Kırmızı, pembe, sarı; rengarenk güllerin mevsimi şimdi. Acaba kaçınız işyerinizin ya da apartmanınızın girişindeki güllerin muhteşem güzelliğini farkedebiliyorsunuz?

Omuzlarınıza yüklenen sorumlulukları bir robot gibi yerine getirmeye çalışırken... Kilit olmuş trafikte randevunuza nasıl yetişeceğinizin stresini yaşarken... Yemeğin pişirilmesi, sofranın kurulması, bulaşıkların ve ortalığın toparlanması, çocukların dersi derken... İçinizde sıkıntı yaratan tüm bu duygular, bakmakla görmenin derin uçurumu arasında acaba sizi körleştiriyor olabilir mi? Oysa, baharın simgesi güller tomurcuklanıyor, açıyor ve soluyor. Hızla geçiyor zaman. Biz onları bir kez bile koklayamadan. Kahvemizi yudumlarken kıpkırmızı gülleri bir kez bile hayranlıkla seyredemeden.

DOĞANIN SAKİNLEŞTİREN MUHTEŞEM ENERJİSİ!

İçinde bulunduğunuz ana odaklanıp bir gülü 5-10 dakika seyretmek bile herkesin yapabileceği en basit meditasyondur aslında. Eğer, eğitmen olmak istemiyorsanız meditasyon yapmak için haftalarca süren ülkemizdeki veya yurt dışındaki kurslara gitmenize gerek yok. Şimdinin güzelliğine odaklanın yeter! Mesela gökyüzünde uçan martıları izleyin uzun uzun. Yükselip alçalırken ya da maviliklerde süzülürken kanatlarını nasıl kullandıklarına dikkat edin. Kendinizi bir martının yerine koyun. Özgürce kanat çırpmanın doyumsuz mutluluğunu yüreğinizde hissedin. Oturduğunuz kafenin üzerini adeta yeşil bir tente gibi kaplayan asma yapraklarını, denizdeki tekneleri, alışveriş yaptığınız dükkanda uyuyan minik kediyi seyretmeye birkaç dakikanızı ayırın. Odaklandığınız bu görüntüler sizi hemen olumlu bir ruh hali içine sokacak. Doğanın sakinleştiren muhteşem enerjisiyle uyumlanacaksınız.

GÜL MEDİTASYONU NASIL YAPILIR?

Gelelim gül meditasyonuna. Şu sıralar elimden geldiğince bahçemizde ya da gittiğim yerlerdeki güllere bakarak bu meditasyonu yapıyorum. Goncaları, yarı açmış ya da solmak üzere olan güllere tüm farkındalığımla bakıyorum. Kokluyorum herbirini. Sonra fotoğraflarını çekiyorum. Bu sırada doğanın hoş sürprizleri de oluyor bana. Güllerin etrafında uçuşan kelebekler, serçelerin, bülbüllerin mutluluk şarkıları gibi. Tüm bunları yaparken güllere odaklandığımdan sıkıntı veren, stres ve endişe yaratan hayatın sorumluluklarına, problemlerine dair hiçbir şey gelmiyor aklıma. İçimi tarifsiz bir huzur hissi kaplıyor. Kıpkırmızı ya da pespembe bir gülün muhteşem güzelliği beş dakikada beni yaşamdaki problemlerden alıp götürüyor. O sırada olumlu ruh halim nedeniyle nefes alıp verişlerim de düzene giriyor. Stresle kastığım omuzlarım, öfkeli veya kaygılı iç sesimi dinlerken çatılan kaşlarım gevşiyor. İçimdeki sıkışmışlık hissi kaybolduğu gibi, bedenimdeki gevşemeyi de hissediyorum.

Bu meditasyonu; ortancalarla, papatyalarla, mor salkımlarla, begonyalarla da pekala yapabilirsiniz. Dediğim gibi martılara bakarak da! Yeter ki, zihninizdeki sorunların, yaşama dair sorumlulukların esiri olmayın. Robot gibi çalışırken, iç sesinize kulak vermeyi unutmayın! Çok değil, tüm bunlar için her gün 5 dakikanızı ayırmanız yeterli!