"O kadar kişi vardı ki Ekrem Bey o balıkçıda olduğunu söylese bile "hayır orada değildin, yalan söyleme" diyecek kadar… Mevzu seçmenlerinin uğradığı bu hayal kırıklığından başka bir şey değil."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sürekli bu hatayı yapıyor. Biliyorsunuz daha önce de kayak tatiline çıkmış, İstanbul’da sel baskını yaşandığı sıralarda da Bodrum’da tekne tatilindeydi.
Şimdi de İstanbul’da kar patlaması yaşanacağı saatlerde bir restoranda İngiltere Büyükelçisi’yle yediği kalkan balığıyla gündeme geldi.
Ekrem Bey, “bir saatlik yemek molasının neden bu kadar abartıldığını” anlayamadığı gibi seçmen kitlesinin kendisine neden kızgın olduğunu da tam anlayabilmiş değil.
Zira o seçmen kitlesi “Erdoğan nefretinden” kaynaklı olarak Cumhurbaşkanı adayı olarak görmek istedikleri Ekrem Bey’i bir balıktan dolayı harcayacak değil, her ne kadar resmi mi özel mi bir görüşme olduğunu şu ana kadar öğrenemediğimiz büyükelçiyle balıkçıda buluşmasından da rahatsız değil.
Gerçek rahatsızlığı üniversiteden ev arkadaşı Fatih Portakal itiraf edercesine “İmamoğlu’nun o gün açıklama yapması lazımdı” diyerek söyledi aslında.
Portakal’ın dediği gibi asıl sebep “seçmenlerinin İmamoğlu’nu AK Partililere karşı ‘yine yalan söylüyorsunuz’ diyerek savunması.”
Hatırlayın, Ekrem İmamoğlu’nun balıkçıdaki görüntüleri ortaya çıktığında fotoğrafın ne zaman çekilip çekilmediği belli değilken tüm kitlesi ve bazı CHP’li gazeteciler “bu eski fotoğraf, kısa kollu insanlar var” diyerek canhıraş bir şekilde savunmaya başladı.
O zamana kadar ne İBB’den ne de Ekrem Bey’den bir açıklama gelmemişti, saatler ilerledikçe gelmeyen açıklama seçmenleri için bir motivasyon kaynağı oldu ve “fotoğrafın yeni olmadığına” dair itirazlarını daha sert bir şekilde ifade etmeye başladılar.
Saatler ilerleyince hatta neredeyse olayın üzerinden bir gün geçtikten sonra Ekrem Bey’in balıkçıda olduğunu açıklamasıyla işin rengi değişti.
Öyle ki yaşanan bu hadise o seçmen kitlesine yeni bir “Muharrem İnce vakası” yaşattı, o kadar kişi vardı ki Ekrem Bey o balıkçıda olduğunu söylese bile “hayır orada değildin, yalan söyleme” diyecek kadar…
Mevzu seçmenlerinin uğradığı bu hayal kırıklığından başka bir şey değil.
Yoksa Ekrem Bey’in ne büyükelçiyle görüşmesi ne de insanlar karda kışta yolda mahsur kalmışken balık yemesi o kitlenin umurunda.
İmamoğlu da kendini kayak ve tekne tatillerinden sonra “eleştirilemez” bir konuma oturtmayı seçmen kitlesine alıştırdı, zira onlara vaat ettiği “Erdoğan’ı istemiyorsanız, ben tek alternatifim, bu tarz şeyleri önemsemeyin” mesajının bir şekilde alıcı bulmasını bekliyor.
Değişen bir şey olmayacak, normalde karizmayı büyük oranda çizdirecek olan bu konu da unutulup gidecek.
Fakat Ekrem Bey’in bilmesi gereken bir şey var ki, Cumhurbaşkanı olmak istiyorsa sadece kendi seçmenleriyle bu işin gerçekleşmeyeceği.
Öyle ki kendisini balıkçıda değil de, AKOM’da gözleri yorgunluktan kan çanağına dönmüş bir şekilde, Halk Ekmek sandviçi yerken görmek isteyenler de o kadar az değil.
Gereksiz bir tartışma
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir televizyon programında bir süredir kamuoyunu meşgul eden Sezen Aksu tartışmalarına son noktayı koydu:
“Benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir eyvallah. Şarkılarıyla insanımızın duygularına tercüman olmuş bir sanatçımızdır .”
Beş yıl önce yazılmış bir şarkıyı nedense şimdi gündeme getirenlerin artık evlerine dönme vakti gelmişe benziyor.