Qarabağ çok ilginç ve örnek bir takım. Her sene gündeme gelecek bir şeyler başarıyorlar. İstikrarlı bir yükseliş çizgileri var.
Azeri alfabesindeki güzelliklerden birisi bizim e harfinin tersi gibi yazılan ve ae arası bir ses veren Ə harfidir muhakkak ki. Türkçenin en güzel ve has lehçelerinden Azeri Türkçesine son zamanlarda daha bir âşina olduk çok şükür. Tek millet, iki devlet söyleminin ete kemiğe bürünmüş halini idrak ettiğimiz günlerden geçiyoruz özellikle Ermenilerce işgal edilen Azeri topraklarını geri aldığımız günlerden beri.
Dış politikaya teğet geçip gelelim başlıkta kast ettiğimiz konuya. UEFA Avrupa Ligi’nde gözlerimiz temsilcimiz Galatasaray’a odaklanmışken aslında başka bir temsilcimiz daha olduğunun farkına biraz geç vardık. Azeri takımı Qarabağ son 16 turunda ilk maçta deplasmanda 4-2 yendiği Braga’yla rövanş maçına çıktı meşhur Tevfik Bayramov Stadı’nda. Maç çok dramatik birkaç perdeden oluşan ama vodvil tadında biten bir tiyatro eseri gibiydi adeta.
Önce Portekizliler 2-0 öne geçip eşitliği sağladılar ve hepimiz şaşaladık biraz. Çünkü uzatma pek de beklediğimiz bir sonuç değildi, hele deplasmandan 4-2 dönen Azeri gardaşlarımız için tur biraz cepte keklik gibi duruyordu. Futbolun yazılı olmayan kurallarından birisi daha işledi ve rakibi küçümsemenin cezasını iki gol yiyip maçı uzatmaya götürünce yaşadık. Sonra bizim Azeri komandası Qarabağ uzatmada attığı bir golle avantajı tekrar ele aldı. Hadi şimdi böyle bitirelim bu maçı derken hooop Portekizliler bir penaltıyla gene turun kapısını aralamışlardı ki Neriman Akhun-zâde evladımız uzatmanın da uzatmasında 120+2. dakikada attığı golle Portekizlileri sükût-u hayale ve bizleri sevinçlere gark etti. Bu golle Türklük dünyasının Avrupa Ligi’ndeki tek temsilcisi olarak Qarabağ üst tura çıkıyordu.
İşte başlık bunun için “Əşk Olsun Qarabağ”. Aşk olsun Karabağ. Bizi hop oturup, hop kaldırdın, yürekler son âna kadar güp-güp etti durdu ama sonu iyi bitti çok şükür.
Qarabağ çok ilginç ve örnek bir takım. Her sene gündeme gelecek bir şeyler başarıyorlar. İstikrarlı bir yükseliş çizgileri var. Bu sene daha önce hiçbir Azeri takımına nasip olmayan bir şeyi başarıp Avrupa Ligi’de üst tura çıkan sekiz takım arasına adlarını yazdırdılar, şimdi önlerinde Bayer Leverkusen engeli var. Çok zor biliyoruz ama bir ümit diyoruz. İlginç ve örnek olmaları biz Türklerde pek görülmeyen sabır ve istikrarlı gidişe müdahale etmemelerinden kaynaklanıyor.
Hocaları Kurban Kurbanov beş senedir takımın başında. Kimse işine karışmıyor, yönetim hocaya inanmış, güvenmiş ufak-tefek sendelemelerde destek oluyor ve “hocamızın arkasındayız” deyip başka hoca arayışına girmiyor. O da aldığı mütevazı maaşın (aylık elli bin dolar civarı) kat-be-kat fazlasını kazandırıyor elde ettiği başarılarıyla takımına.
İşte böyle bir hikaye var aslında bu başarının arkasında. Bir planınız olursa ve bu plana sadık kalarak her daim çalışır, gayret gösterirseniz, başarılı olmanız tamamen zamanlama meselesidir. Bir sene geç, iki sene evvel ama mutlaka başarırsınız. Şimdi belki Leverkusen maçlarından bir tur çıkarmayacaklardır ama bu sene olmazsa seneye gene Avrupa’da isminden bahsettirecektir Qarabağ takımımız.
Vur, vur inlesin, Avrupa dinlesin. Ey Qarabağ sana da Əşk olsun…