24 Haziran 2018 seçimlerine gittikçe yaklaşıyoruz. Yazı için masama oturduğumda, YSK'dan gelen mesajda, seçmen listelerinin kesinleştiği bilgisi vardı. Mesajda, oy kullanacağımız yeri, seçmen.ysk.gov.tr adresinden öğrenebileceğimiz yazıyordu. Yazıdan sonra, nerde oy kullanacağıma bakacağım.
24 Haziran, her açıdan “farklı” bir seçim olarak siyasi tarihimizde yer alacak. Bu seçim, başkanlık sistemine geçiş, ittifaklar, çok farklı partilerin işbirliği açısından önceki pek çok seçimden farklılaşıyor.
Bu Seçim Araştırma Az mı?
Önceki gün bir dostum “Bu seçimde, az anket yayınlandı. Araştırma firmaları galiba yanlış yapmaktan korkuyor. Bak siz bile araştırma yayınlamadınız” dedi.
Evet, bu seçim, önceki seçimlere göre daha az araştırma yayınlandı. Sanıyorum, bunun en önemli nedeni, seçim sürecinin kısa olması. Tabii yayınlanan araştırmaların hepsi ekranlara ve gazetelere yansımıyor.
Danışmanlığını yaptığım, ARGETUS, 24 Haziran seçimlerine dönük yaptığı araştırmanın sonuçlarını önümüzdeki salı günü kamuoyuyla paylaşacak. ARGETUS, 24 Haziran’dan önce bir sonuç daha yayınlayacak.
Sessiz ve Cesur Partililer
Seçmene yönelik araştırmalardan söz açılmışken, saha gözlemlerimden bahsedeyim.
HDP seçmeni, anketörlerin sorularına cevap verirken önceki seçim süreçlerindeki kadar açık ifade kullanmıyor.
Şu anda sahada kendini en net ifade eden seçmenin İYİ Parti ve Saadet Partisi seçmeni olduğu gözüküyor. Bu iki partiden sonra, kendisini ifade etme rahatlığı bakımından AK Parti ve CHP seçmeni sırayı alıyor. MHP seçmeni de, kendisini ifade ederken biraz çekingen davranıyor.
Seçmenin Mantık Evliliği
Kararsız seçmene gelince… Ben, son yıllarda, “kararsız seçmen” kavramının yanı sıra “stratejik oy kullanan seçmen” ifadesini de sıklıkla kullanıyorum. Seçmenin stratejik oy kullanması şu demek: Üyesi-sempatizanı olduğu veya sevdiği partiye değil, bir takım hesap-kitap ve stratejilerle başka partiye oy vermek. Bir nevi duygu-aşk evliliği değil mantık evliliği...
Son yıllarda stratejik oy kullanan seçmenin arttığını gözlemliyorum. 24 Haziran’da da stratejik oy kullanan seçmenin varlığını fark edeceğiz. Bu seçmen grubu, stratejik hesaplarını son ana kadar sürdürecek. Önceki araştırmamızda ilan ettiğimiz, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçiminde oyunu farklılaştıracak yaklaşık yüzde 15’lik seçmeni, “stratejik oy kullanan seçmen” olarak görebiliriz.
Siyasi eğilim araştırmaları -seçim anketi- ne işe yarar?
Ülkemizde özellikle seçim araştırmalarına, şirketlerin raporlarındaki değerlerin, seçim sonuçları ile ne kadar uyumlu olduğu, seçim sonuçlarını yansıtıp yansıtmadığı üzerinden bakılıyor. “Seçim sonucunu hangi araştırma şirketi bildi?” sorusunun gözde olması veya bir araştırmacıya rast gelindiğinde, seçim sürecine dair sorular yerine muhtemel sonuçlara dair rakamların sorulması da, bu eksik yaklaşımın eseri. Oysa araştırmalar daha çok, değişimi tespit etmek, toplumsal nedenler ile kamuoyu kanaati arasındaki ilişkiyi görmek, muhtemel sosyal gruplar arasındaki farklılaşmayı gözlemek, seçim sürecini izlemek için yapılır. Türkiye, kalitesini yükselten araştırma şirketlerinin artması ve araştırma kültürü bakımından iyi mesafeler aldı. Artık, araştırmaları da, değişimi ve süreci izlemek ve uzun vadeli (hem de çok uzun) stratejiler için kullanmamız gerekiyor.
Son On Gün
Seçim süreci çok sakin geçiyor. Alışık değiliz böylesine. Ne seçmen, ne medya ne de liderler alışkın. Onun için her an bir hareketlenme olabilir diye düşünüyorum. Son on günde liderlerden farklı çıkışlar bekliyorum. Bakalım neler olacak? İnşallah güzel şeyler olur.