulması esasında bu çarpık zihin durumundan kaynaklanıyor. Ne hazindir ki bu zihniyet AP'de Türkiye raportörlüğü yapıyor. Bir siyasetçinin alfabe düzeyinde bilmesi gerekenleri bilmeyen, bilse de reddeden bir zihnin Avrupa'nın en büyük parlamentosu adına raportörlük yapması trajedidir” diyerek asıl skandalın bu şahsın AP Türkiye raportörü olması olduğunu da kamuoyuna duyurdu.
Çelik çok haklı. Ve ne yazık ki Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler Kati Piri gibi politikacılar yüzünden büyük zarar görmekteler. AB kamuoyu bu gerçeği görebilse zaten böyle politikacılar milletvekili olarak da seçilme şansı bulamazlar.
AP, 2019’da yeni bir Türkiye raportörü seçerken inşallah daha titiz olur!