Havacılıkta iniş ve kalkış için verilen izinlere slot denildiğini biliyoruz.
Havacılıkta iniş ve kalkış için verilen izinlere slot denildiğini biliyoruz. Havayolu şirketleri, uçuşlarını düzenleyen bu uygulamaya göre hareket etmek zorundadır. Yerde ve havada iki ayrı slot söz konusu olduğu için, her ülkenin sivil havacılık otoritesi geçmişten gelen (Historik) hakları da göz önüne alarak, bayrak taşıyıcı (Flag carrier) şirketlere öncelik tanır.
Türkiye'de bu hak Türk Hava Yolları'na ait olup, yabancı ülkelerde de, bu hak milli havayolu şirketlerine aittir.
Bir çok ülkeyle olduğu gibi Özbekistan ile de bu konuda anlaşmamız vardır. THY'nın başkent Taşkent'e yaptığı uçuşlar dışında, Semerkant gibi tarihi ve turistik önemi olan bir kente uçuş yapılması slot engeline takılıyordu.
Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Özbekistan Devlet Başkanı Şevket Mirziyoyev arasında yapılan görüşmede, THY'nın Semerkand'a sefer yapması konusunda mutabakat sağlanmış ve Uzbekistan Airlines ile bir kod paylaşım (code share) anlaşması imzalanmıştı. Yani, bundan böyle iki şirket, Mart 2018'de başlayacak seferler için ortak bilet satabilecek.
Bu seferlerin iyi bir sonuç vermesi için Türk basınına Semerkand ve Buhara'yı tanıtmayı amaçlayan bir gezi düzenlendi.
THY Basın Müşavirliği'nın kusursuz organizasyonu ve Özbeklerin dillere destan konukseverliği ile hayata geçen bu gezide, benim hayallerimi süsleyen Semerkand ve Buhara gibi iki güzide şehrin de olması doğrusu büyük bir şanstı.
İstanbul AHL'den kalkan UzAir'in Boeing 757-200 tipi uçağı Semerkand (Halqara) Uluslararası Havalimanı'na sabaha karşı teker koyduğunda, pistte bizleri karney sürney denen dev borazanlı müzisyenler ve ekmek ikram eden genç kızlarla birlikte Vali Yardımcısı karşıladı.
106 ayrı milliyetten insanın yaşadığı bu ülke, 447 bin metrekarelik yüz ölçümü ve 27 milyonluk nüfusuyla dikkat çekiyor.
Sovyetler'in dağılmasıyla 26 yıl önce bağımsızlığına kavuşan bu ülkeye Kurucu Devlet Başkanı İslam Abdülganiyeviç Karimov damgasını vurmuş. Karizmatik bir lider olarak adından saygıyla söz edilen bu Lider halkın gönlünde yaşıyor.
Ünlü din alimi Bahaeddin Nakşibendi'nin türbesinin yapımına katkı sağlayan merhum eski cumhurbaşkanlarımız Süleyman Demirel ve Turgut Özal ile de dostluğu olan Karimov, onları unutmayıp fotoğraflarını duvara astırmış.
İnsan, Semerkand'ta kendini adeta açık ve büyük bir müzedeymiş gibi hissediyor.
Devasa türbelere, ihtişamlı kapılardan girerken tarihin içinde bir yolculuk yapar gibisiniz. Öyle ki, sanki o dev kapılardan bir anda askerler çıkacak gibi hissediyordunuz.
Muhteşem tarihi eserlerde, santim santim elle yapılan çini işlemeleri görünce bu nasıl yapılır diye sormadan edemiyorsunuz.
Önce Moğolların sonra Bolşevik Rusların istilasına uğrayıp tarumar olan bu güzelim eserler, bin bir emekle adeta yeniden yaratılmış.
Tarihe ve geçmişe büyük önem veren ve bunu her fırsatta dile getiren Özbekler, işgalcilerin tüm yasaklamalara karşı İslamiyet'e, din ve bilim önderlerine sahip çıkıp saygıda kusur etmemişler.
Semerkand'ta, Timur Imparatorluğu'nu kuran ve Amir (Emir) Timur olarak bilinen imparatorlarının dev heykelinin yanı sıra, matematikçi-astronom Uluğ Bey ve kurucu president dedikleri Karimov'un heykelinden başka bir heykel yok.
UNESCO'nun Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Semerkand'ın 3 bin yıllık bir geçmişi var.
Tiyanşan (Tanrı) ve Pamir Dağları'nın eteklerinde, Amuderya (Ceyhun) ve Siriderya (Ceyhun) gibi iki nehrin arasında (Maveraünnehir) yer alan, ülke topraklarında her şey yetişiyor.
8 metre gidiş, 8 de geliş olmak üzere 16 metrelik yollar, meydanlar, parklar ve de en önemlisi pırıl pırıl olan caddeleri temizleyen, peyzaj işini yapan kadın işçilerin gayreti görülmeye değer.
