Her türlü uluslararası kararları ve girişimleri hiçe sayarak Azerbaycan öz toprağı olan Dağlık Karabağ'ı sonsuza kadar elinde tutacağını zanneden Ermenistan başkalarının sırtına dayanarak ektiği rüzgar' ın karşılığını fırtına olarak almaktadır.
Her türlü uluslararası kararları ve girişimleri hiçe sayarak Azerbaycan öz toprağı olan Dağlık Karabağ’ı sonsuza kadar elinde tutacağını zanneden Ermenistan başkalarının sırtına dayanarak ektiği rüzgar’ ın karşılığını fırtına olarak almaktadır. Barış ve istikrar için yapılan birçok ateşkes önerisini kabul ediyor gibi gözükerek zaman kazanan ve kısa bir süre sonra katliamlarına devam eden Ermenilerin tek umudu olan Ermenistan büyük çalkantı içinde. Dizginlerini ellerinde tutan ülkeler arasında savrulup duruyor.
İlginç olan Ermenistan’daki darbe girişimi adlı tiyatronun, Ermenilerin Rusların da göz yumması ve desteği ile gerçekleştirdikleri Hocalı katliamının yıldönümüne denk gelmesi kaderin garip bir cilvesidir. Bugüne kadar yaşanan en büyük insanlık suçları arasında yer alan bu katliam için asla Ermenistan’dan hesap sorulmamış, bundan destek alan Ermenistan saldırı ve katliamlarına devam etmiştir.
Azerbaycan Ordusu’nun Şusa şehrini ele geçirdikten sonra Hankendi ve Hocalı’ya girmelerine çok kısa bir zaman kalmışken, Rusların her iki tarafı ateşkese zorlamasında, Ermenilerle ortak oldukları katliamın izlerinin ortaya çıkmaması çabalarının da rol oynadığı unutulmamalıdır.
25 Şubat 1992 tarihinde yapılan bu katliamda 613 Azerbaycanlı Kardeşimiz yaşamını yitirmiştir.106’sı kadın,63’ü çocuk,70’i yaşlı olan kayıplarımız Ermenistan’ın bu tür katliamlara alışık olduğunun en önemli göstergesi niteliğindir. Anadolu topraklarında yaptıkları katliamlarla benzerlik göstermektedir bu vahşet. Ne oldu derseniz ? Türkiye’ye en ufak bir durumda yaptırım uygulayanlar asla ve asla bu tür bir girişimde bulunmamışlardır. Hollanda’da hükümete geçen hafta verilen öneri gibi bu sözde batılı değerlere sahip olduğunu söyleyen devletler hala Ermenilerin soykırıma uğradıklarını iddia etmekte, konuyu araştırma yönündeki Türkiye’nin çabalarına ise asla yanaşmamaktadırlar. Gerçeklerle yüzleşmekten korkmaktadırlar. Siyasi gelecek kaygısı ile Ermeni yandaşlarının oylarını kaybederek seçilememe korkusu erdem ve vicdana uzak bu tür karar ve girişimlere neden olabilmektedir.
Batılı değerler asla olmamıştır dünya üzerinde. Dünya üzerinde sömürdükleri veya işgal ettikleri ülkelerde en vahşi katliamları yapanlardan olumlu insan hakkı gibi kavramların içini sözde değil özde doldurmalarını beklemek her zaman hata olmuştur. Avrupa’nın Ortaçağ tarihi ve özellikle 1800-1900’lü yıllar sayısız katliamlarla doludur. Aynı durum ABD içinde geçerlidir. Salgın sırasında birbirlerinin malzemelerine el koyan, hak, hukuk gibi kavramların içini hiçbir zaman doldurmayan bu ülkelerden Ermenistan’a dur demelerini beklemek hep hata olmuştur. Alman Dışişleri Bakanı’nın “Batısızlık” kavramı Avrupa’nın ne duruma düştüğünün güçlü bir açıklamasıdır. Batısızlık, sözde batılı değerler adını verdikleri kavramlardan çok uzaklaştıklarının bir Avrupalı tarafından ifadesidir.
