Galatasaray Kongresi tarafından iki kez Başkanlığa seçilen Mustafa Cengiz ile Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim arasındaki gerginlik artarak devam ediyor.
Çeşme-Ilıca’daki Kebapçı Kavgası ile Milli Takım’daki görevine son verilen Fatih Hoca birkaç aylık istirahatten sonra Igor Tudor’un yerine Galatasaray’ın teknik direktörü olarak göreve getirildiğinde 2017 yılının son günlerine doğru geliyorduk. O zamanlar başkan Dursun Özbek’ti. Öncelikle Milli Takım’daki tazminatına bir halel gelmemesi için meccanen (ilk yıl ücreti sembolik olarak 1905 lira’ydı.) başladı Fatih Hoca görevine. Akabinde ve detayında ise yıllık 18 milyon TL’den kontrat 2024 yılına kadar yenilendi. (Ayda bir buçuk milyon TL alıyor helalinden Fatih Hoca)
Fatih Hoca ile Arda arasında Fransa 2016 sırasında prim muhabbetlerinin kabak tadı vermesiyle kopan ilişkiler aracıların yoğun çalışmaları sonucunda Galatasaray-Başakşehir maçı öncesi yaşanan el öpme-öptürme töreni ile tatlıya bağlanmıştı. Ardından Arda’nın Başakşehir’den bonservisini alıp Galatasaray ile imza aşamasına gelindiğinde (geçen ay tam da bu günlerde/ 28 Aralık) Başkan Mustafa Cengiz’e Florya’da gazeteci arkadaşlarımız Arda transferini sual ettiler, Başkan bunun üzerine “biz geçmişi değil geleceği olan oyunculara yatırım yapmayı istiyoruz ve Arda transfer planlamamızda bulunmuyor” deyiverdi. Fatih Hoca’nın “ben Başkan’nın yerinde olsam öyle demezdim” diye başlayan “Galatasaray’da yetişmiş, giderken ciddi bonservis kazandırmış bu camianın bir evladı olan Arda’ya doğduğu takımda jübile yapma hakkı verilmelidir” minvalinde ayar dolu ve Başkan’ı tekzip eden beyanatı geldi bunun üzerine.
Galatasaray Kongresi tarafından iki bin küsur oyla seçilmiş bir Başkan’la, Kulübün sözleşmeli bir eleman’ı arasında yaşananlar futbol dünyamızda pek alışık olunan durumlardan değil. Camianın özellikle Liseli/Liseci tayfası zaten uzun yıllardır Fatih Terim’e mesafelidir ve bunu kendi aralarında saklamazlar. Fatih Hoca, Galatasaray’da futbol oynadığı zamanlarda bir kez bile şampiyon olunamadığı için “uğursuz” addedilir genellikle. Daha sonra yaşanan Lig dominasyonu ve UEFA Kupası/Süper Kupa başarıları ile halının altına süpürülen bu durum şimdi yeniden güncellendi.
Camianın dinamikleri ve gelenekleri bu türden netâmeli konuları kapalı kapılar ardında çözmeyi gerektirdiği için Fatih Hoca’nın Arda’nın transferi konusunu –bahane- ederek bu tartışmayı herkesin önünde yapmasını ve bu kadar uzatmasını başka sâiklere bağlayanlar da var şu sıralarda.
Fatih Hoca 4 Eylül 1953 doğumlu. 66 yaşını beş ay geçiyor bugün itibarıyle. Milli Takım Teknik Direktörümüz Şenol Güneş’den sonra en “yaşlı” faal teknik direktör şu an itibariyle Ülkemizde. Yaşadığı, yaşattığı onca başarıdan sonra en “tok” hoca aslında. Twitlerinde “verilmiş sözüm var” diyerek doymadığını iddia etmesi ise taraftarı arkasına alıp Yönetim’e karşı pazarlıklarında elini güçlendirme manevrası olarak değerlendiriliyor.
Bu sene zaten ortalık fena halde karışık. VAR tartışmaları, hakemlerin formsuzluğu, TFF’nin bocalamaları, Mali Fair Play’in Düyun-u Umumiye’ye dönmesi, Sivas’ın yaptıkları, Trabzon-Başakşehir-Fenerbahçe’nin iniş-çıkışlı grafiği, Galatasaray’ın Konya karşısındaki toparlanma sinyalleri, Beşiktaş’ın havlu atması, Sergen Hoca, vs. derken gündem herkes için yoğun. Bu arada bir de seçilmiş başkan-atanmış teknik direktör kavgası nereye varacak acaba? diye merakla bekliyoruz.
Hepimize güzel bir hafta dileğiyle.