Özellikle son haftalarda kafası iyice karışık gibi görünen Jesus'un da bu durumdan rahatsızlık hisediyor olmasına rağmen, durumu düzeltmek yerine, takıntı haline getirdiği abartılı rotasyon uygulamalarıyla takımın dengesini bozduğunun herkes farkındaydı.
Spor Toto Süper Lig 2022-2023 sezonunun başlangıcından beri yazdığım yazılarımın bazılarında “Fenerbahçe’de neler oluyor?” başlığı altında kötü gidişatı yorumlamış, durumun farkına olup olmadığıyla ilgili Jorge Jesus’u kıyasıya eleştirmiştim.
Şampiyonlukla ilgili kritik haftalar, özellikle Dünya Kupası için verilen kırk günlük ara sonrasında lige dönüldüğünden beri Fenerbahçe’nin elinde, avucundaki puanları har vurup harman savurarak lig liderdiğindeki yerini Galatasaray’a teslim ettiğini gördüğümde, Ali Koç’u ve Jorge Jesus’u zaman zaman sert eleştirdiğim olmuştu. Kafamda, “ne yapmak istediği” ile ilgili gittikçe çoğalan soru işaretleri olduğunu yazmıştım.
Özellikle son haftalarda kafası iyice karışık gibi görünen Jesus’un da bu durumdan rahatsızlık hisediyor olmasına rağmen, durumu düzeltmek yerine, takıntı haline getirdiği abartılı rotasyon uygulamalarıyla takımın dengesini bozduğunun herkes farkındaydı. Fenerbahçe, son haftalardaki gidişatı ile taraftarına iyice eziyet veren bir ortamda bilinmezliğe doğru koşar adım giden bir durumdaydı. Bu gidişatı ile bir zamanlar puan fakıyla lider olduğu Super Lig’de Galatasaray’ın peşinde giden ve Galatasaray’ın puan kaybetmesinden medet uman bir takıma dönüşmüştü.
Son haftalarda biraz canlanır gibi görünen Jorge Jesus’un Fenerbahçe’si, birkaç maçta son dakika golleri ile galibiyet alarak umut tazeliyor gibiydi. Galatasaray’ın bu hafta kendi sahasında Karagümrük karşısında berabere kalarak iki puan kaybetmesi avantajından yararlanamadı. İstanbulspor ile kendi sahasındaki karşılşamada ilk devrede iyi oynamasına ve genç Arda Güler’in muhteşem iki göluyle 2-0 galip duruma geçmesine rağmen karşılaşmanı ikinci yarısında oldukça dağınık, etkisiz bir oyun sergiledi ve son dakikada yediği gol ile 3-3 berabere kaldı ve bu karşılaşmadan alacağı bir galibiyetle aradaki puan farkını dörde indirebilme şansını kullanamadı.
Bu son durumda şampiyonun adı neredeyse belli oluyor gibi.
Bu son durum, Fenerbahçe’nin başındaki Jorge Jesus’un bu yarışta kalmak için olması gereken mücadele konsantrasyonundan iyice uzaklaştığını gösteriyor. Aklına estiği gibi takım kadrosu ile oynayan, en kötüsü, kadrodaki bazı oyuncuların hocalarına olan güvenlerini kaybetmeye başladıklarının net şekilde görünüyor olmasıyla daha çok açığa çıkıyor. Bazı futbolcuların bıkkınlıkları, sahada başına buyruk, kendi sahasında gereksiz yan, geri pas yapan, abartılı çalım gösterinde olan ve çokça top kayıpları yapan bir görüntü sergilemeleri ve bu hataların savunma zaaflarına yol açması ve rakiplere fazla gol şansı vermeleri. Kadrodaki değişkenlkten, bazı futbolcuların formsuzluğu, bıkkınlığnın, isteksizliğinin iyice öne çıkmasına yol açıyordu..
Son üç haftada son dakika golleriyle yaşanan sürprizk urtarıcı galibiyetler, iyice kafa karıştırıyor olmasına rağmen, buna çözüm bulması gereken Jesus’un bu konuda hiçbir çözüm üretememesi sonucu yaşanan bu.
Görünen o ki Jesus’un bu durum pek de umurunda değil. Ve daha net görünen bir başka şey var ki, o da, bir yıllık sözleşmesinin sonuna yaklaşan Jesus’un kafası iyice karışık olması ve bazı önceliklerinin şampiyon olmasının önüne geçmiş olmasıdır.
Ne yazık ki, Başkan Ali Koç ve yönetimi Jorge Jesus’un iyice içine düştüğü bu kafa karışıklığındaki durumunda yaptığı hataları sadece izliyor olması.
Bu ortamda, şampiyonluk hayal etmek, biraz imkansız gibi. Taraftar hala bir umut peşindeydi ama önceki akşam yaşananların artık telafisi yok gibi görünüyor. Kala kala 6-7 hafta kaldı. Bu haftalardan biri Galatasaray ve diğeri ise Trabzonspor karşılaşmaları. Burada da pek umut yok gibi. Jesus yönetimine oynanan derbi karşılaşmalardan sadece bir beraberlik çıkarabilen Fenerbahçe’nin yaptıkları yapacaklarının göstergesi olarak değerlendirilirse bu iki karşılaşmadan ne yapılacağı da tam bir bilinmeyen.
Ben aklımın ucunda hala bir ümit bırakarak “ya olursa” diye tüm kapıları kapamıyorum ama, taraftar tüm umutlarını önceki akşam yitirdi. Bu gidişat, sahada yoğun protestolara, “istifa” çağrılarına yol açacaktır. Bu yaşananlar sonrasında bir yıl daha şampiyon olamamanın yaratacağı travma, taraftar arasında iyice yoğunlaşmaya başladığında, değil teknik sorumlu Jesus’u, işin bu hale gelmesini sadece seyreden Ali Koç ve tüm yönetimi de alır, götürür. Haberiniz olsun. Burada Ali Koç’a yazık olur.
Ancak, ben yine de azıcık iyimserim, umudumu kaybetmedim.
Ali Koç yönetimi ne düşünüyor bilinmez ama, gidişat hiç de iyi değil. Bir yıl daha şampiyon olamamanın yaratacağı travmayı hiç düşünemiyorum.