Reel sektörün çatı örgütü olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) Başkanı M.Rifat Hisarcıklıoğlu, 2017 yılı büyüme rakamlarını değerlendirerek, "Türkiye, yüzde 7.4'lük büyüme oranıyla herkesin gıptayla baktığı bir ülke oldu" demiş.
G-20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen, OECD içinde de ikinci konuma yükselen bir ülke olarak, bu büyüme rakamları ülkemize moral verdi, iş alemi için umut ve güven kaynağı oldu diyen Başkan'a tek bir soru sormak lazım. "Bu büyüme, halka da umut ve güven kaynağı olmakta mıdır?
Hafta içinde, başka bir sektörle ilgili büyüme rakamları geldi önümüze. Türkiye'deki işi, havacılık sektöründe kuralları koyup, denetlemek olan, diğer bir deyimle, sektörün "Otorite"si diye tanımlanan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) sektörün nerelerden nereye geldiğini gösteren sayıları açıkladı. Konu ilgi alanımıza girdiği için yorumsuz aktaralım, sonra da görüş belirtelim. SHGM'nın ifadesine göre;
Havacılık sektöründe istihdam edilen toplam personel sayısı 2003 yılından bu yana üç kat artarak 200 bine ulaşırken, pilot sayımız 10 bine, teknisyen sayımız ise 4 bine yükselmiş.
2003 yılında havacılıkta serbestleşme yönünde atılan adımlar ve sektörde faaliyet gösteren havayolu şirketlerinin artmasıyla birlikte istihdam edilen çalışan sayısında da üç kat artış gözlenmiş. Aynı yıl, sektörde yaklaşık 65 bin çalışan istihdam edilirken, bu sayı 2016 yılında 192 bine, 2017 yıl sonu itibariyle de 200 bine ulaşmış.
Havayolu, hava taksi, balon işletmeleri, bakım ve eğitim kuruluşları, havaalanı, yer hizmetleri kuruluşları ve diğer faaliyet alanları düşünüldüğünde havacılık sektörü geniş bir istihdam alanı oluşturuyor. Sivil havacılık sektöründe halen 13 havayolu işletmesi, 43 hava taksi işletmesi, 78 genel havacılık işletmesi, 26 balon işletmesi olmak üzere 160 hava taşıma işletmesi bulunuyor. Bu işletmelerin filolarında; 517 büyük gövdeli uçak, 208 adet hava taksi, 239 adet balon, genel havacılık işletmelerinde 377 ve zirai ilaçlama işletmelerinde 62 adet olmak üzere toplam bin 403 hava aracı yer alıyor. Bu hava araçlarında görev yapan uçak ve helikopter pilotu sayısı 2017 yılsonu itibariyle 8 bin 681’e ulaşırken, diğer hava araçlarında görev yapan bin 307 pilot ile birlikte tüm bu işletmelerdeki pilot sayımız 9 bin 988’e yükselmiş.
Bakım alanında ise, 2016 yılında 80 olan bakım organizasyonu sayısı 121’e, Uçuş Eğitim Organizasyonları 29’dan 34’e ulaşmış. 15 Tip Eğitim organizasyonu ile bir önceki sene 125 olan Bakım ve Eğitim kuruluşları sayısı 150’ye yükselmiş, bu kuruluşlarda görev yapan teknisyen sayımız ise 4 bine ulaşmış.
Pilot ve bakım çalışanlarının yanı sıra sektörde bin 597 Hava Trafik Kontrolörü, 398 Uçuş harekat uzmanı, 545 Hava Trafik emniyeti elektronik personeli görev yapıyor. Lisanslı personel sayısı her geçen gün artarken, havacılık sektörü yeni havalimanı ile yeni bir istihdam patlamasına hazırlanıyor. 3. havalimanının birinci fazı bittiğinde 100 bin kişiye istihdam sağlanması, 2025'te havalimanı tam kapasiteye eriştiğinde ise 225 bin kişilik istihdama ulaşılması öngörülüyor. SHGM'nin verdiği bu bilgiler ışığında net bir tablo ortaya koymak zor. Çünkü, bu rakamlar tüm kuruluşların toplamına ait olduğu için, hangi kuruluşun ne kadar büyüdüğünü, ne kadar personel istihdam ettiğini anlamak mümkün olmamaktadır. Şayet, SHGM gerçeği bilmemizi ve doğru bilgi sahibi olmamızı istiyor ise, şeffaf bir politika izleyerek, tüm kurum- kuruluşların ne yapıp, ne yapamadığını göz önüne serme gibi bir yol izleyebilir mi? Buna mali bilançoları da ekleyerek tabii. Buradan çıkan sonuca göre, THY tek başına diğer sektör oyuncularının toplamından daha büyük bir yapıya sahip. Örneğin THY'nın dışında kalan tüm havayollarının uçak ve personel sayısı, henüz THY rakamlarına ulaşabilmiş değil. Yani, aslında büyüyen özel sektör değil, devlet ağırlıklı THY'dır. Hal böyle olunca, yeni havalimanı ile, bu kuruluşumuzun uçak, pilot, kabin memuru ve teknisyen sayısı da artacağı için oran değişmeyecektir. Pegasus ve Sun Express dışındaki şirketlerin 30 uçak sınırını bile geçemeyecek olması bizi doğrulayacak, devlet de yine en büyük patron olacaktır. Sayıların cazibesine kapılmadan, daha bir gerçekçi olmak gerekiyor. Onlarca okul açıp, binlerce öğrenciyi uçak görmeden mezun edersek, sayılar bizi çok yanıltır. Bu büyümede en önemli paya sahip olan THY elbette, dünyada önemli bir yere sahiptir. THY'yı zora sokmadan, özel sektörün de önünü açmak, zikredilen bu sayıları ikiye katlamak bizim de en büyük arzumuzdur. Özel sektörün büyümesi için yeni yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi şarttır. 10 uçağa bile sahip olmayan filolarla yarışa girmek uluslararası arenada kaybettirir. Ortalama 30-50 uçaklık filolarla kurulan on şirket gerçek özel sektör demektir. Bu konuda bu rakamları yayınlayan SHGM'ye çok görev düşüyor. Havacılıkta çalışanlar dahil, herkesin take-off yapabilmesinin yolu yeni yasal düzenlemelerden geçer.
İyi uçuşlar Türkiye'm..