FETÖ'cüsü, PKK'lısı ve türlü şer şebekelerinin mensupları dolarda yükselme olunca ellerini bir hevesle ovuşturmaya başladı.
FETÖ’cüsü, PKK’lısı ve türlü şer şebekelerinin mensupları dolarda yükselme olunca ellerini bir hevesle ovuşturmaya başladı.
“Acaba ekonomi çöker de Erdoğan gider mi?” diye pusuya yattılar, bıyık altından ince ince gülerek hainliklerini bilmem kaçıncı milyon kere yine tescillediler.
Elbet ne ekonomi çöktü, çökecek ne de Erdoğan gitti, gidecek.
Hatta hayırlısıyla yaza girmeden Türkiye’nin ilk başkanı olacak, Türkiye düşmanı küreselciler ve onların taşeronluğuna soyunanlar apışıp oturdukları yerden o şokla kalkamayacak.
“Muhtar bile olamaz” diye manşet atan gazetenin içten içe beslediği heveste kursağında kalacak, bastırılmış darbeyi ofsayta düşmemek için savunmadıkları gibi Erdoğan’ın da başkanlığını destekliyormuş gibi gözükecekler ama içleri kan ağlayacak.
Bu medya organının televizyonunda çalışan bir tane densiz geçenlerde şöyle demişti: “Dolar 3.46'yı aştı. Ne oldu, dolar sevgisi vatan sevgisini geçti mi? "Tankların önüne yatarız, dolarımızı satmayız" mı? Kahramanlar nerede?”
Bu densize halk ağzının payını gidip dolarlarını bozdurarak verdi bir de başkanlık referandumunda sandıkta verecek ve böylelikle hayatının dersini almış olacak.
Aydın Doğan da hala bu densizi kurumlarında çalıştırmaya devam etsin, iş ciddiye binince “ben de Kelkit’liyim, özür dilerim” yazıları döşemeye başlar nasılsa.
Hülasa, makûs talihleri hiçbir zaman değişmedi, bundan sonra da değişmeyecek hatta öyle ki hevesleri kursaklarında bir sittin sene daha kalmaya devam edecek.
Biz ise işimize bakacağız, Türkiye’nin hedeflerine birer birer ulaşmaya çalışacağız.
Özetle düşman düşmanlığını yapacak dost ise dostluğunu yapmaya devam edecek.
Herkesin ne mal olduğunu gördükçe ve piyasaya yeni sürülen niyeti bozuk kişileri tanımaya devam ettikçe bizi yolumuzdan döndüremeyecekler.
Sayısız ihanet planlarına soyunanlar da avuçlarını yalamakla kalacak.
Nasıl daha önce hayata geçirmeye çalıştıkları ihanet planları ellerinde patladı avuçlarını yalamak zorunda kaldılar yine öyle olacak.
Son birkaç senede neleri denemediler ki?
Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz FETÖ darbelerine soyunan küresel merkezin Türkiye şubeleri karşılarında lideriyle yekvücut olmuş bir milletle karşılaştılar ve duvara tosladılar.
Bu darbe planlarında başarılı olamayanlar sahneye terör kartlarını koysalar da Türkiye’ye diz çöktüremediler, bağımsızlık mücadelesinden vazgeçiremediler.
Şimdi de dolar üzerinde oyunlar oynayarak ekonomik darbeye kalkışsalar da başarılı olamayacaklar.
15 Temmuz günü tankların altına yatan, mermilere göğsünü geren bu millet bu oyunu da bozacak ve yürüyüşüne devam edecek.
Bozmaya da başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle döviz bürolarına akın eden millet ülkenin ekonomisine de el koymayı başardı ve doların günler sonra düşmesini sağladı.
Gezi darbesinde faiz lobisinin nasıl çalıştığını görmüş ve bu darbeyi sahneye koyanların neyi amaçladığına gözlerimizle şahit olmuştuk (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faiz lobisi” terminolojisiyle dalga geçen zevat hala Aydın Doğan’ın amiral gemisinde utanmadan yazmaya devam ediyor bu arada).
17-25 Aralık darbesinde Halkbank’ı hedef alan küresel çetenin taşeronu FETÖ’nün amacını da 15 Temmuz’la beraber daha iyi idrak ettik.
Bu darbelere karşı mücadelesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yalnız bırakanları ve Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde “yalnızım” demesine sebep olanları da iyi biliyoruz.
Hayatlarında elde etmiş olduğu tüm makamları Erdoğan’a borçlu olanların Erdoğan’ı yalnız bırakmasını bu millet kabul etmedi, etmez.
Ama yanında sadece milleti olduktan sonra yoluna devam eden bir lider ve canı pahasına mücadele eden bir millet varken de sırtımız yere gelmez.
“Babam Menderes için ağladı, ben Özal için ağladım, çocuklarım Erdoğan için ağlamayacak” diyerek 15 Temmuz günü meydanlara inen bu milletin feraseti olduğu sürece şer cephesinin topu birlikte gelse de fayda etmez.
15 Temmuz’da hevesleri kursaklarında kalanların ekonomimiz üzerinde oynamaya çalıştığı bu oyunlar da kursaklarında kalacak.
Ve gün gelecek bu oyunları kendilerine dönecek.
Şöyle ki…
1971 yılında altın-dolar bağının koparılmasıyla, dolar serbest dalgalanmaya bırakılmış ve tamamen “itibari paraya” dönüştürülmüştür.
Lakin bu paranın arkasında duran ABD hükümetinin karşılıksız dolar basmaları bir kenarda dursun giderek artan borç stoku da var.
Aş evlerinden yemek yemek mecburiyetinde kalanların sayısı %15’e vuruyor şuan Amerika’da ve 320 milyonluk bir ülke için bu da yüksek bir sayı.
“Overdose” belgesel filmini izleyenler hatırlar, belgeselde “Euro Pasific Capital” yatırım şirkenin Başkanı Peter Schiff’in görüşlerine de yer veriliyor.
Schiff’e göre, ABD’nin piyasaya devamlı para basarak sürmesinin hastayı iyileştiremeyen doktorun, uyuması için ona sürekli alkol vermesine benzetiyor.
Neticede bir noktadan sonra hastanın bünyesi daha fazla alkolü kaldıramayacak ve hasta kaybedecek.
Dünyaya kur üzerinden operasyon çekmeye niyet edenlerin ve Türkiye üzerinde oyunlar oynamak için düğmeye basanların gün gelecek kendi problemleriyle uğraşacakları yakındır.
Bu güçlere taşeronluk yapanlar o nedenle fazla heveslenmesinler, Türkiye yapılmak istenen bu darbeyi de atlatır, atlatmak üzere.
Tankların altına yatan bu milletin böyle operasyonlarla sineceğini düşünenler varsa çok beklerler.