Alman sosyaldemokratları Avrupa'nın tarihinde oldukça önemli bir yere sahipler.
İlk olarak 1863 yılında Alman İşçi Derneği olarak kurulduktan sonra 1869 yılında Sosyaldemokrat İşçi Partisi adı altında partileşmişler. 1875 de ise Almanya Sosyalist İşçi Partisi çatısı altında bir araya gelmişler. Bugünkü SPD ise 1890 yılında kurulmuş. Almanya’nın hala var olan en eski partisi. Tam 156 yıldır var olan siyasi bir hareketten bahsediyoruz. Sadece Almanya’nın değil Avrupa’nın kaderinin belirlenmesinde oldukça önemli bir yer almış.
Bugün ise büyük bir kriz yaşamakta. Yakın tarihin en kötü seçim sonuçlarını alarak Almanya’da bazen birinci bazen de ikinci parti konumunu tamamen yitirmiş durumda. Üye sayısı 600 binden 400 bine düşmüş ve hala üye kaybediyor.
Yakın tarihe damga vurmuş Willy Brandt ya da Helmut Schmidt ve de en son Gerhard Schröder gibi şansölyeler ve SPD başkanları ile günümüz AB’sine de şekil vermiş olan SPD bugün bu konumdan çok ama çok uzakta.
Alman seçmenin güvenini kaybetmekte olan SPD, Yeni Dünya Düzeni ve Avrupa’da aşırı sağın yükselişine ayak uyduramamakta. Bunlara yönelik politikalar üretememekte. Lider sorunu var. SPD’nin niçin bu hale geldiğinin analizini yapacak olursak SPD’nin çöküşünün nedenleri gazetenin bu köşesine sığmaz.
Ancak tüm bunlara rağmen halen Avrupa’da sosyaldemokrat hareketin en önemli ve büyük partisi olma özelliğini korumakta. SPD’yi bu nedenle çok yakından takip ediyoruz. Avrupa demokrasisi açısında SPD’nin rolü önemli ve değerli. Aynı şekilde AB’nin geleceğinde de Almanya’nın ve dolayısıyla tekrar güçlenen bir SPD’nin rolünü hafife almamalıyız.
SPD içinde bulunduğu bu kötü durumdan çıkmak amacıyla yeni modaya uyarak “eş başkan” sistemine geçti ve tarihinde ilk defa “eş başkanlarını” seçecek. SPD’yi tekrardan Almanya’nın güçlü bir partisi yapmak amacıyla 7 “eş başkanlık adayı ekip” birbirleriyle yarışmaktalar. 6 ve 8 Aralık 2019 tarihlerinde Berlin’de gerçekleşecek olan SPD Kongresi yeni dönemin ilk “eş başkanlarını” seçecek.
Bu kongrede SPD ayrıca CDU ve CSU ile koalisyon ortağı olduğu federal hükümette kalıp, kalmayacağına da karar verecek. Bu açıdan bu kongre hem Almanya’yı hem AB’yi hem de dünyayı çok ilgilendirmekte. Almanya’da bir hükümet değişikliği hatta bir erken seçim olup olmayacağı da bu kongrede ortaya çıkacak. Bu kararın verilmesinde hangi “eş başkan ekibinin” seçilecek olması da belirleyici olacak.
Onun için sizlere adayları tanıtmak istiyorum:
- 61 yaşındaki Federal Maliye Bakanı ve Şansölye Yardımcısı Olaf Scholz ve 43 yaşındaki Klara Geywitz hali hazırda en güçlü “eş başkan” adayları olarak değerlendirilmekte. Baştan aslında hiç aday olmak istemeyen ama buna mecbur kalan Olaf Scholz yanına partinin “ikinci sıra ekibinden” Klara Geywitz’i alarak parti tabanını da arkasına almaya çalışmakta. Kendisinin parti içinde çok sevilmediğini bildiğinden bu açığını Klara Geywitz sayesinde kapatmayı planlamakta.
- 61 yaşındaki Sachsen “Uyum” eski Bakanı Petra Köpping ve 59 yaşındaki Niedersachsen İçişleri Bakanı Boris Pistorius da “eş başkan” adayları olarak iddialı konumdalar. Her ikisinin de hükümet deneyimi olması olumlu değerlendirilmekte. Ancak ikisi de aynı Olaf Scholz için de gündeme gelen “bunları seçersek hiçbir şey değişmeyecek” eleştirisine maruz kalmaktalar. Parti tabanı birçok yenilgi sonrası aynı isimler söz konusu olduğunda tepki vermekte.
- 76 yaşındaki Gesine Schwan ve 59 yaşındaki Ralf Stegner “eş başkan” adayları olarak “ünlü kaybedenler” olarak tanımlanmaktalar. Gesine Schwan, Cumhurbaşkanlığı adayı olarak kaybetmişti. Ralf Stegner’de Schleswig-Holstein eyalet seçimini kazanamamıştı. Yeni bir başlangıç için hem yaşlı hem de başarısız bir ekip olarak değerlendirilmekteler.
- 47 yaşındaki federal milletvekili Nina Scheer ve sağlık politikaları alanında isim yapmış olan 56 yaşındaki Karl Lauterbach ise “federal koalisyonu” terk edelim diyen sol fraksiyon için cazip bir “eş başkan” ekibi. Ancak yeterli çoğunluğu bulma şansları pek yok.
- 39 yaşındaki Aşağı Ren Vestfalya Eyalet Meclisi milletvekili Christina Kampmann ve 49 yaşındaki Avrupa Bakanı Michael Roth da ilk adaylıklarını açıklayan “eş başkan” adayları olarak parti tabanı içinde iddialı gözüküyorlar. Ancak Olaf Scholz ve Boris Pistorius gibi “hükümette kalma yanlısı” güçlü isimlerin yanında “hafif” kalmaktalar.
- 64 yaşındaki tanımış bir sosyal demokrat olan Hilde Mattheis ve 48 yaşındaki sendikacı Dierk Hirschel radikal sol bir “eş başkan “ekibi olarak SPD’nin sol kesimi içinde bile az oya sahip olduklarından şanssız konumdalar.
- 58 yaşındaki federal milletvekili Saskia Esken ve 66 yaşındaki Aşağı Ren Vestfalya Eyaleti Maliye eski bakanı Norbert Walter-Bojans da daha tanınmış rakipleri karşısında seçilme şansına sahip olmayanlar.
6 ve 8 Aralık 2019 tarihlerinde Berlin’de yapılacak olan SPD Parti Kongresi yukarıda belirttiğin gibi “federal hükümette kalalım” ve “federal hükümetten ayrılıp muhalefet yapalım” diyenler arasında yoğun tartışmaların yaşanacağı bir kongre olacak. Bu günlerde adaylar eyalet teşkilatlarına konuk olup “değişimi nasıl gerçekleştireceklerini” anlatarak delegeleri kazanmaya çalışıyorlar.
Olaf Scholz ya da Boris Pistorius gibi “Gerhard Schröder çizgisinden” politikacıların eş başkan olarak seçilmesi durumunda SPD’nin seçmen sayısı artmayacak olsa da 2021 yılında yapılacak genel seçimlere kadar federal hükümette kalması kesinleşecektir. Aksi durumda ise Almanya’da neler olacağını ve Yeşiller’in üstleneceği yeni rolü hep birlikte izleyeceğiz.