TDK karşılığına baktım.
Ne demek biliyorum;
Ama,
TDK karşılığına baktım.
"Ortaya çıkarmak, yaymak ve başkaları tarafından bilinsin istemek".
"Başkaları tarafından bilinsin, öğrenilsin, açığa çıkması istenilen durumlardır".
Herkes, kendine ait özeli ne varsa, sosyal medyasında kare kare yayınlıyor.
Sevgilisi ile, kocası ile en özel anlarını paylaşıyor, öpüşürken paylaşıyor, evini paylaşıyor, sofrasını paylaşıyor, çocuklarını paylaşıyor, ölüm paylaşıyor.
Tatilini paylaşıyor, yeni sevgili, yeni koca ne varsa paylaşıyor sonra ayrılıklarını paylaşıyor.
Fotoğraf koy, yaz, anlat, ima et paylaş dur.
Özel yazışmaları yayınla, bak bana ne dedi bak ben ona dedim, ne varsa ortaya dök.
Herkes ortaya dökülsün.
Herkes her şeyi bilsin.
Biz bundan ne anlıyoruz;
Kendine ait ne varsa, "SINIRSIZ VE SORUMSUZ" kendi kendini ortaya dökmek, herkes her şeyi bilsin, ama mutlaka bilsinler duygusu.
Tamam anladık diyelim.
Benn pek anlamam da.
Ya diğeri.
Başkalarına ait, özel anlar, başkalarına ait senin yakaladığın, onların da yakalandığını hissettiği ne varsa dök ortaya.
Çek videoya yay.
Sadistçe yay.
O, başkaları görsün, bilsin hiç istemez ama sen onun istemediğini yap, yay ve ortaya dök.
İFŞA et yani.
Farkında mısınız?
Bu duygu, son yıllarda ne kadar yaygın hale geldi, sanki son moda bu gibi.
Genç adam ve bir kadın, evleri yok besbelli, inşaat altı gibi, mağara gibi, kuytu bir yere girmişler ve sevişiyorlar.
Adamlar, 2 ya da 3 kişi bunları basıyor, napıyorsunuz burada diyorlar, kalkın diyorlar, küfür ediyorlar.
Kadının yüzünü göster diyorlar.
Kadın ve adam çok zor durumda.
Adam diyor ki, abi ne olur, abi ne olur müsaade edin kalkalım, toparlayalım, belki 30 kere abi diyor.
Analık üzerinden küfür ediyorlar ve adamlar videoyu çekiyorlar.
Hayır diyorlar, kadının yüzünü göstereceksin.
Kadın yüzünü eşarp ile kapamış.
Adam diyor ki, "abicim kadın nişanlım benim müsaade et kalkalım, size ispat edelim".
Adeta yalvarıyor.
Yok diyorlar, kalkacaksınız, kadının yüzünü göstereceksin.
Kalkarken çıplak hallerinin videosu çekecekler, dertleri o.
Çıplaklık görecek ve çekecek.
Kadının yüzü kapalı ama, adamın yüzü alenen ortada, o kadar zor durumdalar ki.
Adam dakikalarca yalvarıyor, kadını korumak kollama istiyor, kadın çok öfkeli ve dik duruyor, ara polisi diyor ve sonunda video kapanıyor.
Sonrası ne oluyor bilinmez, ama videoyu çekenler, bu çifti, kimsenin bilmesini istemediği, en özel anlarını saklandıkları yerden İFŞA ediyorlar.
Kötü niyetli olmayan ve başkalarını hiç ilgilendirmeyen özel anları, insanları ifşa eden, o insanlara adeta pusu kuran insanlar var.
Kazdığınız kuyudan çıkan su ile yüzünüzü yıkayamazsınız, buna emin olun.
Ya başka bir diğeri;
Bakımevinde, hasta bakıcı adam yaşlı engelli adamın üstüne çıkmış, çat çat tokatlıyor, cinsel yerlerine dokunuyor, kalbi pompalar gibi sırıtarak taciz ediyor.
