Cumhuriyet Halk Partisi, Osmanlı'nın mirası üzerine kurulan yeni devleti idare etmek üzere teşkilatlandırılmış bir partidir.
Cumhuriyet Halk Partisi, Osmanlı’nın mirası üzerine kurulan yeni devleti idare etmek üzere teşkilatlandırılmış bir partidir.
Kurulduğu günden beri demokratik hiçbir seçimde Türk milletinden yüz bulamamıştır.
Çok partili demokrasiye geçiş denemelerinin hepsinde, milletin CHP’nin karşısında kim varsa ona yönelme eğilimi üzerine bundan vazgeçilmiş, ortaya çıkan partiler bir vesileyle kapatılmıştır.
İcraatları itibarıyla CHP’nin eseri olarak hatırlanan ne varsa milletin bir acısına denk gelir.
Boraltan faciası böyledir.
Açık oy gizli tasnif böyledir.
Milleti köylü, kendini efendi görmek böyledir.
Atatürk her ne kadar köylü milletin efendisidir demişse de, bu CHP’nin içselleştirebildiği bir fazilet olamamış, köylüyü ve milleti “Biz siz adınıza size rağmen ne gerekiyorsa yaparız” mantığıyla değerlendirmiştir.
CHP döneminin valisi Nevzat Tandoğan, hapisten çıktıktan sonra tekrar üniversiteye dönmek isteyen Osman Yüksel Serdengeçti'ye "Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var?" diye bağırmış ve "Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek!" demiş, bunun karşısında ikaz edilmediği gibi adı meydanlara verilmiştir.
CHP’li Önder Sav’ın yakın zamanda Hac’ca gitmek isteyen bir CHP’li vatandaşa Peygamber Efendimiz ile ilgili hakaretleri hepimizin hafızasında kara bir leke olarak durmaktadır.
Demokrat Parti de CHP’nin içinden çıkmasına rağmen sırf CHP’ye rakip olduğu için millet tarafından kabul görmüş sonrasında da milletin bu tavrı CHP’nin karşısında kim varsa ona oy vermek olarak gelişmiştir.
Ahıra çevrilen camiler, ezan yasakları, Kur’an-ı Kerim öğrenmeye getirilen yasak ve baskılar tarihin kara sayfalarında olduğu gibi durmaktadır.
PKK’yı ilk olarak meclise taşıyan da CHP’dir.
“Eğer İran ile Türkiye karşı karşıya gelirse Türkiye’ye karşı İran saflarında olurum.” diyerek CHP’nin karanlık defterlerine adını yazdıran da CHP milletvekili Eren Erdem’dir.
Bugün CHP Genel Başkanlığında oturan zat zamanında SKK’yı batırmış ve CHP’nin başına bir porno kaset komplosuyla gelmiştir.
Gerçekten CHP’li samimi bir baba evladının elinden tutup Türkiye’yi gezdirse, “Bak yavrum, şu gördüğün eserler CHP’nin eseridir!” diye gösterebileceği hiçbir şey yoktur. Ancak “Cumhuriyeti biz kurduk.” ucuzluğunun arkasına sığınabilirler.
CHP’nin milletten, dinden, ezandan rahatsızlığına dair yüzlerce örneği sadece Google taraması yaparak bulabiliriz.
İşte bu Türkiye’nin talihsizliği haline gelen partinin son vukuatı, bir milletvekilinin adeta şuuraltı boşalmasıyla söylediği cümlelerde “CHP gerçeği” olarak ortaya çıkmıştır.
CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt bir televizyon programında, "Diyelim ki 'Evet' çıktı, kimse heveslenmesin. Biz yine Samsun'dan başlarız, Amasya'ya gideriz, Sivas'a gideriz, Ankara'ya geliriz. Buradan İnönü'ye, Sakarya'ya, Dumlupınar'a... Ulan sizi İzmir'e kadar kovalamazsak anamızdan emdiğimiz süt helal olmasın. Sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de bütün emperyalistleri de yine İzmir'den denize dökeriz."
Bu sözde aslan yürekli 15 Temmuz’da tankın önüne yatan milleti işte bu şekilde tehdit ediyor.
Bu bahtsız İstiklal Savaşı’nın nasıl kazanıldığını da bilmiyor.
Bu milletin kim olduğunu da…
15 Temmuz’da millet F-16’lara kafa tutarken, evlerinin pencerelerinden tankları alkışlayanlara ve atm önlerinde kuyruğa girenlere imanın ve cesaretin nasıl bir şey olduğunu anlatmak mümkün değil ki…
İçkiyi fazla kaçıran farenin, “Nerede lan o kedi!” efelenmesine benzer bir komedi…
Türkiye’de bu trajik komedinin adıdır CHP!
Ve CHP’den kurtulmadıkça Türkiye hak ettiği sol partiye ve muhalefete kavuşamayacaktır.