Mesut Barzani bütün dostça uyarılara, ricalara kulaklarını tıkadı ve gayrimeşru bağımsızlık referandumunu yaptı…
Mesut Barzani bütün dostça uyarılara, ricalara kulaklarını tıkadı ve gayrimeşru bağımsızlık referandumunu yaptı… Sonra da bir şey olmamış gibi “şimdi bu neticeye göre artık Bağdat’la masaya oturabiliriz” gibi anlamsız bir açıklama yapıp olayı trajikomik bir havaya soktu…
Pazartesi Irak ordusu ansızın Kerkük’e askeri harekat başlattı ve askeri havaalanını, garnizonları ve petrol kuyularını ele geçirdi. Daha sonra meşhur valilik binasını ele geçiren Irak ordusu buraya Irak bayrağını dikti ve Kürt bayrağı rafa kalktı… Irak Başbakanı Haydar el-İbadi Kürtlere Kerkük’ten çıkmaları için 48 saat vermişti ve sözünde durdu ve yıldırım hızıyla yapılan operasyon Kürtlerin işini bitirdi. Çoğunluğu müteveffa Celal Talaban’nin Kürdistan Yurtseverler Birliğine (KYB) bağlı Peşmerge güçleri savaşmadan, çatışmaya girmeden çekilmeye başladılar. Bu arada 25 bin Kürt sivil Süleymaniye’ye doğru kaçmaya başladı.
Referanduma daha başından beri karşı olan Talabani’nin oğlu Bafel Talabani Peşmerge güçlerine hakim ve onlara zarar gelmeden Kerkük’ten çeken kişi. Bafel Talabani ile görüştüm ve Türkmenlerin güven altında olduğunu ve onlara kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceğini söyledi. Yani Celal Talabani’nin ruhu yine de olayı kurtaramasa bile işlerin daha da sarpa sarmasını önlüyor…
Bütün bunlar yıllardır “Kerkük bir Kürt şehridir ve Kerkük bölgesi bizim Kürt bölgemizin bir parçasıdır” diyen Barzani’ye ciddi bir tokattır.
2003’den beri Celal Talabani sayesinde Amerika’yı da arkalarına alan Kürtler aşırı kazanımlar elde ettiler ama bu son gayrimeşru referandumla bütün elde ettiklerini kaybediyorlar. Yani Barzani “çocukluk hayalimi gerçekleştiriyorum” derken Kürtler evdeki bulgurdan da olacaklar…
Belli ki Barzani’nin güvendiği dağlara karlar yağıyor… Barzani Amerikalılardan çok şeyler bekledi ama anlaşılan her zaman ki gibi ABD yine Kürtleri ortada bıraktı…