Diğer taraftan adı, ahlaksız bir kadın kahkahalarla gülüyor ve bu anları videoyu çekiyor.
İnanılmaz değil mi?
Peki çeken, bunu neden çekiyor ve yaptıkları ahlaksızca vicdansızlığa önce ortak oluyor ve sonra neden ifşa ediyor.
Yani; bakın biz ne kadar acımasız, şerefsiz ve ahlaksız insanlarız bunu herkes bilsin mi diyor.
Video çekeceğine engel ol öyle değil mi, polis çağır, hakaret et ve kıyameti kopar.
Yok o çekecek ve ifşa edecek.
Evet seyrediyoruz ve çoğumuz tepki veriyoruz ve bazen o insanların yakalanmasına vesile de oluyoruz.
Evet, bazen iyi bir şey oluyor diyebiliriz.
Ama diğer taraftan düşündüğünde, kötülüğe ortak olan ve bunu çeken ve yayan insanın İFŞA duygusu nasıl bir duygudur.
İFŞA!
Akıl almaz değil mi?
Biz ve hepimiz, başkalarına ait ne kadar video varsa açıp seyrediyoruz değil mi?
Birileri ifşa ediyor.
Birileri ifşa oluyor.
Ve biz birileri bu ifşa ya ortak oluyoruz.
İyisi ya da kötüsü ile ifşa kardeşliği.
Ve biz gizli ifşa ortakları ilgi ile seyrediyoruz.
Bakın benim anlattığım gözle bir bakın isterim.
Bu kötü niyetli, kötücül duygu seller gibi büyüdü.
Bu duygunun elbet bir bedeli vardır.
Olmalı.
Bir karış leğende boğulmak gibi mesela.
Bu bedeli ödemeden, Allah'ın da gönlünü alamazsın.
Öyle ya Allah'ın da bir gönlü var.
Funda'nın aklındakiler…
... Barbie modası varmış.
Yer gök Barbie, ortalık pembeye bulandı.
Barbie geceleri düzenleniyor, koca koca kadınlar pembeler içinde Barbie olmuşlar.
Fenalık geldi.
Gına geldi.
Hiçbiriniz "Barbie" gibi falan da değilsiniz
Öyle, ideal vücut ölçülerine sahip falan da değilsiniz.
Bu ne şımarıklık.
Bu ne kudurma hali.
Dünya yanıyor, ormanlar yanıyor, tarlalar yanıyor, su yok, ekonomik, kriz almış başını gidiyor.
Cebinizde beş kuruş para yok.
Pembeler içinde, naylon elbiseler giymiş Barbie olmuşsunuz.
Cep delik, cepken delik hesabı siz yalandan dandik Barbie.
Barbie çocuk oyuncağıdır ve çocuklarındır.
Sizi hiç ilgilendirmez.
Koca koca memeli kadınlar, siz Barbie falan değilsiniz.
Öf be.
Bir durun yahu.
Ne özenti, ne aymaz insanlarsınız.
Funda'nın aklındakiler…
... Su konusu çok önemli.
Bodrum, susuzluktan yanıyor, inanılmaz su sıkıntısı var.
Her tarafı denizle çevrili adada su yok, tankerle, 3 milyon, 5 milyon euroluk sitelere su taşıyor.
Bu siteleri yapan, dünya sıralamasındaki inşaat şirketleri bir araya gelse, denizden su çekip arıtsalar, ne kadar akıllıca olur, değil mi?
Ama umurlarında değil.
Olmaz canım olmaz.
Milyonlarca insan yaz ayları koşa koşa geldiği, Bodrum'daki bu insanlarında su tüketimi umurlarında değil.
Kuyusu olan siteler şimdilik idare ediyor.
Ama kuyuların da bir ömrü var.
Bu şuursuzlukla sular bitecek ve birbirimizin kuyusunu kazmış olacağız.
Ama kuyunun içinde su yok.