Bu çukur, prime time'da raiting rekorları kıran dizideki Çukur değil, bu ondan oldukça farklı ve Türk medyasındaki adeta kara delik halini alan spor medyasındaki çukur.
Bu çukur, prime time’da raiting rekorları kıran dizideki Çukur değil, bu ondan oldukça farklı ve Türk medyasındaki adeta kara delik halini alan spor medyasındaki çukur.
Merhum Necip Fazıl çok kızdığı insanlara derdi “çukur” diye. Üstad; “alçak da değil bunlar, alçağın yükseğe göre gene bir seviyesi vardır, bunlarda o seviye de yok bunlar doğrudan çukur” der geçerdi.
Spor medyasında yer alan ve açıkça bir spor kulübüne ve taraftarlarına hakaret içeren başlıklar atarak aslında 6222 sayılı kanuna da muhalefet eden bir varak-pâre’den bahsedildiğini duymuşsunuzdur. Özellikle belli renklere olan muhabbetlerini diğer renklere öfke, aşağılama ve alaycı yaklaşımlarla başlıklara taşıyarak malum çevrelere şirin görünmek adına Türk sporuna, spor medyasına seviye kaybettirmeleri ile ünlü olan bu mecrada çalışan aklı başında spor yazarlarının olan bitene tepki göstermemesi de olsa olsa mahalle baskısındandır diyesi geliyor insanın.
Ülkemizde Basın Konseyi tarafından dünya normları örnek alınarak hazırlanan ve ilan edilen Basın Meslek İlkeleri’nin ilk dört maddesi şöyle sıralanmaktadır:
1. Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz.
2. Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı yayın yapılamaz.
3. Kamusal bir görev olan gazetecilik ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. Gazeteci halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkını gözetir.
4. Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez.
Ve bu konu özelinde 12. ve 13. Maddeler de şöyledir:
12. Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır.
13. Gazeteci, şiddet, nefret, zorbalık ve ayrımcılığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapamaz.
Futbol fanatiği yerel medyada bile kendine yer bulmakta zorlanacak tarafgirlikte başlık ve yorumlara ana akım medyada hele ki, spor basınında yer vermek iyi niyet kurallarıyla izah edilebilecek bir konu değildir.
Spor tesislerinin duvarında yer alan “ spor, barış, dostluk ve kardeşliktir” ibaresinin ne kadar boş bir temenni olduğunu bir kez daha idrak etmemizi sağladığı ve gereksiz romantizm içeren bu ilkeye “nanik” yapan medya kuruluşlarının olduğunu 2022 yılında da görmek kamuoyumuz tarafından üzüntüyle karşılanmıştır.
Aslında bu hafta TFF’nin 2022-2025 dönemi naklen yayın havuzu ihale şartnamesini değerlendirecektik sizlerle beraber ama bu konu daha elzem bir durum oluşturduğu için onu önümüzdeki haftalara erteliyoruz şimdilik.
Liglerimizde iki hafta maç olmayacak, UEFA dışındaki federasyonların (CONCACAF, CONMEBOL, CAF, ACF) yani Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika ve Asya futbol federasyonları birliklerinin eleme maçları var “Qatar 2022” için. Bu moladan istifade gündem biraz sakin olacak biz de bekleyen konulara değinebileceğiz hayırlısıyla.