Fitch'in Türk bankacılık sektörüyle ilgili spekülatif çıkışı hedefte sadece bankacılık sektörünün olmadığı izlenimini veriyor.
Borsaİstanbul'daki işlem hacminin önemli bölümünün banka payları üzerinden gerçekleştiği düşünülünce spekülasyonun geniş bir tabana yayılmak istendiği anlaşılıyor. Borsa endeksi üzerindeki etkilerin kur ilişkisi de göz önüne alındığında amacın seçim süreci üzerinde baskı kurmak olduğu iyiden iyiye kendini ele veriyor.
Bankalar Türkiye'nin yumuşak karnı olmaktan çıktı!
2002'den bu yana sıkı düzenlenen ve denetlenen bankacılık sistemi sağlıklı rasyolarıyla dünyada ön plana çıkıyor. Üstelik Fitch değerlendirmesinin dayanağını oluşturan aktif kalitesi, son dönemde genişletilen ve rekor büyümenin dinamiğini oluşturan KGF teminatı sonrası olağanüstü hallerde dahi sürdürülebilir bir seviyeye geldi. Zorlu piyasa şartlarına rağmen geçtiğimiz günlerde payları 3.7 milyar USD'ye Körfez yatırımcıları tarafından Denizbank'ın satın alınması, Türk ekonomisine ve bankacılık sektörüne uluslararası ilgi ve güvenin devam ettiğini gösteriyor.
2008 krizinde kendilerine güvenenleri uğrattıkları büyük zararlar sonrası güvenilirliklerini iyice kaybeden uluslararası derecelendirme kuruluşları spekülatif çıkışlarıyla kapitalist fırsatçılığın bir aracı olma görevini sürdürüyor.