Artık rahat rahat sokaklara çıkabiliyoruz, 2 seneden sonra özgür bir yaza giriyoruz.
Bahar geldi.
Covid ve pandemi derdi bitti.
Artık rahat rahat sokaklara çıkabiliyoruz, 2 seneden sonra özgür bir yaza giriyoruz.
Ağaçlar yeşeriyor, çiçekler açıyor, tohumlar baş veriyor.
Hava ısınıyor ve sonra serinliyor, yağış getiriyor ve tabiata yardımcı oluyor.
Şimdiden çok sıcak olursa, bitkiler yanar, durun ben size sıcakları tatlı tatlı getireceğim diyor.
Hava sürümü kendi halinde planlar yapıyor.
Ya insanlar!
Kimse kimsenin hatırını sormuyor.
Kimse kimseyi merak etmiyor.
Bir paket kahve 15 TL olunca, belli ki 40 yıl hatırı falan da kalmadı.
Kimse kimseye bir kahve ikram etmiyor.
Kadın okumuş, etmiş, İstanbullu, görmüş geçirmiş, sahilde ayağa kalkıyor, çay güzel mi diye arkadaşına soruyor.
Arkadaşı güzel diyor.
Sen içer misin diye sormadan kendine bir çay söylüyor, çayı geliyor, yanında taşıdığı, ağzı gizlice 4 parmak aralıklı, çok da çirkin çantaya elini sokuyor.
Birer birer çıkarıp, gizli saklı grissini yiyor.
Arkadaşına alır mısın demek yok, ikram etmek yok.
Ve herkes başlıyor para konuşmaya, peynir burada bu kadar lira, zeytin şurada şu kadar lira.
Ikea'ya gittik fiyatlar şöyle, Koçtaş'a gittik fiyatlar böyle.
Allah'ım hep para konuşuyoruz.
Allah'ım hep pahalılık konuşuyoruz.
Ekonomi berbat, insanların nefesini kesti biliyorum.
İstediğin şeyleri alamamak, kendin için bir nebze idare edilebilir de, çocukları olanlar ne yapıyor çok merak ediyorum.
Iyi ki almışım diyenler.
Aldıklarına sıkı sıkı sarılanlar.
Ne ararsan var.
Ve marketler de kasada, insanlar birbirinin alışveriş sepetine bakıyor.
Herkes birbirinin kasa fişini duymak istiyor.
Herkes birbirinin evi barkı kaç lira eder onu merak ediyor.
Herkes birbirinin kirasını, aidatını merak ediyor.
Hayatımda böyle bir dönem hiç görmedim.
Akıllar kirlendi.
Yürekler kirlendi.
Tertemiz, nasılsın iyi misin hatır sormak, kalmadı.
Çaktırmadan sosyal medya takip ederek, çaktırmadan story’leri takip ederek başkalarının hayatlarına, burunlarını sokan insan dolu.
Sıkıysa bu ara sıkılırım de ve sıkıysa akşam yemeğinden bir paylaşım yap.
Araban ile yoldan paylaşım yap.
Yemek paranı, benzinini hemen hesaplarlar.
İnsanların aklından geçenleri tahmin edemezsin.
Demem o ki.
Zor dostum zor.
Para ve ekonomik gücü kaybederken daha önemli olanları kaybettik.
Insanlığı.
Merhameti.
Sevmeyi.
Sevilmeyi.
Dostluğu.
Arkadaşlığı.
Güvenmeyi.
Ve.
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olduğunu kaybettik.
Funda'nın aklındakiler…
... Oyuncu Kerem Bursin “Yuvam Dünya İklim Elçisi" olmuş.
Ben ilk defa duydum bu projeyi.
Konuşma yapıyor ve influencerleri hedef alarak "iklim krizine ve gereksiz tüketime duyarsızlar" diyor.
Bence de çok haklı.
Aynı fikirdeyim, bedavacılardan bıktım.
Bu bedava, anlamsız kazanç hayatı nereye kadar gidecek merak ediyorum.
Sonra devam ediyor.
Benim sadece 3 pantolonum var ve hatta 1 tişörtümü 18 senedir giyiyorum diyor.
Valla doğrudur.
Çok inanırım.
Benim yabancı arkadaşlarım var aynı, asla bizdeki gardrop onlarda yok.
Bizdeki ev eşyalar da onlarda yok.
Artık aklımızı başımıza toplamamız lazım, zaten paramız yok, artık almak imkansız, ama iklim krizi önemli, duyarlı olalım.
Gereksiz tüketim yapmayalım.
Funda'nın aklındakiler…
... Kadın erkek ilişkisi konusunda dün de yazdığım gibi ahkam kesen birisiyim.
Bilirim ve anlatırım.
Bir ilişkide çok iniş çıkışlar, sorunlar, çıkmazlar vardır bilirim.
Zaman zaman çok şekil değiştirir bilirim.
Alasını yaşadım çok iyi bilirim.
Sen!
İlişki başlangıcındaki sen misin, ortasındaki sen misin, sonundaki sen misin?
Hangisi gerçek sen?
Evet çok sinirli olabilirsin, kandırılmış olabilirsin ve hiç hak etmemiş olabilirsin.
Kabul.
O kadınsı tırmanma nedir bilirim ve anlarım.
Ama.
Adam seni dolandırmamış ise.
Sonundaki gerçek sen olmalısın.
Eğer ayrıklıklar da sevdaya dahil ise;
Arkasından konuşmanın, hakaret etmenin, küfür etmenin, herkesi ona düşman etmenin hiçbir anlamı yoktur.
Ve.
Emin ol ki! kimseyi düşman edemezsiniz, olmazlar.
Hatta kızların dikkatini daha çok çekmiştir bile.
