Geride bıraktığımız Şeker Bayramı'nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar'ı bayramlaşmak için aradım.

Geride bıraktığımız Şeker Bayramı’nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ı bayramlaşmak için aradım.

Hal hatır sorduktan sonra Sayın Tatar, daha önce kendisine sorduğum KKTC’de yeni bir havayolu şirketi kurulması konusuna değindikten sonra gündemi değiştirecek bir konudan söz etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye havalimanları ile Ercan Havalimanı aradında yapılan uçuşlarda, uçak bilet fiyatlarını yüksek olduğunu dile getirdi. Bu durumun Kuzey Kıbrıs’a tatil yapmak amacıyla gelmek isteyenler için önemli bir engel olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti;


“Sizin de bildiğiniz gibi Kuzey Kıbrıs’a yani Ercan Havalimanı’na yapılan uçak seferleri dış hat seferi olarak işlem görüyor. Türkiye’deki İstanbul ve Sabiha Gökçen Havalimanları’nı özel sektör şirketleri işlettiği için yolculardan havalimanı vergisi alınmaktadır. Bu miktar İstanbul Havalimanı’nda 20 Euro, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ise 15 Euro’dur. Bu vergiler de yolculardan tahsil edilmektedir. Bunun bir tek çözüm yolu vardır. O da, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Lefkoşa Ercan Havalimanı uçuşlarını iç hat uçuşu yapma kararı alırsa havalimanı vergisi 3 Euro’ya iner. Yurt dışı çıkış harcı da kalkınca bu iş
hem Türk vatandaşlarına yarar, hem de Kuzey Kıbrıs’ın turizmine büyük katkıda bulunur.”
Bu duruma Türkiye’de gelir kaybına uğrayacak olan havalimanlarının işletmeci şirketlerinin itiraz etmesinin yanı sıra, Ercan Havalimanı’nın da iç hat uçuşu gösterilmesine Kuzey Kıbrıs’taki bazı kesimlerin hayır diyeceğinini hatırlattığım Cumhurbaşkanı Tatar “O konu çok önemli değil.” diyerek sözlerini noktaladı. Vedalaştık ve iyi dileklerle görüşmemizi bitirdik.
Şimdi gözler Ankara’da. Böyle bir karar alınabilinir mi? Kararın siyasi ve hukuki sonuçları ne olur? Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu fikre sıcak bakabilir mi?
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı itiraz eder mi? En önemlisi, bu fikir Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ilgi görebilir mi bekleyip görelim.
İyi uçuşlar Türkiye’m.

————————————————————-

TAV, Kazakistan’da artık çok daha rahat

Dünyanın en büyük havalimanı işletmecileri arasında yer alan Fransız ADP Gurup’un ortağı olan TAV Havalimanları Holding’in işletmekte olduğu Kazakistan’ın Almatı Havalimanı ile ilgili yatırımlara yönelik iyi niyet anlaşması Anlara’da imzalandı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında TAV Havalimanları Holding’in üst yönetimiyle bir araya geldi. TAV Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Sani Şener, İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan ve TAV Kazakistan Genel Müdürü Alper Ersoy’un yer aldığı toplantıda, TAV Havalimanları’nın işlettiği Almatı Havalimanı ve havacılık sektöründeki gelişmeler ele alınarak
Kazakistan Yatırım Ajansı ile TAV’ın Almatı Havalimanı’nda gerçekleştireceği yaklaşık 200 milyon dolarlık terminal inşaatı yatırımı hakkında bir iyi niyet anlaşması imzalandı.
Bu anlaşmayla TAV’ın Kazakistan’a kesin olarak yerleştiği ve yeni yatırımlar yapmasının önünün açıldığı belli oldu.
Bir süre önce ortaya çıkan iç çatışmalar sırasında vaziyete hakim olan TAV üst yönetimi imzalanan bu anlaşmayla daha rahatlamış oldu. TAV Havalimanları’nın Orta Asya’da ilk yatırımı olan Almatı Havalimanı’ndan sonra diğer ülkelerde de yeni yatırımlar için hevesli olduğu ve fırsatları değerlendireceği bir gerçek.

—————————————————————

Rize-Artvin Havalimanı’nın açılışına katıldı

Berna Yılmaz’ı mutlu eden davet

Geçen günlerde büyük bir törenle açılışı yapılan Rize-Artvin Havalimanı’na Rize’nin yetiştirdiği devlet adamı merhum Başbakan A. Mesut Yılmaz’ın adının verilmesi konusunu ben de birkaç kez gündeme getirmiştim. Kamuoyunda da bu konuda talepler dile getirildi, fakat bu istekler hükümet kanadında ne yazık ki kabul görmedi. Havalimanının adı iki şehrin adını taşıyacak şekilde konuldu ve tüm dünyaya böylece deklere edildi.
Havalimanı açılış töreni için Rize’ye hareket ederken VIP Terminali’nde bu törene katılması hiç aklıma gelmeyen bir isimle karşılaşınca doğrusu şaşırdım.
Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz ile oğlu Hasan Yılmaz tam karşımdaydılar. Her kim akıl etmişse Yılmaz Ailesi’ni bu törene davet etmekle çok iyi etmiştiler.
Eşinin adını bu havalimanına vermemiş olmakla birlikte, yine de bir vefa örneği olarak böyle bir jest yapılması doğrusu takdire şayan bir davranış olmuştur. Berna Hanım ve oğlu Yavuz yanlarında bir koruma polisiyle otobüse binerek uçağa geçti. Kendisini Rize-Artvin Havalimanı’nda tekrar gördüğümde oğluyla beraber bir kenarda vakur bir şekilde oturuyordu. Rize sevgisini hala içinde taşıyan Berna Hanım’ı belki bir çok kişi tanıyamamış, tanıyanlar da rahatsız etmek istememiş olabilirdi.
Yanlarına gidip kendimi tanıttım ve yıllar önce yaptığımız bir seyahati ve Mesut Bey’le olan hukukumuzu anlatınca çok mutlu oldu. İyi günler dileyerek ayrıldım.
Kendisini tanıyanların fotoğraf çektirme isteklerini reddetmeyen Berna Hanım’ın orada oğluyla oturması bana geçmişteki şaşaalı günleri hatırlattı. Çevresinde dün pervane gibi dönen çıkarcı insanların birçoğunun onu görmemezlikten gelmesini vefa duygusunun kaybı diye niteleyelim.
Önce oğlunu, sonra eşini kaybeden ve kendisi de sıkıntılı süreçlerden geçen Berna Hanım’ın sergilediği bu duruş hafızamda silinmez bir iz bırakmıştır. Kendisine ve oğluna sağlıklar dilerken, merhum Başbakan Mesut Yılmaz’ı ve Yavuz Yılmaz’ı da rahmetle anıyorum.