İklim değişikliği ve su kaynaklarının azalması sadece Türkiye'nin değil dünyanın temel problemi…

Bir araya gelmek, fikir alanı açmak, konuşmak, paylaşmak ve üretmek için yapılan bir toplantı çağrısı var. Son zamanlarda dünya nüfus hareketliliği, yerinden edilme, mülteci olmak ve savaş sebebiyle zorunlu göçe maruz kalan kitleler büyük bir göç literatürünü oluşturuyor… Bu yüzden, hemen her alanda yapılan akademik toplantılar, analizler, kitaplar dünyanın bu dönüşümü üzerine tarihe notlar bırakıyor… Müzik ve dans, göç konusunda geniş bir araştırma alanına sahip… Doç. Dr. Belma Oğul, Doç. Dr. Evrim Hikmet Öğüt ve bendeniz bu konuda çalışan arkadaşlarımızı bir çalıştayla bir araya getirmeye niyetlendik… Buradan bir duyuru yapmak istedim. 15 Temmuz günü güzel bir niyetle Türkiye çalışmalarına ulusal ve uluslararası anlamda değer katan bilim insanlarıyla bir araya gelmek istiyoruz… Katılım için [email protected] adresine ileti yollamanız yeterli…

SU YOKSA SAĞLIK DA YOK, HAYAT DA…

Dünya’nın üçte dördü su ile kaplı olmasına rağmen, tüketilebilir su kaynakları yalnızca yüzde bir civarındadır. Yeni dünyanın kentleşme, gıda üretimi, sanayileşme ve nüfus artışındaki coğrafi dengesizliği su tüketimini yetersiz kılıyor... İklim değişikliği ve su kaynaklarının azalması sadece Türkiye’nin değil dünyanın temel problemi… İddiaların en başında 2040-50 yıllarında elliden fazla ülkenin su sıkıntısı çekeceği ve su savaşları çıkacağı yönünde. Yine de, su ile gelen şifa kültür birikimimizin en önemli verilerini oluşturuyor. Su yoksa sağlık da yok, hayat da… Bu kapsamda İstanbul Üniversitesi 10 Haziran Pazartesi günü (yarın) önemli bir sempozyum düzenliyor. “Tarih ve Kültür Penceresinden Su ve Sağlık İlişkisi” sempozyumu… Polonya Wrocław Tıp Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi iş birliğince hazırlanan sempozyumun içeriği, insanlık tarihinin su ile olan ilişkisini öne çıkarıyor… Sürdürülebilirlik, su kaynaklarının akılcı kullanımı, bilinçlendirme belki yeni yüzyılın getireceği su kıtlığına bir nebze önlem olabilir… Ben de sus seslerinin şifası ve makam müziği tınıları birleşen şifahaneler üzerine hem bir konuşma hem de bir dinleti sunacağım… Bir not: Türkiye’nin temiz hava ve su rezervi açısından en kıymetli bölgesi Doğu Anadolu… Ve Ardahan… Hem kaynak hem de güzergah açısından önemli bir konuma sahip…

GÖNÜLDEN GELEN BİRLİKTELİK: CHOROMAS KOROSU

Çok başarılı bir gençlik hareketi gibi… Yollarını müzikle buluşturan, müzik ve insan aşığı gençlerden oluşuyor Choromas akapella korosu.Seslerine, özgüvenleri, heyecanları, çalışma azimleri, vizyonları karışıyor… Şefleri Başak Doğan, yürekten inanıyor yol arkadaşlarına… Başak, Danimarka’da, Royal Müzik Akademisinde, Ritmik Koro Şefliği alanında master yapmış… Her zaman söylerim uzmanlaşmak, bir alana inanmak, değer katmak ve üretmek demektir… Emek veren gençler, hem tecrübe hem de üretim açısından müziğe de kendilerine de değer katıyorlar… Geçtiğimiz haftalarda, Booby McFerrin’in sahnesinde yer aldılar. Vokal doğaçlama tekniğiyle seyirciyi de, McFerrini’de mest ettiler… Şu anda Avrupa turnesindeler… Avrupa’nın sevilen korolarıyla aynı sahneyi paylaşacaklar ve Türkiye’yi temsil edecekler… Onlarla gurur duyuyoruz… Yarın için ülkesi ve yaşam kalitesi için çalışan bu gençlerin yolu açık olsun…

GÜNÜN SÖZÜ:

Havaya atılan bir taş düşünebilseydi kendi isteğiyle yere düştüğünü sanırdı

Spinoza