"Türkiye'de diktatörlük var" diyenler acaba "utanıyorlar mı?" çok merak ediyorum.
“Diktatör Recep Tayyip Erdoğan” diyenler “özür dileyecek mi?” merak etmekteyim.
“Hani Türkiye’de demokrasi yoktu?”. Milletimiz seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtiğinde “kıyameti koparanlar” ve Türkiye’de “demokrasi yok” diye saçmalayanlar bugün “seçim sonuçlarını” kutlamaktalar. Batı dünyasının yayın organları daha düne kadar “diktatör Erdoğan” manşetleri atarken bugün “Erdoğan kaybetti” manşetleri atmaktalar.
“Diktatörlük olan bir ülkede, diktatör kaybeder mi?”
Türkiye’de 2002 yılından beri demokrasi var. Hem de birçok Avrupa ülkesinin bile “kıskançlıkla izleyeceği” bir demokrasi bilinci var! Türk milleti her kararını özgür ve demokratik seçimlerle almaya değer vermekte. Türk seçmeni ülkesinin her düzeyde yöneticilerini demokratik seçimlerle belirlemekte.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde yolsuzluklar tespit edildiği için bu seçimler 23 Haziran 2019 Pazar günü tekrar edildi. Sonuçta hiçbir hile yapılmasına fırsat verilmedi ve bu sefer seçimi CHP adayı Ekrem İmamoğlu kazandı. Seçimlerin adil bir şekilde yapılmasını sağlayan da “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti” oldu! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklediği aday Binali Yıldırım kazanamadı. Türkiye’de demokrasi olduğu için kararı seçmenler verdi.
Seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nu sonuçlar açıklanır açıklanmaz da ilk önce seçimi kaybeden rakibi Binali Yıldırım kutladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçimi sonuçlarının İstanbul'umuz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Milli irade bugün bir kez daha tecelli etmiştir. Gayrıresmi sonuçlara göre seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu'nu tebrik ediyorum. Bundan önce olduğu gibi önümüzdeki süreçte de demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, ülkemizin barış, refah ve istikrarından taviz vermeden, Cumhur İttifakı'nın ilkeleri çerçevesinde, birlik ve beraberlik içinde, 2023 hedeflerimize yürüyeceğiz. Bu ay sonu gerçekleştirilecek G-20 Zirvesi, Çin ziyareti ve ardından Güney Avrupa ve Balkanlar Zirvesi başta olmak üzere, Türkiye'nin önündeki tüm iç ve dış meselelere, milli menfaatlerimiz doğrultusunda titizlikle eğilmeye devam edeceğiz.” açıklamasını yaparak seçmenin kararını verdiğini ve şimdi İstanbul seçiminin sona erdiğini de belirtti.
Acaba seçimleri izlemeye gelen Avrupa Parlamentosu eski Türkiye raportörü ve sosyal demokrat meclis grubunun yeni başkan yardımcısı Kati Piri ve diğerleri “Türkiye demokrasisinin ne kadar düzgün işlediğini” itiraf edecekler mi? Sadece “Ekrem İmamoğlu’nu kutlamakla mı” yetinecekler?
Türkiye’de seçmenin iradesine 2002 yılından beri hiçbir müdahale olmadı. Bundan sonra da olamaz. 15 Temmuz 2016 günü yaşanan kanlı darbe girişimine karşı kahramanca mücadele eden ve demokrasisini savunan Türk milleti buna izin vermez.
Avrupalı gerçek ve sözde “dostlarımızın” bir türlü göremedikleri ya da görmek istemedikleri gerçek de bu! Türkiye demokrasi ile idare edilen bir ülke. Türk milleti demokrasi konusunda çok hassas. İstanbul’un nerdeyse tüm ilçelerinin belediye başkanlarını AK Partili adaylardan oluşturan seçmen İstanbul Büyükşehir için de CHP’li bir belediye başkanı seçti. Yarın ezici bir çoğunlukla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçtiğinde kimse şaşırmamalı.
Avrupa’nın başkentlerinde ya da Avrupa Parlamentosu’nda “Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Başkanı seçilmesini” abartarak kutlayanlar aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığında yönetilen Türkiye’nin “demokratik bir ülke” olduğunu da tasdik etmekteler.
Şimdi artık onların da “dürüst olma vakti gelmedi mi?” Türkiye hakkında raporlar yazarken ve açıklamalar yaparken Türkiye’de milletin tüm tercihini demokratik seçimler ile yaptığını ve de Türkiye’de demokrasinin “dört dörtlük” işlediğini itiraf etmeleri “dürüst” bir tavır olmaz mı?
Göreceğiz!