Milletçe ortak yakınmalarımızdan biri de "Doğru dürüst markalarımız yok, geleneklerimizi unutuyoruz." cümlesinde kendini gösterir.
Milletçe ortak yakınmalarımızdan biri de “Doğru dürüst markalarımız yok, geleneklerimizi unutuyoruz.” cümlesinde kendini gösterir. Hem şikâyet ederiz hem de birçok değerimizi hoyratça harcarız.
18 Şubat 2017 Cumartesi günü Cağaloğlu Çatalçeşme Sokak’ta açılan Pınar Yayınlarının yeni mekânına hayırlı olsun ziyareti yaptıktan sonra, arkadaşlarla birlikte, TYB İstanbul Şubesine doğru yürürken sokağın halini görünce, şu anda okumakta olduğunuz yazıyı kaleme almak istedim. Sokakta birçok dükkân kaderine terk edilmiş, bazı yayınevleri taşınmış, bazı binalar yıkılmayı bekleyen viraneler gibi öylece duruyor. Uzun yıllar, Türkiye’nin kitap, kültür, yayın merkezliğini yapmış bir sokağın şu andaki hali, her haliyle üzücü. Yayıncıların, kendilerince haklı sebeplerle, birer-ikişer terk ettikleri sokağa, Pınar Yayınlarının satış ve sohbet mekânı açması takdire şayan bir cesaret örneği. Ciddi özveri gerektiren bu girişimlerinden dolayı Pınar Yayınlarını tebrik ediyorum. İnşallah, kitapseverlerin uğrak mekânı olur orası.
Bilinir olmak, itibar görmek, ilgi görmektir marka olmak. Hem Cağaloğlu semti hem Çatalçeşme Sokak böyle bir markadır. Önceki kuşaklarda, Cağaloğlu hatırası olmayan yazar, gazeteci, sanatçı yoktur. Kitapseverlerin çoğunun yolu Cağaloğlu’na düşmüştür. Bu denli bilinen, bu denli yaşanmışlıklara sahip ve bir kültürü olan sokağın viraneye dönüşerek yok olmasını seyretmek, asırlık bir markanın zayiinden veya geleneği çöpe atmaktan başka nedir ki!
İstanbul’un her yerinde yeni kitapçılar açılabilir, yeni kültür-sanat mekânları, yeni kültür vadileri oluşturulabilir, oluşturulmalıdır da. İstanbul kocaman bir dünya kenti… Ne kadar çok kültür mekânı olursa o kadar iyidir ama kadim bir mekânın yaşatılması da önemlidir. Cağaloğlu markadır, Çatalçeşme Sokak markadır. Bir mekânı, ismi, ürünü markalaştırmak için bazen asır gerekir. Elimizdeki hazır bir markamız eriyip gidiyor.
“Çatalçeşme Sokağı ile ilgili belediyelerin, valiliğin veya bakanlığın bir planı yoksa acilen olmalıdır.” diyorum. Çatalçeşme Sokağı, her yaştan insanın ve turistlerin kitap için uğrak mekânı olabilir. Ben olsam trafiğe kapatarak sokağı bir kültür mekânı olarak düzenlerim. Binaların üst katları her mesleğe ofis olabilir ama alt katlarını kitapçılara tahsis ettiririm. Aralara kahve ve çay ortamları yerleştiririm. Böylece asırlık bir kültür mekânı yeniden canlanır. Zor mu? Elbette bazı zorlukları olacaktır ama çaba göstermeye değer.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Kültür Bakanı Nabi Avcı, Bakanlık Müsteşarı Ömer Arısoy’a konuyu duyurmuş olayım. Sokak için böyle bir hazırlık yoksa benim yazım rica olsun, varsa teşekkür yazısı kabul edin.