Onun için yapılan onlarca haber-yorum-program arasından seçtiğim şu manşet zihnimden silinmedi aradan geçen onca yıla rağmen; "hükmen politik fiilen romantik…"
“Halkın sevgisi yüreğimdeki hüznedir…” demişti yıllar önce… Ve evet yüreğindeki hüznü, samimiyeti, duygu dolu nağmeleri, geldiği yeri ve zorlukları unutmayan insan yönü, sergilediği mütevazi halleri, sade ve sakin yaşam tarzı ile gerçekten çok seviliyor…
Onun için yapılan onlarca haber-yorum-program arasından seçtiğim şu manşet zihnimden silinmedi aradan geçen onca yıla rağmen; “hükmen politik fiilen romantik…”
Dışı seni içi beni yakar dedikleri durum tam da bu… Severek dinlediğim besteci ve yorumcu bu insanın bir ideolojisi var mıydı yok muydu hiç ilgimi çekmemişti çünkü o benim için iyi bir insan ve başarılı bir müzisyen olması yeterliydi… Ve doğduğu coğrafyada benim gibi düşünenlerin varlığı imkansız gibi bir şey olsa da o tüm çabasıyla sadece müziğiyle var olmak istiyordu… Belki de müziğini icra etmek adına verdiği en zorlu mücadele de buydu; “ideolojik açıdan bir o yana bir şu yana çekiştirilmekten kurtulmak…”
Bazen ait olduğunuz coğrafya bereketli cümlelere, duygulara, perspektiflere, ilhamlara, dizelere, nağmelere, fikri ve zikri üretimlere vesile olsa da çoğu zaman özgürlüğünüzü vermez size… Elinize, dilinize, işinize, sosyal ilişkilerinize ve tabiki aşık olduğunuz müziğinize “ya orada ya da şurada” olmak zorundalığını dayatır kişiye hiç istemediği halde… Kendinizce bu durumdan kaçmak istersiniz, ideolojik cephelerde değil eserlerinizle konuşmak ve konuşulmak istersiniz ama bırakmazlar ve canınızdan bezdirirler… Sonra mı? Sonra “ne haliniz varsa görün” diyerek herkesten ve her şeyden kaçıp kendi tenhalarınıza sığınırsınız ve “sadece kendinizi mutlu eden şeyleri kendiniz için” yapmak istersiniz…
Fazla konuşmayı değil müziği ile anlaşılmayı tercih eden Ciwan Haco’nun “halkın sevgisi yüreğimdeki hüznedir ve bazen buralıyım bazen dünyalı” derken nasıl bir felsefe okyanusuna daldığını çok iyi tahmin edebiliyorum çünkü onu çok iyi okuyabiliyorum… Köklerini, dilini, kültürünü, geçmiş acılarını unutmamıştı çünkü yüreği halâ Mezopotamyalıydı, buradaydı… Bununla birlikte bir dünyalı olarak seviyordu, seviliyordu, düşünüyordu, yaşıyordu, ilham alıyordu ve müziğiyle dünyayı kucaklıyordu…
Yıllar önce Batman konserine geleceği duyulduğu an sadece Türkiye’de değil yakın coğrafyadaki ülkelerde de yer yerinden oynamıştı… O gün Ciwan Haco konseri ile Batman tarihe yazıldı; coşku, müzik, eğlence, alanı dolduran 100 bin kişiyle… Ciwan Haco hasreti muazzam bir coşkuya vesile olmuştu…Konser günü alanı dolduran 100 bin kişi Ciwan Haco aşkıyla hep birlikte atlıyor, zıplıyor, halaylar çekiyor, şarkılara eşlik ediyordu…Biliyorum ki alan daha büyük olsa belki de yüzbinler orada olurdu…
Evet Ciwan Haco Modern Kürt Müziği Ekolünün öncüsü ve vazgeçilmez bir ismi oldu… Onu Müslüm Gürses’e çok benzetiyorum biliyor musunuz… Ne yalan söyleyeyim ben Müslüm Gürses’i sadece arabesk yorumlarken dinlemezdim. İnanıyorum ki benim gibi pek çok insan var… Ne zaman ki arabesk-pop-rock senteziyle Müslüm Baba’nın sesini duydum işte o zaman vazgeçilmezim oldu şarkıları… Müslüm Gürses’i ve Ciwan Haco yu birbirine çok benzetiyorum çünkü her ikisi de yeni bir ekolle milyonların gönlünde tahta oturdu… Ve her ikisi de açtıkları yolda pek çok sanatçıya ilham kaynağı oldu…
Ciwan Haco nun başlattığı modern Kürt Müziği ekolü gençlerin müziğe olan ilgisini arttırdı… Açtığı kapıdan giden yeni sesler, bestekarlar, organizasyonlar gençliğin geleceğe dair umudu oldu… Dünyaya Kürtçe müziği sevdirdi… Haco’nun ne dediğini anlamayanlar bile sesindeki aşkı, hasreti, hüznü, sitemi, acıyı öyle içten anlıyor ve yaşıyor ki…
Batman konseriden birkaç yıl sonra Diyarbakır’da sohbet ettik Ciwan Haco ile… Sahnede ne kadar devleşiyorsa günlük hayatında da bir o kadar mütevazileşiyor… Sohbetimizin konusu müzikti elbette çünkü o dünyaya mal olmuş çok donanımlı bir müzisyendi… İsveç’teki müzik hayatından ve öğrencilerinden bahsederken gözlerinin içi gülüyordu…
Benim için önemli olan kısmı ise Kürt gençleri için sanatsal üretimde bir idol olmasıydı… Her şehrin, her bölgenin, her kültürün, her ülkenin kendi kahramanları ve idolleri olmalı ki gençliğine ışık tutsun… Ve bana göre Ciwan Haco müzik duruşu, başarısı, üretkenliği ve hüzünlü yüreği ile daha yakından Kürt gençlerine ışık olmalı… Geçen hafta “seni köşeme taşıyacağım sevgili Ciwan var mı eklemek istediklerin” dediğimde cevabı çokça selamlar sevgiler eşliğinde her zaman ki mütevaziliğinde oldu müziğimle Türkiye’den nasıl görünüyorsam beni öyle yaz…”
Türkiye’den çok kıymetli ve özlenen bir müzisyen olarak görülüyorsun Sevgili Ciwan ve en kısa zamanda Batman coşkusuyla seni yeniden dinlemek istiyoruz…