Rus İşgali'nde Timur Han'ı ve geçmiş tarihi öğretmek yasaklanmış, camiler kapatılmış, dini faaliyetler baskı altına alınmış.
Semerkand, yatay büyüyen bir şehir. İtfaiyenin yangın merdiveni en fazla 9 kata kadar çıktığı için bundan yüksek bina yok.
Şehrin en büyük meydanı olan Registan (Kumlu meydan) halkın seyir yeri gibi. Türbeler, honaka dedikleri dergahlar sufi dervişlerin medreseleri, makber denilen mezarlar kervansaraylar adeta bir tablo gibi göz zevkimizi okşuyor.
Deprem bölgesi olduğu halde, tarihi eserlerde yıkılma ve çatlama çok az.
Tabelalardaki kelimeler, bize göre biraz değiştiği halde hemen anlıyoruz. Örneğin kelinler libosları, irkek kıyımlari gibi..
8.yüz yılda Zerdüştlüğün hüküm sürdüğü bu topraklarda İslamiyet zor yayılmış. 9-13. Yüzyıl arası bilim ve medeniyet büyük gelişme göstermiş, Doğu'nun Rönesans'ı burada yaşanmış diyebiliriz. Algoritmaya adını veren Alharezmi, El Biruni, ibn-i Sina medrese ve alim ortaklığını oluşturmuş önemli isimlerdi.
Semerkand'tan sonra saatte 250 kilometre hız yapan lüks bir trenle stepleri geçerek, 1,5 saatte Yedi Şerefli Şehir'den biri olan ve Buhara-i Şerif diye adlandırılan Buxoro'ya gelince ayrı bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. Buhara Hakimi (Vali) Bornavef Oktam İsayeviç ile tanışıp, gerçek Buhara (Özbek) Pilavını tattık. Mutfakları enfes ve bize çok uygun.
Ülkenin yüzde 60'ı çöllerden (Karaçöl ve Kızılçöl) oluşmasına rağmen, toprak iyi değerlendiriliyor.
Karakalpakistan Özerk Bölgesi ve Fergana Vadisi de görülmeye değer yerlermiş, ama biz göremedik.
Andican'da Çinlilerin aldığı Chevrolet araçlar üreten bir fabrika var. Yutong marka lüks otobüsler çok kullanımda.
Normal bir binek oto 6 bin dolar. Lüks cipler ise 30-35 bin dolar arasında. Herkesin bir arabası var. Bisiklet var, fakat iklimden ötürü motosiklet yok gibi.
Taklit polis aracı panosu burada da var. Ülkenin gayri safi milli hasılası resmen açıklanmıyor ve de yabancı para kullanmak yasak gibi. Ülkede siyasi partiler var ve seçim sistemi çalışıyor. Demokratik hak ve özgürlüklerde bariz bir sorun yok.
Ülkede 300'ü aşkın önemli ve büyük tarihi eser var. Ne yazık ki, Taşkent ve Hive Hanlığı bölgesini göremedik.
Zenginlikten vaz geçip, Allah'a bağlanmayı tercih eden Sufi dervişler Nakşibendilik ve Kalenderilik tarikatlarını oldukça yaymışlar. Halk, İmam Matrudi'nin, Ahmet Yesevi'nin ve de Yedi Pir'in inancına sahip çıkıyor.
Son gün yapılan basın toplantısında bize ve yerli basına Türkiye ve Özbekistan ilişkileri konusunda bilgi verildi. Turizm Devlet Komitesi Başkanı Aziz Abdulhakim, Semerkand Hakimi (Vali) Turobjan Djuarev, Uzbekistan Airlines Başkan Yardımcısı Umidjan Khusanıv ve Türkiye Turizm Müşaviri Cesim Çelebi söz aldı. Toplantıda Özbek yetkililer, vizelerin, bir ay yerine, üç günde verilmeye başlandığını ve kaldırılması için çalışılacağını söyleyerek, Türkiye'den daha çok ziyaretçi beklediklerini vurguladılar. Türkiye'den 2016 yılında Özbekistan'a sadece 22 bin kişi ziyaret için giderken, oradan bize iş ve ziyaret için gelenler ise 161 bin kişi.
2016'da, dünyada 1 milyar 335 milyon kişi seyahat edip, 1 trilyon 225 milyar dolar harcamış. Özbekistan gibi tarih kokan bir ülkenin bu pastadan yeterli payı alamaması acı ve düşündürücü.
Şimdi Özbek kardeşlerimiz bizi bekliyor. Avrupa'da harcayacağımız paranın çok daha azına egzotik ülke Özbekistan'a seyahati etmeyi tercih edelim derim...
NOT: Uzbekistan Airlines mensuplarına ve özellikle Dolores Travel'in değerli çalışanlarına sonsuz teşekkürler...