İki ülke her zaman için korunmuş ve kollanmıştır. Hatta bu sayıyı üçe çıkarmak daha doğru olacaktır. İsrail, Ermenistan ve Yunanistan. Bu ülkelerle ilgili sadece yaptıkları katliamları ortaya koyan birçok resmi belge bulunmasına rağmen bugüne kadar yargılanan hiç kimse bulunmamakta, uluslararası kuruluşların kararlarına rağmen bu ülkeler asla durmamaktadırlar. Çünkü, yaptıklarının bir karşılığı olamayacağının bilmektedirler.
Böyle olmasaydı, Fransa ve Belçika, ateşkesin yerleşmesi için destek olacaklarına, Dağlık Karabağ’ın özerkliğini tanıma gibi kararlar alarak ateşe benzinle gitmelerinin bir anlamı olur muydu? Hollanda, soykırım kararı alınması önerisinde bulunabilir miydi? İsrail’e nükleer silah sahibi olması için her türlü desteği verenlerin İran‘ın bu konuda ki çabalarını örselemek için bir araya gelmemeleri düşünülebilir miydi? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne yaptırım uygulayanların 1974 öncesi Rumların ada da yaptıkları katliamlara seyirci kalmaları, savaş suçu konusunun hiç gündeme gelmemesi iki yüzlülük değil midir ? Ada’da barışı bozan Rumlar her türlü haktan yararlanırken, adanın gerçek sahipleri olan Türklerin yararlandırılmaması hangi sözde batı değerleri ile açıklanabilir?
Batılı değerleri dedikleri kavramlar ile esasında güç ve teknolojiye dayanarak diğer ülkelere sözlerini geçirmeye devam edeceklerini sananlara dünyanın sadece kendilerinden oluşmadığını göstermek konusunda direnç giderek artmaktadır. Bu ülkeleri çaresiz bırakanda bu gelişmelerdir. Birkaç yıl sonra dünya asla kendilerinin olmayacağını görmektedirler. Ne kadar güçlü ve teknolojik yeniliklere sahip olsalar bile sadece robotlara dayalı olarak geleceklerini garanti altına alamayacaklardır. Yaşlanan ve doğurganlık oranı giderek düşen, parçalanmanın eşiğinde olan bu ülkeler bugünlerini çok arayacaklardır.
Ermenistan’ı daha kötü günlerin beklediğini ekonomi ve refah seviyesine ilişkin veriler açık bir şekilde göstermektedir. Dağlık Karabağ’ın kaybedilmesi asla hazmedemedikleri bir durum olmaya devam edeceklerdir. Hatta bu konuyu gelecek nesillere aktarırken Azerbaycan topraklarımızı aldı diyerek kindar bir neslin yetişmesine yol açacaklardır. Bu Ermenistan’ın sıradan bir davranış şeklidir.
Ancak, şunu unutmamaları gerekir. Dağlık Karabağ tamamen Azerbaycan toprağı olmadan bu mücadele bitmeyecektir. Kaldı ki içten devam eden hesaplaşmalar, menfaatler başarısızlık üzerine açığa çıkmıştır. Ermenistan’da olan, Dağlık Karabağ klanı ile Paşinyan ve destekleyicileri arasındaki menfaat savaşıdır. Dağlık Karabağ sadece bir arazi değildi Ermeniler için. Altın dahil, birçok madeni haksız bir şekilde çıkararak gelir paylaşımı yaptıkları, uyuşturucu yetiştirdikleri ve bu maddelerin kaçakçılığını yaptıkları, orman ürünlerini yağmalanarak satılması dahil haksız birçok gelir kapısının kapanmasıdır Dağlık Karabağ’ın büyük kısmının kaybedilmesi. Ermenistan yönetiminde kim olursa olsun ipler başkasını elinde olduğu sürece bağımsız bir Ermenistan sadece sözde kalacaktır.
Son söz Rusya’nın bilgisi olmadan Ermenistan’da kuş uçmaz. İki askeri üssünün bulunduğu, Ermenistan’ın köhne nükleer santralini işleten, ekonomik destek sağlayan ,Ermenistan ordusunun eğitim ve donatımında söz sahibi olan Rusya, batı yanlısı Paşinyan’ın ders alması için sürekli açık kapı bırakmakta ve bir şekilde teşvik de etmektedir. Ateşkesin bozulması en çok Rusya’yı rahatsız edecektir. Ateşkes tam olarak oturmadan bu aşamada Paşinyan’ın devrilmesi Rusya’nın en son isteyeceği durum gibi görünmektedir.