Kadın, mağdur programına gelmiş anlatıyor.

Kadın, mağdur programına gelmiş anlatıyor.

"Kocam beni terk etti, boşandı benden, onu çok seviyorum, bana geri dönmesini istiyorum".
"Ona hergün masaj yapardım, hatta haftada bir gün büyük masaj yapardım".
"Kucağına yatardım, güzel sözler söylerdim". "Hatta çantasına cebine küçük küçük romantik notlar bırakırdım".
"Yemekler hazırlardım, güleryüz ile karşılardım".
Derken kadının kocasını telefona bağlıyorlar, adamin ilk cümlesi, "Allah yolunu açık etsin, benden daha iyilerle karşılaştırsın".
Seni sevmiyorum, dönmeyeceğim bu kadar.
Duygusuz, katı, kaçmanın verdiği haz ile kendinden emin ses tonu ile 2 satırda hayatı, ilişkisini özetleyiveriyor.
Ve bana, bu anlamda neler yazanlar var, ne hikayeler var inanamazsınız.
Hayatım boyunca gördüm ki, ilişkiden kim kaçıyorsa kendini galip sayıyor.
Hayatım boyunca gördüm ki kaçan kovalanıyor.
Kaçan için galibiyet, kovalayan için kayıp hissettiren korkunç bir duygu.
Aslında çok incitici.
Ve aslında bir insanı yok edici.
Acizliğin dibe vurduğu zamanlardır.
GKK..
Gönül kaçanı kovalar.
Ve maalesef.
İnsan genç iken, duygularına pek hakim olamadığı zamanlarda bu duyguyu sezer ve bilir.
Pek de yadırgamamak lazım.
İnsanoğlu ve insankızında ortak bir huy, hatta duygudur, aslında.
Kendini istemeyene vurulmak ve dolayısıyla acı çekmeye davetiye çıkarmak.
Düşünün bu deneyim, ilk okul 1'de başlar, sen birini seversin o mutlaka başka birini sever.
Sonra bütün çocuklar büyür.
Çocukluğun zararsızlığından, gerçek hayatın zararlı haline geçersin.
Ben onsuz yaşayamam, yada eger beni sevmezse yaşayamam duygusunda kaldıysan yandın demektir.
Bir bakın etrafınıza.
Ne kadar çoklar.
Her zaman doğruyu bilmek, her zaman dogruyu yapmak demek olmadığından dünya kaybedenlerle doludur.
Burada önemli olan kaybedenlerin ne kadar ağır yara aldığıdır.
Hastalıklı ilişkilerde kendini tüketmeler, aşk intiharları ve herşeyin üstünde gördüğünüz bir ilişkinin altında kalarak harabe haline gelirsiniz.
Bir bakın etrafınıza GKK eseri olan ne kadar çok insan vardır.
Ben derim ki.
İnsanın bu açmazdan kendini kurtarması zordur bilirim, ama duygusuna iyice bir bakıp ne kadarının "kendisinin kovalama duygusu", ne kadarının "karşı tarafın kaçma duygusu" olduğunu anlamasi gerekir.
Unutmayalım ki.
İnsanoğlu özü hiç de öyle "İYİ VE DENGELİ" olmadığından, ideal gibi gözüken iki kişinin birbirini tamamladığı bir ilişkiden bunalır ve kaçar.
Ve.
Zamanla.
Bir ilişkide, bir elmanın iki yarısı olmaktan vazgeçersin.
Acı çek, diren, duvara vur, ağla ama gitmeyi öğren.
Sonuçsuz ve anlamsız ilişkiler yaşamamanız dileğiyle.
Sevgiler.

Funda'nın aklındakiler...

... Genç biri suratına 500 TL karşılığında Aleyna Tilki dövmesi yaptırmış.
Yani suratına Aleyna'nın adını yazdırmış.
İnsan başkasının adını para karşılığında suratına dövme yaptırır mı?
Gençlerin aklı fikri bedava beleş para kazanmak.
Haybeden para cebe koymanın derdi içindeler.
Nereden mi biliyorum.
Bu ara metroya çok biniyorum ve okul çıkış saatine denk geliyorum.
Konuşmalarına kulak misafiri olun, yada çatır çatır dinleyin.
Dünyadaki tek üstün varlık o duygusunda.
Ellerinde cep telefonu, akılları başkalarının lüks hayatlarında.
Çok yazık, kendi gibi olamayan akıl fakirleri hayatın içinde öylesine savrulacaklar ki.
Bulan yada arayan olacak mı bilmiyorum.

Funda'nın aklındakiler...

... Ne alaka ise.
Her yer, her üniversite konuşulmak için en iyiler ödül töreni yapıyor.
İki ünlü gelsin, bunlarda konuşulsun.
Ya da saçmalasınlar, bunlar yine konuşulsun.
Karşıdan bakınca.
O kadar antipatik görünüyor ki.
O kadar samimiyetsiz görünüyor ki bilseniz yapmazsınız.
Konumuz ne.
Kocaeli ve Sakarya illerinin en iyiler ödül töreni yapılmış.
En iyi çıkış yapan astrolog ödülü vermişler.
En iyi çene botoksu yapan, en iyi saç ekimi yapan saçmalıklar diyarına bir de bu ekleniyor.
Anlamak ne kadar zor değil mi.?
En iyi çıkış yaptıkları yapan astrolog nasıl çıkış yapabilir.
Allah aşkına yahu.
İnsanların zekası ile alay mı ediyorsunuz.