Depremler artık doğal afet olmaktan çıkıyor, biliyor muydunuz?

Hepimiz, salt, doğal nedenlerden kaynaklandığını öğrenmiştik. Doğal nedenlerden kaynaklanan yeryüzü olayıydı deprem…

Ancak yapılan son araştırmalar bakın ne diyor…

“İnsan kaynaklı depremlerin sayısının giderek artıyor”

HiQuake, yani İnsan Kaynaklı Deprem Veritabanı'nın raporuna göre, son 100 yılda yaklaşık 700’ün üzerinde farklı bölgede, insan kaynaklı depremler meydana gelmiş…

Yaşanan depremlerin birçoğunun büyüklüğü 3 ila 4 arasında…

En şiddetlisi ise 5,8 büyüklüğünde.

Sebep “insan faaliyetleri…”

Araştırmacılar,

Madencilik faaliyetleri ve barajların; insan kaynaklı depremlerin en önemli nedenleri olduğunu söylüyor…

Raporda;

Depremlerin üçte birinin madencilikten,

yüzde 30’a yakınının ise barajlardaki su sıkışıklığına bağlı basınçtan kaynaklandığı belirtiliyor.

Gaz ve petrol çıkarma yöntemleri de diğer nedenler…

Yine araştırmacılar; hidrolik kırma yöntemlerine işaret ediyorlar ve bu yöntemle açılan sondaj deliklerinin kırılma hatlarına etki ettiğini vurguluyorlar.

Yani tetikleyici oluyorlar.

Bizim neden olduğumuz çalışmalar, birikmiş gerilimi ortaya çıkarıyor,

Demem o ki, son noktayız. Yani, bardağı taşıran son damla oluyoruz.

Nükleer patlamalar ve hatta gökdelenler bile bir tetikleme nedeni…

Araştırmalar,

20’nin üzerindeki bölgede, nükleer patlamaların,

Ve üç bölgede de inşaatların depremleri tetiklediğini kanıtlıyor.

Bilim insanları ise uyarıyor, insan faaliyetleri giderek artacak, ihtiyaçlar riskleri çoğaltacak…

Bir an önce dengelenmemiz gerekiyor!

***

‘Yeşil Kaya’nın sırrı ne?

Hattuşa Antik Kenti'nde büyük ve gizemli bir taş var, “Yeşil Kaya” deniyor

Yüzyıldır sırrını muhafaza ederek duruyor.

Sırrı henüz bulunamadı.

Bugüne kadar nereden geldiği de çözülemedi.

Çorum'un Boğazkale ilçesindeki vatandaşlar ona “Dilek Taşı” diyorlar.

Rengi,

Büyüklüğü ve yüzeyindeki parlaklık dikkat çekiyor.

Uzmanlar kazı çalışmalarının yüzyıldır devam ettiğini ancak “Yeşil Kaya”nın nereden nasıl geldiği yönünde hiçbir bilgiye ulaşılamadığını söylüyorlar.

Bölgedeki taşlardan oldukça farklı…

Tek parça olarak kalması ise uzmanları şaşırtıyor kullanım dönemi bile tahmin edilemiyor.

“Bu yüzden, taşın hangi döneme ait olduğunu kestirmek zor hatta imkansız” diyorlar…

Anadolu işte… Gizem dolu…

***

Biraz bunları gör kavgacı medya!

Öylesine etkileyici ki, İtalyan ressam Luigi Ballarin İslami motifleri İstanbul, Roma ve Venedik'te bulunan atölyelerinde tablolarına yansıtıyor…

Hem de çeyrek asırdır…

Ballarin sanata dair insanlığa neler neler sunuyor da,

Memleketimin bir gazetesinde, televizyonunda bu etkileyici çalışmaların esamesi okunmuyor…

Görmüyorlar, ilgilenmiyorlar… Varsa yoksa kavga dövüş, kaza baskın vs…

Sabahtan akşama ne kadar insan beynini katledecek haber varsa evlerimize sokuyorlar, bu türden haberleri görmezden geliyorlar…

Gözleri kapanmış, vicdanları kapanmış, rakibinden daha fazla izlenecek diye babasını keser, haber yaparlar! Vahşi bir medya bize ne verebilir ki…

Neyse, şöyle diyor Ballarin:

"Müslümanlarla bağlantım çocukluktan geliyor… İslam hakkında daha fazla şey öğrendim ve İslami kültür öğelerine ilgi duymaya başladım. Tatillerde Müslümanların yaşadıkları bölgelere gidiyordum ve oradaki kültürel yapıları gözlemleme fırsatı buluyordum. Hayatım boyunca çok farklı hayatları ve kültürleri tanıdım. İslam'a olan ilgim ritüellerini inceledikten sonra daha fazla arttı. İslami motifler üzerine çalışmak bana mutluluk veriyor."

Tabi bunlar bizim gazeteler ve televizyonlar için bir anlam ifade etmiyor ama olsun biz yine de yazalım.

Belki şansa görürler!